bilim kurulu

recep, tayyip ve erdoğan isimli üç kişiden oluşan bir kurumdur. her şeyi bilirler.

onlar sokağa çıkma yasağı uygulayın diyor ama sağlık bakanı şehirlerin karantinası diyor. çünkü vergiler giderse bunlar batar..

eline mikrofon alan, g.tünü sallayan herkesin kendini sanatçı ilan ettiği bir toplumda, doktorların kerameti kendinden menkul biçimde kendilerini biliminsanı zannetmesi kaynaklı isimlendirilmiş oluşum. sürekli toplanıp karantina önlemi almak, ölü ve hasta sayısı bildirmek ya da hijyene dikkat etme tavsiyesi yapmak bilim ise, ülkede bilim adına hiçbir varlık gösterilmemesinin sebebi de gayet iyi anlaşılabilmektedir. şu anda kendini bilim insanı ilan eden bu tipler dört gözle diğer ülkelerden gelecek aşı çalışmalarını ve tedavi önerilerini beklemekte, hava sıcaklarınının artmasına bel bağlayıp ekranlar önünde simitçi mehmet dayının bile akıl edebileceği gayet sıradan önlemleri, hekimlik titri ile dillendirerek sözümona yüreklere bilimsel bilimsel su serpmektedirler. ama eğri oturup doğru konuşalım ekran performansları deprem yorumcuları ya da terör uzmanları kadar iyidir. ağızları iyi laf yapmaktadır.
hakikaten de böyle halka böyle bilim kurulu.

(bkz: diş hekimlerinin reklam yıldızı oluş serüveni)

her yere sızalım, bilim kuruluna da sızalım. yani imamlar olarak mesela epidemiyologlardan ne eksiğimiz var aq.

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı: Bilim Kurulu'nda Diyanet'ten de temsilci olsunhttps://t.co/7i7oE0kzgH pic.twitter.com/7nNZE9ZB2a

— T24 (@t24comtr) April 5, 2020

kim olduklarini bilen biri varmi, veya bir kaynak vs.

avm'leri açmakla, toplu taşıma araçlarını tıklım tıklım doldurmakla itham edilen bilim kuruludur. unutulmamalı ki, bilim kurulunun oyu topu topu 100 tane olsun ki onların kaçının iktidara oy vereceği şaibeli bile olabilir. o yüzden onlar açmayın dese de açın dese de iktidar ne derse o olacaktı ki oldu.

''salgın bitti algısı var olmakta toplum kontrolü kaybetti'' şeklinde açıklama yapılan bilim kuruludur. onlara yanıtım/cevabi yazım şu olacaktır: toplum ve dolayısıyla şahıslar eninde sonunda,er yahut da geç kontrolü kaybedecekti zaten toplumdaki birçok insan da ekonomik refahları az ve düşük olduğundan dolayı şunu düşünüyorlar galiba açlıktan öleceğimize meslekte çalışarak para kazanarak kapacaksak covid-19/coronavirüs kapalım yaşamlardan yaşam beğenemiyoruz yani hayatımızı hayat tarzımızı falan seçemiyoruz bari ölümlerden ölüm seçelim düşüncesiyle atın ölümü arpadan olsun mantığıyla yaklaşmaktalar bu duruma

en büyük eksikliği değerlendirmeler yaparken içinde yaşadıkları toplumun kültürel ve ekonomik durumları göz ardı etmesi olan kuruldur.

ulan bu memlekette düğün yapmadığı için evli sayılmayan bir kitle var. nikah falan adamların umurunda değil. adam karıyı düdükleme tarihi belirsiz olduğu için evde duvara kerkiniyor bilim kurulu hala "şunu tavsiye etmiyoruz", "bunu tasvip etmiyoruz", "şuna dikkat edelim" diye romantik romantik açıklamalar yapıyor. bunlar sanıyor ki gelinle damadın çok da sikinde analarının babalarının covid 19 olması :d

sağlığımız için gerekli olan önlemleri tayyip'in önizlemesinden ve onayından geçtikten sonra halka açıklayan bu çakma bilim adamlarını ciddiye alabiliyor musunuz gerçekten?

