(bkz:
somunu düşüren fırıncı olamaz)
bilmem fark ettiniz mi?
ekmek, nimettir ; eskiden sadece müslüman ülkelerde dikkat edilen itinali bir husustu. 30 veya 40 sene evvelsine kadar avrupa'da abd'de rusya'da çin'de dunyanin zengin ve kalburüstü bir çok bolgelerinde sokaklara atilmis ekmek somunlari gorulurdu.... artik boyle seyler goremiyorsunuz.
unicef gibi
worldvision gibi sivil toplum örgütleri onderlik ederek, islam dinindeki bu geleneĝi tüm dunyaya yaymayi basardilar... iyi de oldu.
ama, ters tepen bir seyler de var...
lizbon'da ekim,2020 de yasanan ilginç bir hadise.... bir alisveris merkezi'nin pazarlik gida malzemeleri reyonunda çalisan bir firin isçisi, isinden ayrildiĝi gün, firmasindan aldiĝi bir somun ekmeĝi isira isira yemeye basliyor, ve koca somunu bitiremeyip firlatip yere atiyor sokakta... tam o sirada arka sokaklarda islenen bir cinayetten kaçan zanlilar o isirik alinarak yere firlatilmis ekmek somunun yere atildiĝi sokaktan da geçiyorlar...
ve o ekmeĝi yiyerek yeren atan issiz firincimiz, katillerin izini süren polis tarafindan yakalanip olaĝan süpheliler arasina sevk ediliyor.
çok tuhaf bir sekilde, kanun ve nizami yerine getirmekle yükümlü olan adalet gorevlileri, kastî ve bilfiil olarak süpheli olmadiĝi belli olan kimseleri, "biz çok çalisiyoruz" izlenimi yaratmak için olmadik yere süpheli sinifina koyuyorlar.
benzeri durumlar türkiye'de de olur mu bilemiyorum
ama bu son
ümitcan uygun seri cinayetleri bazi nizam bozan vakalarin kasitli olarak engellenmediĝini belgeledi