istanbul'daki
bizanslılardan kalma müze.
yaklaşık 3yy'da ilk kez inşa edilen daha sonra 2 kere yanıp yeniden yapılan, son hali olan bugünkü hali yaklaşık 1400 yıldır orada durmaktadır.
hagia sofia kutsal bilgelik anlamında olmasına karşın,
batı avrupalılar aziz sofia anlamında
sainte sophie derler
bizans döneminde
kilise iken
istanbul'un fethinden sonra
cami haline getirilen ve şu anda müze olarak kullanılan yapı. inşasından sonra kubbesinin iki kere çökmüş olduğu söylenir. istanbul'u elden kaçırdıktan sonra ayasofya'nın gösterişi ve kubbesinin büyüklüğü ile övünen hristiyan dünyasına cevap olarak
süleymaniye camii yapılmış ve kubbesi kem gözlere sokulmuştur.
hristiyan ve mimarlık camiası için çok önemli kilise. muazzam kubbesi ve oranları sayesinde bütün mekanı algılatır. istanbul'dadır.
içerisinde ne doğru dürüst bir mozaik ne de gravür kalmış olan yapıdır.
türk arkadaş: n'aptınız ankara'dan gelen arkadaşınla istanbul'da?
ben: işte ayasofya'yı falan gezdirdim o'na.
rum arkadaş: ayasofya bizim!
türk arkadaş: hayır, öyle söyleme, hepimizin!
bir duvarında atatürkün kocatepeye çıkarken resminin boyanın o şekilde soyularak o resmi oluşturduğu rivayet edilen asla o duvarın ve resmin nerede olduğunu bulamadığım yer.ayrıca alt katındaki dilek taşında bir sürü turist elini 180 derece döndürmek için çabalarken bu işin ustası olmuş bizlerin gidip gerine gerine parmağımızı oraya sokup 180 derece döndürebilmemizden gurur duyduğumuz yerdir.inanışa göre bu aktiviteyi yapabilen şahsı muhteremin dileği olurmuş.külli yalan....
fatih sultan mehmet han'ın ayasofya'yı cami yaptıktan sonraki mektubu.
"kim bu vakfiyenin bir şartını değiştirir, fasit bir teville, dalavereyle vakıf hükmünü yürürlükten kasteder ve aslını değiştirir, füruuna itiraz eder veya bunları yapana yol gösterir ve yardım eder veya kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar veya sahte evrak düzenleyerek mütevellilik hakkı gibi şeyler ister, yahut onu kendi hesabına geçirirse haram işlemiş olur, günah kazanır. allahın, meleklerin ve bütün insanların ebediyen laneti onun üzerine olsun. azapları hafiflemesin. kıyamet gününde yüzlerine bakılmasın......
ayasofya
ey islam'ın nuru, türklüğün gururu ayasofya!
şerefelerinde fethin, fatih'in şerefi,
ışıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
hani minarelerinden göklere yükselen,
ta maveradan gelen ezanlar?...
hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...
ayasofya ses vermiyor,
ayasofya bir hoş,
ayasofya bomboş!...
hani nerede?
şu muhteşem minberde,
binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,
şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...
ayasofya! ayasofya!...seni bu hale koyan kim?
seni çırılçıplak soyan kim?!...
hani nerede?
gönüllerden kubbelere,
kubbelerden gönüllere
gürül gürül akan kur'an sesleri?...
kur'an sesleri dindirilmiş,
müslümanlar sindirilmiş!...
allah-muhammed-hülafa-i raşidinin
isimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...
fethin, fatih'in mabedinden kitab-ı mübini,
bu ulu dini kaldıran kim?
dinimize, imanımıza saldıran kim?
mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli,
kimin elidir?!...
söyle ayasofya, söyle.
seni puthane yapan hangi delidir?!...
elleri kurusun, dilleri kurusun!
ayasofya! ayasofya! seni bu hale koyan kim?
seni çırılçıplak soyan kim?!...
ayasofya,
ey muhteşem mabet;
gel etme,
bizi terketme!...
bizler, fatih'in torunları, yakında putları devirip,
yine seni camiye çevireceğiz...
dindaşlarımızla,
kanlı göz yaşlarımızla,
abdest alarak secdelere kapanacağız,
tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak
ikinci bir fetih olacak,
ezanlar bu fethin ilanını,
ozanlar destanını yazacaklar...
putperest roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! şerefelerin yine allah'ın ve o'nun sevgili peygamberi hz. muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan fatih sultan mehmed han dirildi sanacak!...
bu olacak ayasofya,
bu muhakkak olacak...
ikinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...
bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
ayasofya, belki yarından da yakın!...
osman yüksel serdengeçti
şöyle bir şey duymuştum hakkında;
"kim burayı camiden başka bir yere çevirirse allah' ın gazabı o'nun üzerine olsun"
*.