belki ömürlerini tıbba vermişler ama yapılması gerekenleri kendi kanaat getirdikleri şekilde söyleyemiyorlar. sultanımızın gerekli gördüğü detaylar halkla paylaşılıyor, sultanımızın süreç yönetimiyle çelişen gerçeklere değinmiyorlar. söz konusu sağlıksa sultan boynum kıldan incedir demiyor, kendi menfaatleri çerçevesinde yönetiyor böyle bir süreci dahi, ve bilim kurulu üyeleri yıllarını verdikleri kariyerlerinden utanmadan bu lise mezununun belirlediği alan içerisinde hareket etmeyi sindiriyorlar. insanlar da ağızları açık bunları dinliyorlar.

çok komik.

sarayın başındaki cumhurbaşkanından icazet almadan açıklama yapamayacaklarına göre...
iki lafın başında içinde yaşadıkları halkın sosyal yaşamından bi haber tıp uzmanlarının açıklama yapmak adına tavsiye vermeye kalkmalarıdır.
nedense adına bilim kurulu denmiş.
bari ömrünüzü verdiğiniz tıp ilminin aşkına göğsünüzü gere gere açıklama yapsanız. hala bir yerlere yaranma peşindeler yani.
pes.

sonunun akil adamlar'a benzememesini istediğim kuruldur.

bir ara onlar da ......
amaaan neyse bana ne ki benim tuzum kuru..

tayyip ne derse onu yapıyorlar öyle konuşuyorlar diye aklanmaya çalışan ekip. sikerler öyle işi. sen belli bir yaşa gelmiş, tıp profesörü olmuş, çeşitli saygınlıklar kazanmış insansın. sen de çıkıp "hayır arkadaş bunu böyle yaparsan, sonucu bu olur" şeklinde çıkıp haykıramıyorsan, korkuyorsan rejimden, geçeceksin o işleri. hadi konuşamadın, istifa et o zaman o oluşumdan.

öyle biz uyardık ama dinlemediler diye bir şey yok. ayrıca kurul yetersiz. neden sadece doktorlar var?!?! böyle şaka gibi bir topluma toplum bilimciler gerekiyor. neden onlar yok? psikiyatrlar gerekiyor en azından. salt enfeksiyon ya da başda alanlardan doktorla olmaz o iş.

ulan orhan gencebaydan farkınız olmayacaksa ne diye 2454323 sene okuyup prof oldunuz?!?

ulkede bilim mi var ki de kurulu olsun diye dusundugum ve sadece goz boyama amaci guden bir kurul. sonucta tum yetki ve kararlarin nerede toplandigi belli.

bilim kurulu alanlarında uzman kişilerden oluşan bir topluluk. hükumet bunlara demiş ki: "siz alanında uzman adamlarsınız. aranızda toplanın, konuşun bize bazı tavsiyelerde bulunun".

bunlarda toplanıp durumu değerlendirip salgının yayılmaması, iyi tedavi edilmesi vb. ile ilgili tavsiyelerini paylaşıyorlar. ama hükumet bunlara dememiş ki: "siz ne derseniz o!" bunlar aralarında düşünüp, taşınıp tavsiyeler önerebiliyorlar. daha fazlası değil. hükumet kendi kararını veriyor. bunlara ne kadar kulak asacağı hükumetin keyfiyetinde. (hükumet demişken... siz anladınız onu. adının ilk harfi r)

adamlar bilimsel açıdan gayet özgür bir şekilde önerilerini sunuyorlar. öneri sunmakta sıkıntı yok. o açıdan gayet güzel işliyor sistem. ama karar noktası bu kurul değil. bilim kurulunun icra yetkisi yok. kanun vaya kararname çıkartamaz. vali'ye "bak sen şöyle yap böyle yap" diyemez. o yüzden alınan ya da alınmayan tedbirlerden ziyade verilen-verilmeyen tavsiyelerden sorumlu tutulmaları daha anlamlı olur.

diyorsanız ki: "yoo ben anlamam. ben herşeyi ondan bilirim" biraz gülünç olur bu. oldu olacak yağmur şiddetli yağdı diye de onlara çat.

