(bkz:
gariban ben)
her gece uyumadan önce yapıyorum bunu. beni bu hale koyanların da canına okuyorum. yorgana kafa attığım olmuştur.
kendine acimakla bjr yere varamazsin. uzuldugun her neyse kabullen ve yola devam et. bir an once harekete gec. hayiflanmak seni geri planda birakir. bir daha gelmeyeceksin bu dunyaya.
kendime üzüldüğümde başkalarını suçlamıyorum. tercihimi yaşadım, yine olsa yaşarım diyorum. çünkü başkalarına kızdığında kin ve nefret duygusu içini kirletiyor insanın. serde bencillik var, uzun süre küs kalamıyorsun kendinle.
geceleri uyumaya çalışırken düşüncelere (böyle hayatın da böyle yalnızlığın da amk) daldığımda yaşadığım şey.. sonra lg g4c telefonumu alıp göz acıtan ışığında bir iki dakika gezineyim derken gözüm 'vpn'e takılıyor ve..
......
ertesi gün uyandığımda önceki gece kendime üzüldüğümü hatırlamıyorum bile. halbuki çok depresif düşüncelerdir yani bu kadar çabuk geçip gitmesi ilginç.
#17646504
buna ek olarak kapanış hep şu şekilde oluyor
bu üzüntü bir neticeye ulaşmazsa intiharı getirir kendinize çok üzülmeyin.
bir sürü hayal kurup öğretmenliğe başladım.
bir sürü hayal kurup evlendim, çocuk yaptım.
dün düşündüm biraz. çalıştığım okulda öyle mutsuzum ki. neden, dedim. neden gitmiyorsun başka bir yere? bu saçmalıklara katlanmak zorunda değilsin.
düşünürken yoruluyorum bazı şeyleri. çok mutsuz, umutsuzum.
hayat toz pembe değil, bunu zaten biliyordum. bu ara bu gerçek tokatlıyor beni her saniye sanki. üzülüyorum sonra kendime, kendime üzülmeme falan.
özetle: kendine üzülmek, çok bok gibi bir his.
(bkz:
kaderde varsa düzülmek neye yarar üzülmek)
eskiden bol bol yaşadığım durum. artık bardağın dolu tarafına bakıyorum. elde ettiklerimin aslında ne kadar değerli olduğunu düşünüyorum.
kendine üzülmek, insanı girdap gibi saran, boğan ve kendi kendine beslenip güçlenen, çevrenizdekilere de yansıyan, dibe vurmayı hızlandıran bir umutsuzluk hali.
herşeyde kendini suçlamak akşam kafanı yastığa koyunca bana neden hep bunla geliyor başıma derim eskileri düşünürüm ilerisini düşünürüm ne yapıcam ben diye geçmişle geleceğin arasına sıkışırım çıkar yol bulamam öylece dolaşıp dururum bu hayat oyununda derdimi anlatacak birini ararım onu da beceremem herşey iyi gidiyormuş gibi beni elinin tersi ile itenlerle de uğraşırım sonunda ne mi iş kolik biri çıkar soran olursa hayatta ama kendi dünyasını öldürdü dersiniz.
hicbir seyi cozdugunu pek gorulmedi. ama kendine gelmek icin suratimiza iki tokat carpmak, magdur degil, sorumlu oldugumuzu hatirlamamiza super yardimci olan bi eylemdir.
"ben gerizekâli miyim niye kendi kendimi dovuyorum lan?" diye sormaya basladiginiz o an kafanizin yavas yavas yerine geldiginin gostergesi.