geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak

acıma yetime döner koyar götüne.

ne kadar da çok şey öğrenilmiş maaşallah.
umarım öğrendiklerinizi uygulayabiliyorsunuzdur da!

kendine güven. herkes her boku bildiğini sanıyor ama sen daha akıllısın.
not: bu yorum benim için geçerlidir. maalesef herkesin doğrusu kendine.

asla fix menüye bulaşma.

insanlar işyerindeki ilk gün kıyafetleriyle karşılanırlar, kişiliğiyle uğurlanır. bu sadece işyerinde değil hemen her yerde böyledir.

"daha iyi olanı değil, sana kendini daha iyi hissettireni seçmelisin."

erich fromm.

"anladım ki gerçekten bizim ilişkilerimizin bir limiti var. göklere çıkıyoruz mutluluktan sevgiden ya da çıkartılıyoruz ama bir limite kadar sonra geldiğin yere dönüyorsun. "

ne kadar acı birikmiş gözlerinde bayım..

bir hafta öncesine kadar gözlerinin içinin gülmesine vesile olan kişi şimdilerde aklına geldiğinde aynı gözleri kan çanağına çeviriyor!

ata binmek ve
atı sürmek hem de
atı it gibi koşturmak

"stocks only go up".

edit: swh

kanımdan canımdan biriyle bugün ayaklarımı yere vura vura kavga etmek istedim.kim kimi öldürürse,kim kimi yenerse... birimiz kazanacaktı.
o,benimle kavga etmemeyi seçti,bu durumda ben kazandım. o pes etti. ben yoluma otobüsle devam ettim.
bu maçın rövanşı da var anlamış olduk. rövanşında kim kimi öldürürse...

mutluluğun kısa sürmek gibi bir inadı var.

bazı insanlara hayat özlü sözler gibi dersler verirken bana basit dersler vermiş demek ki. mesela:

çamaşırlar yıkandıktan sonra ne kadar çabuk asılırsa o kadar kolay ütülenir.

insanlar sizleri kıyafetinizle karşılar, sohbetinizle uğurlar.

soğuk memleketlerde, kışın el freni çekilmez. çekilirse el freni donar, mal gibi kalırsınız.

gibi.

bu hayatta hiç kimseye, ailenden başka hiç kimseye güvenme ve inanma.

tek başına kaldığın zaman gerçek sensin.

olan ölene oluyor kalan hayatına üç gün sonra devam ediyor.