hera

zeus'un sevgili karısı,
evliligin koruyucusu,
herkül'ün baş belası,
zambak kollu tanrıça..

en çok bahsedilen yunan mitolojisine göre hera’nın zeustan olma üç çocuğu vardır..bunlar ares, ,hephaistosve hebe’dir..fakat diğer efsanelere göre hera, bu üç çocuğu zeus olamadan dünyaya getirmişti..bir çiçeğe * dokunduğunda ares ve onun ikiz kız kardeşi eris’e, bir tere otuna dokunduğunda hebe’ye ve tek başına da hephaistos’a hamile kalmıştı..bazılarına göre de hera’nın sadece bir çocuğu vardı, o da daidalos’un erkek yeğeni talos ile hera’nın birlikteliğinden dünyaya geldiği ileri sürülen en çirkin tanrı hephaistos’tu..

on dokuz yıllık hayatımın her bir karesini dolduran, zaman zaman didiştiğim zaman zaman gülüştüğüm şeker portakalı. belki başka bir insan bu kadar benden olmayacak, belki başka birine derdimi bu kadar iyi anlatamayacağım. ve belki başka biri beni bu kadar çıkarsız ve hesapsız sevmeyecek ve tabii ben de onu...
ömrüm boyunca güzelliğini, yetekliliğini, sempatikliğini ve sevimliliğini kıskanacağım tek varlık.
sevilen ve sevilecek olan...
üçüncü nesil yazar.

tanımadıgım halde tanıdıgım 3. nesil yazar. heyecanlı bir karakter sözlükte. ortamlara akan feminist ayaklanmada papatyaya konan sevgi kelebeğinin ardında yürüyeceğe benziyor. hayırlısı olsun diyor ve noktayı koyuyorum.

ilyada'nın can yayınları çevirisinde inatla here diye geçen tanrıça. bir de en başta (önsöz) açıklamışlardı sebebini (ki hatırlamıyorum şu anda). hatta athena da athene diye geçer aynı çeviride. o kitabı okuduktan sonra birisi "hera" veya "athena" dediğinde garip gelir insana.

ağzının milimetrik hiperaktivitesi; her bir kelamının dudaklardan çıkarken yarattığı afrodizyak etkisi ve etrafa çok çeşitli aparatları yayarken duruşunda tezahür eden estetik ile beni dağlara taşlara vurmuş ikinci bir emma vakası.

zeus'un karısı ve kız kardeşi; evli kadınların ve evliliğin koruyucu tanrısı olarak yunan sosyal yaşamının düzenlenmesinde rol alan bir tanrıçadır. zeus'la yaptığı evlilik hieros gamos* olarak anılır ve inanca göre yapılan bütün evlilikler bu evliliği hatırlatan bir ritüeldir. zeus'un aşklarında hep kötü rollerle karşımıza çıkan hera'nın asıl kızgınlığı ise zeus ile girdiği iddiayı kaybetmesidir. mitosa göre, bir gün aralarında konuşurlarken söze cinselliğe gelmiş ve zeus; cinsel ilişkide kadınların daha çok zevk aldıklarını iddia etmiş, hera ise tam tersi olarak erkeklerin daha çok zevk aldığını savunmuş. bir türlü anlaşamayan çift hakem olarak herşeyi bilen teiresias'a danışmışlar. kahin kadınların bu konuda daha şanslı olduklarını söyelmiş ve zeus'tan yana bir tavır koyunca hera sinirlenerek kahini kör etmişti.

insanlar olarak kötü bilinen bu tanricanın adına hiçbir tapınak yapılmamıştır. bu tanrıça hiç sevilmemiş, hep korkulmuştur. ama hera'nın bu hale gelmesinin temel sebebi kocası zeusun bitmek bilmeyen çapkınlıklarıdır. tanrıça da olsa her kadının bir sabrı vardır. allah hera'nın gazabından korusundur.

çocukken izlediğimiz "herkül"dizisinde hep kötü,şirret sandığımız aslında başka bir açıdan baktığımızda yaptıklarında kısmen haklı olan aldatılan kadın
zavallı kadın evliliğini korumak için didinmiş yıllarca haberimiz yokmuş
zeus gibi bir ömür törpüsüyle ve onun piçleriyle cebelleşmiş.helal olsun güçlü kadınmış

zeus'un kardeşi ve aynı zamanda eşi olan mitolojide pek sevimli biri olarak anlatılmayan evliliğin koruyucusu tanrıçadır.zeus'a verdiği evlatlar pek de ünlü olmamıştır.demirci hephaistos'un topal olacağına dair bir kehanet duyduktan sonra onu denize atmış çocuğu thetis zorluklarla büyütmüştür.hephaistos çok iyi bir sanatkar olmuştur ilerde.diğer oğlu ares ise acımasız ve kaba savaş tanrısıdır o da pek saygı görmez.

eskişehirde bulunan bir rock cafe. ara sıra klişe şeyler çalsalar da genelde sağlam müzik seçimleriyle keyfimizi yerine getirirler.

aynı zaman da bir likör markası.

hera aslında kendi oğlu olan demir tanrısı da denilen tanrıyı kendisine yaptığı ihanetten dolayı olimpos dağından aşapı atarak onun topal olmasıne neden olan tanrıçadır.

kadıköy kadife sokakta ya da bilinen adıyla barlar sokağında bulunan bir mekan. orta dünyanın ve vagon cafe'nin çaprazında hemen köşede durur. hera ya da trip olarak da bilebilirsiniz. yaz kış hiç farketmez ara sokağa yani morg adlı dükkana bakan penceresinin önüne oturmak bana sonsuz bir keyif verir. camdan karşıdaki teyzeyi izlersiniz. bazen ona özenirsiniz. sonra yoldan geçen emoları görür onlara üzülürsünüz. ben çok düşünüyorum acaba biz mi yaşlandık yoksa kuşak farkı dedikleri şeyi mi yaşıyoruz diye. emoları gördükçe tabi. kavga eden çiftler, güle oynaya geçen insanlar, sokak kedileri. bunlardır manzaranız. insanları izlersiniz. keyiflidir. gitmediyseniz gidin derim.

eskişehir'in en çakma mekanı. eskişehir'e 2007 yılında yolu düşenlerden olduğum için öncesini bilemem fakat benim gittiğim sene öğrenciler arasında yoğun olan metal sevme, metal takılma, siyah giyinme, karamsar-sert takılma hadisesine uygun olarak siyahlı öcülü böcülü resimlerle doluydu. pek bir ağır metalciydi. sonra bir ara pet shop boys bile duyduğum oldu bizim sert delikanlı mekanda. şimdi o eski metalciler(!) rengarenk oldu, hera cıvıl cıvıl çiçekler açtı. yakında kapısında da "rock is dead" yazarsa kıçımla gülerim işte.