mesleki deformasyon

hayatını idame ettirmek için yapılan mesleğin belirli bir zamandan sonra bünye üzerinde psikolojik, fiziksel, kültürel vs. etkilerinin ortaya çıkması.

ilkokul öğretmenlerinde emekliliğe doğru çocuklaşma eğilimi ve her şeyi bir çocuğa anlatırcasına tane tane ve basitçe anlatma durumu.

emekli askerlerde görülen 'ne diyon sen beyamca, babanın oğlu mu var senin karşında?' tarzı bir söylemle son bulan herkese emredebileceğini sanma sendromu. örnekler çoğaltılabilir.

birbirinden kıymetli üç ingilizce okutmanının, déformation professionnelle adı altında gark-ül dumur deneyimlerini paylaştığı blogdur aynı zamanda.

ayrıntı için;

déformation professionnelle egitim ogretim seferberligi dahilinde, herkes "yabanci dil sevdasina du$mu$ken" ba$imizdan ve kafamizdan gecen $aka gibi hikayeler... blogspot

yaptığımız mesleğin hayatımıza tamamen dahil olması ve dünyaya mesleki açıdan bakma durumu. bir fıkra ile örneklersek:

bir arabaya bir bilgisayar bir makine bir de elektrik-elekronik mühendisi binerler. neyse yol alırlar cinlerin top oynadığı bir yere gelirler ki araba bozulur fıkra olacak olaylar zinciri başlar.
önce makine mühendisi arabadan iner direk motora yönelir iner allem eder küllem eder arabayı çalıştıramaz. tekrar arabaya biner.
sonra elektrik-elektronik mühendisi başlar kurcalamaya. arabanın elektronik aksamına bakar uğraşır tık yoktur. o da arabaya tekrar biner.
herkes bilgisayar mühendisine bakmaktadır.
-eeee şey arabadan inip tekrar binsek.

fıkra iğrenç gelebilir sadece örnek amaçlı.

işi gücü özel ders vermek olan bir matematik öğretmeninin, tanıştığı ebeveyne, bu işin (matematik başarısının) özel derssiz olamayacağını vurgulamaya çalışması.
+yok üstadım yok, çocuğun ciddi olarak destek alması lazım hem de profesyonel bir elden.
-kanımı mı emecen ibne?
+o nasıl söz, siz yabancı değilsiniz diye ben öyle diyom yoksa banane!hem paradan bahseden de kim?saatine sadece 80 lira alıyoruz çok da kazanmmıyoruz.
-höst!o benim bir aylık mutfak masrafım!hassiktir şurdan yoksa sana bedava üreme anlatacam.

ip (sicim) kelimesini her seferinde "aypi" diye okumak
sürekli "senin ramin ne kadarlık" gibi espriler yapmak
lens için onboard, gözlük için harici gibi gerizekalı terimler üretmek
en büyük zevklerden birinin sunuculara isim vermek olması (bkz: #9225495)
bilgisayardan anlayan insanların olmadığı yerde çok konuşamamak (sanki bize ait bir dil var lan, çoğoş)
mouse yüzünden elin bir türlü rahat edememesi (bu gerçekten deformasyon oldu)
.
.
.

ya da ben iyice abarttım. bu da bi ihtimal bak.

(bkz: türkçe karakter kullanamamak)

hayatı autocad vasıtası ile revizyona sokmak istiyorum sık sık.

dile de sirayet eder; 'orta kapı' şeklinde çıkışacakken 'orta kuşak' der, komik duruma düşersiniz.

her hastane çevresinde araba park edememe kalabalığını gördüğümde katlı otopark yapma planları yapıyorum. şimdi şurda bi katlı otopark olsaydı cillop gibi olurdu diyip kafamda bir otopark kurguluyorum.

şahsımda kronikleşmiş deformasyondur.


şöyle ki; meslek adetidir, kokusu güzel olmayan şeyi yiyemez yediremezsin, kokusundan baharat oranını çıkartır, pişip pişmediğine kadar çözümlersin.
bunun için burunlarımız ayda bir sigortalarını tazeliyor (bu hayal aq).

koklama yetisini geliştirmiş olmakla kalmayıp, sineğin kanat çirparken ortaya çıkardığı kokuyu bile içine çekersin. yoo boş vakitlerimde sinek yemiyorum.

bu yetinin kontrolden çıktığı vakitler, toplu taşıma ve kaldirımda yürürken ayyuka çıkmaktadır. yanımdan geçen insanı koklamadan du ra mı yo rum. artık hangi tipin nasıl koktuğuna/ kokacağına dair koca bir istatistik var kafamda.

karşıdan gelen kişinin kötü koktuğu sezdiğimde kendime telkin veririm;

"yanindan geçerken nefesini tut tamam mı?",
"hi hı",

haşırtt!

"senin ağzına sıçayım lö!!"

al, adamın bir kısmı ciğerlerinde artık!

biriyle yüz yüze veya telefonda konuşurken hemen geri bildirim, bir tepki bekliyorum. sustuğu her an sinirim bozuluyor, bu bağlamda bir parça sabırsızlaşmış olabilirim. bir de istisnasız her konuda sürekli kafamda plan yapma şeysi var.

durup dururken insanları herhangi bir konuda motive etmeye çalışmak. alkollüyken kırıcı olunabiliyor bazen.