size bir şey söyleyeyim mi süper film. alt metni oldukça dolu.
film başladı şarkıyı duyar duymaz
hans zimmer kokusu aldım ki, öyle de oldu. yine çok etkileyici bi' soundtrack olmuş bana kalırsa.
alt metni dolu demiştim şöyle ki;
-- spoiler --
-bilgelerle başlayayım; o her şeyi çok iyi bildiğini sanan, insanı insan yapan duyguların gereksiz olduğunu düşünen ama yine de fedakarları kıskanan ve kendi egolarına yenik düşen bilgeler. bu spesifik bi' tespit değil her şeyi bildiğini sananların en büyük aldatıcısı ve zaafı egolarıdır. evet bu gayet etkileyici anlatılmış.
-simülasyonla devam edeyim. simülasyon ve simülasyonu anlama kısımları benim için etkileyiciydi. bununla alakalı epey film izledim ve evet hala etkilenebiliyorum. o camın kırılmasını unutmayacağım.
-simülasyonda yaratılan en büyük korkular kısmı; benim cehennem tasvirimin aynısıydı. insanın en büyük sınavı en büyük korkularıdır ve onları görmeden: "hooop! nereye?"
-insanları tamamen itaatkarlaştıran ilaç; tıpkı şimdi farkında olmadan bize verilen basit kimyasallar gibi.
florid gibi. uzaklarda aramayalım şimdiki sistemin ta kendisi gibi işliyor filmde sistem. sadece göze soka soka.
-cesaret kavramı fiziksel anlamda çok iyi işlenmiş. ama ben yine;
+ benim adım 'dört'
-neden dört? bir, iki, üç kapılmış mıydı?
diyaloğunda kızı azarlamak yerine "çok şirinsin" deyip kızın kıvrak zekasını takdir ederdim. bu da bir cesaret örneği.
-ve toplumların, disiplinlerin asilere bakış açısı; gayet keskin anlatılmamış mı?
"biz asker yetiştiriyoruz, asi değil" cümlesiyle ve öldürülmeleriyle.
-- spoiler --
benim için distopya niteliği taşımıyor bu film. ben olmayan şeyler görmedim filmde, yalnızca abartı gördüm, o kadar.