benim adım melek

nehir erdoğan'ın oynadığı; asmalı konak, gülperi, kalbimdeki deniz vs vs den toplama dizi.

klişe ama izlemeye devam ettiriyor. güzel bi kamera & iyi bir görüntü yönetmenleri var. küçük çocukta rol yeteneği sıfır. büyük oğlan almanya'da birinin başına vurup yoğun bakımlık ediyor, kaçıp gittiği türkiye'de birini bıçaklıyor, hala da herkese dayılanmaya devam ediyor, akıllanmak yok bu başlıbaşına tuhaf. bir de yurtdışı kültüründe büyümüş çocuklar genelde daha naif ve sakin olurlar. bu açıdan da tutmuyor. detay yok mesela esprileri anlamamaları filan lazım.

ne bu sürekli bi arap bayramı bi dua vs geçiyor, akıl hocası olan adam bi çeşit peder/hoca diyordum ki baktım trt1 yapımıymış zaten.

şeref sezer: sanki kara ayna bölümünde bir konağa çakılmış sonsuza kadar güneydoğu konaklarından çıkamayacak bir karakter.

insanları geçmiş hatalarından dolayı yargılamayı sevmesem de, kutsi'yi karakterli güçlü erkek olarak gösterdiklerinden hep aklıma karılıyla barışıp çocuk yapan ve hamileyken onu bırakan adam geliyor. bir de antep aksanı yok bir şey yok.

ha bir de doktor var tabii klasik: bayılan kişi görünce "su getiiir" diye bağırıyor. şaşırdım mı?

vazovagal senkop

takıntılı halil, zamanında aralarında bir aşk bile olmayan kadın için mis gibi nişanlısının kalbini kırıyor.

kırk yaşına gelmiş, hala mıymıy melek'in peşinde. kadının üç çocuğu var belalı eski kocası var ve en önemlisi de halile yüz vermiyor hiç bir ilgisi yok.

kaliteli bir dizi olsaydı şayet, insani ikilemleri işlerdi. örneğin halil, kendisine kişilik olarak gerçekten de uyan meryeme karşı ilgi duyardı ama aeada aklına melekle ilgili flashbackler gelirdi. bazen meleği unuttuğunu meryemi sevdiğini düşünürdük bazen de yok ya bu iş olmayacak derdik.

ayıoğlu ayının nişanında suratından düşen bin parça. ayıp olmasın diye rol yapmalıydı orada.

ömer sırf defneyle yolu açılsın diye amcasının meleğe olan saplantısını destekliyor. nişanda onun da terbiyesizliği üstündeydi göz kaydırmalar filan.

vildan birden kayınlarına karşı soğudu, gerçekten yıllardır kızları gibi hisseden birinin köprüleri yıkmaması gerekirdi. karakter eksik işlenmiş.

küçük çocuk rol yapamıyor yine. azıcık çalıştırsınlar.

meleğin büyük abisi de vefasız çıktı, kovdu kardeşini. gidip çaktırmadan meleğin evine alışveriş filan yapsa, gönlünü alsa pişman olsa mesela. o da birbenbire buz kesti ki bu gerçek hayatta olmaz.

eczacı kız ne çabuk affetti öküz mithatı. çocuğuyla filan tanıştırsa artık "biz" demeden önce.

vildan kesin mirzayla takılacak ileride.

alpay fundadan tekmeyi para sayesinde yemiyor. adam iyi rol yapıyor. hana dükkan açması saçmalık. seyitaliye kuryelik filan yaptıracak karakterde bir adam o.

bir de herkesin bir başörtüsü eksik, resmen tesettürlüler.
hem de emine erdoğan şıklığı seviyesinde giyiniyorlar. pullu kollar vs.

yani gerçekten kötü bir dizi. boşuna para harcıyorlar her hafta. ekip boşuna uykusuz kalıp yoruluyor. utanılacak bir yapım daha.

merak ediyorum ekipten hiçkimse mi senariste laf geçiremiyor. oyuncular alıp rol çalıştıklarında şunu ekleyelim demiyorlar mı.

annem yüzünden maruz kaldığım dizi. maruz kalmamak için başka odaya gidiyorum sesleri geliyor. sürekli ağlama, sürekli zırlama, üç beş bölüm bir oyuncu ağlıyorsa göz pınarları falan kurumasın diye onu beklemeye alıyorlar büyük ihtimalle, ağlama eksikliği olmaması için hemen diğer oyuncu ağlamaya başlıyor o susunca diğeri böyle bir kısır döngü var ama ağlama hiç bitmiyor.
yayında ve yapımda emeği geçen herkesin allah belasını versin.

ikra ne aq

gittikçe doz mu artırıyorlar.