ayrıca;
(bkz:
üç devirde bir mabet ayasofya)
ilk kez ms. 230 yılında tahtadan yapılmış ancak yüzyıl sonra bir yangında kül olmuştur. bunun üzerine ikinci kez aynı yere bu kez taştan bir kilise ms. 415'te yapılmıştır ancak bu kez de deprem kiliseyi yerle bir etmiştir. bizans imparatoru jüstinyanus'un emriyle 3. kez yapılmış ve ms. 532-537 de tamamlanmıştır. jüstinyanus'un ayasofya bitince
mescid i aksa'yı kastederek "ey süleyman, geçtim seni!" dediği rivayet edilir.
meraklısına not: pazartesileri kapalıdır.
rivayetlere göre jüstinyanus 3. defa yaptırırken şekli konusunda açmaza düşmüş. en mükemmel nasıl yapılabilir diye sürekli düşünmüş. cevap bir arı peteğinde gelmiş. jüstinaynus bir pazar ayini sırasında tam rahipten kutsal ekmeği alacakken bir arı ekmeği alır ve gider. tüm arı sahiplerine ekmeği aramaları söylenir. bir kaç gün sonra bir arıcı elinde diğer peteklere hiç benzemeyen bir petek ile gelir, ekmekte peteğin içindedir. o petek ayasofya'nın planını oluşturur.
bir diğer rivayet de ayasofya'nın bir melek tarafından korunduğudur. efsaneye göre mola veren işçiler bir çocuğu bekçi olarak bırakmışlardır tek başına. bir süre sonra bir melek (meleğin
cebrail olduğu söylenir bazı kaynaklarda) gelir ve çocuğa burada tek başına ne yaptığını sorar. çocuk da buradan ayrılamam burada bekleyip inşaata göz kulak olmalıyım der. bunun üstüne melek 'sen git ben burayı sen gelene kadar korurum' der. çocuk gider ve bunu ustabaşına da anlatır. olay imparator'a kadar gider. imparator çocuğa para verip başka bir ülkeye gitmesini sağlar. böylece melek sonsuza kadar ayasofya'yı koruyabilecektir.
adı hagia sophia olarak söylendiğinde hem kutsal bilgi anlamına gelmektedir hem de tanrı'nın kadınsal kısmını temsil etmektedir. tanrı'nın kadınsal kısmına adanmış az sayıda dini yapıdan biridir. büyüklük olarak dünyanın en büyük 4. eski kilisesidir.
ortodoksların en büyük kilisesidir.
yapıldığı zamanda dünyadaki en büyük kilise iken şu anda dördüncüdür.
tanrının kutsal hikmeti anlamına gelen hagia sophia türkler tarafından ele geçirildikten sonra da isminin anlamı dolaysıyla aynı türk döneminden sonrada aynı ad kullanılmıştır. bir diğer örnekte aya irinidir.
justinyen (iustanionus) babası rayda ayı oynatıcısı olan ve kendisi de sokaklarda dans eden theodere'a aşık olmuş ve onu imparatoriçe yapmıştır.
yine hipodromda maviler ve yeşiller arsasında çıkan bir tartışma büyümüş gruplar hızını alamayarak birleşip bir isyan başlatmışlardır bu nikea isyanıdı. bu sırada 4. yy yapılmış olan ayasofya'yı da yakmışlardır.
justinyen tacı bırakıp kaçmaya hazırlanırken, karısı thedore "eski basit hayatıma dönmektense imparatoriçe olarak ölmeyyi tercih ederim" diyerek jüstinyen'i gaza getirmiştir. bunun üzerine imparator askerlerine isyanı bastırmalarını emretmiş ve bugün sultan ahmet meydanı olan ve doğu roma döneminde hipodrom olarak kullanılan yerde 30.000 asiyi öldürtmüştür.
bu isyan sırasında zarar gören ayasofya yı yaptırmak için miletli isidarosu getirtmiştir. yaklaşık oloarak 6.5 yılda tamamlanmıştır.
kubbesi 31'e 32 olartak tam bir daire değildir. justinyen mabet tamamlandıktan sonra imparator kapısından
-endonartekste bulunuyor- naos'a girdikten sonra ilk sözleri "süleyman seni geçtim" olmuştur.
türk döneminde sinan ayasofyayı gördükten sonra hep buradan daha büyük kubbeli bir mabet yapmak istemiştir bunu da edirne selimiye camii ile başarmıştır. ancak sinan'ın selimiyesi ile ayasofya arasında tam 1000 yıllık bir zaman vardır ve sinanın selimiyesinin kubbesi 4 fil ayağına oturtularak yapılabilmiştir ancak ayasofya kalın duvarlar üzerinde durmaktadır.
ayasofya da, bütün erken bizans dönemi kiliselerinde olduğu gibi bazilika planı kullanılmıştır. büyük bir dikdörtgendir. doğu-batı ekseni üzerinde kurulmuştur. girişte bi exonarteks(camilerde son cemaat yeri), endonarteks ve üç neften oluşan kutsal mekan vardır. kubbe işte bu kutsal alndaki orta nefin üzerinde bulunmaktadır. kubbenin doğu yönüne devam edilecek olunursa apsis (mihrap) ile karşılaşılır.