---

hükumet de karar noktasında birden fazla bakış açısına göre değerlendirmek durumunda. halk sağlığı çok önemli ama iş sürekliliği, asayiş, ekonomi ve hatta oy oranları dahi önemli alanlar hükumet için. herbirinin bir ağırlığı olması lazım. hepsi bir şekilde dönüp birbirlerini etkiliyor. bir alan için iyi bir karar diğer alanlarda sorun yaratabiliyor olabilir bu da orta vadede tedbir alınan alandaki kazanımı da baltalayabilir. hükumet neye ne kadar taviz vereceğini tartarak bir optimum aramak zorundadır. mesela herkesi evde tutmak sağlık için olumlu ama iş hayatı için çok kötü. iş hayatı için kötü olan durumun etkileri bir süre sonra insanların sağlığını etkilemeye başlayacaktır. bir dengeleme yapmak lazım.

bir vatandaş olarak her zaman için hükumetin trade off'larını eleştirmek, değerlendirmek yeterli-yetersiz, başarılı-başarısız bulmak hakkına sahibiz. bu kanaatlerimize göre de zaten oylarımız şekilleniyor. (normalde böyle olur. ama türkiye'de oy tercihleri genelde nefretlere göre belirleniyor)

---

bilim kurulu trade-off yapmıyor. bir karar vermiyor. sadece tavsiyede bulunuyor. uygulama sorunları ile bir alakaları yok. adamların kimbilir birikmiş ne günahı vardır. almayın boşu boşuna.

eveeet zurnanın zırt dediği yere geldik sonunda.

adam resmen faturayı kesmiş şimdiden. "birinci derecede sorumlu kimmiş?

şahsım?

hayır. biliyorsunuz şahsım tek başına karar almaz. ne zaman onun dediği olmuş ki? süreci şahsım yönetse virüsün inine girmiştik inine.

sağlık bakanı?

hayııır. o çok tatlış bi kere. çok da başarılı ayrıca. cemaatinin bi tanesi o. ama olan bitenlere sorumluluğu olamayacağına göre birinci derecede sorumluluk ona da ait değildir.

açıklıyorum... büyük an geldiiiiii. and the oscar goes toooooooo...


t24.com.tr

süreci bilim kurulu yönetiyor, her şeyi bilim kurulu yapıyor... tabii tedbirsiz vatandaşlar da var. henüz teröristler özellikle yayıyor seviyesine gelmemiş olmamız ilginç. ahaber'i uyandırın, takvim'e sabah'a mail atın. ahmet hakan coşkun'u dürtün.... imamoğlu hdp'lileri görevlendirmiş, mansur yavaş aski'deki dehaşkapecelileri camilere gönderiyormuş... bence tutar. bunları da mı biz düşünelim reyis? onca trole niye maaş veriyorsunuz?

arada bunlarda haytalık, şerefsizlik, çakallık dışında bir şeyler bulmayı umut eden arkadaşlar var anlıyorum. bu yüzden fahrettin denen şeyi sevimli ve başarılı bulabilmek için kendilerini zorlayıp durdular.

ama bunlar yüzünden insanlığa küsmemeli... çünkü bunlar zaten insan değiller. önce herkes bunu anlayacak.

bu bilim kurulu üyelerini bir tek noktada takdir ettim. sonucun ne olacağını bildikleri halde götlerini reyislerine siper ettiler. adanmışlık çok değişik olay. her şeyin boka saracağı ilk günden belli. öyle olunca faturayı erdoğan'ın ödemeyeceği zaten malum.

herifler alenen kendilerini patlattılar. rip.