"kim olduğumu ne bilirlerdi. şimdi korkunç zordu beni sevmek ve ben buna yalnız biri'nin gücü yeteceğini seziyordum. ama o biri istemiyordu henüz."
rilke
sen, taa bastan
sen, taa bastan
yitirilen sevgili, hiç karşılaşılmayan,
bilmem hangi sesler hoşuna gider senin.
ben artık,geleceğin dalgası kabarırken,
görmeye çalışmam seni.bendeki en büyük
görüntüler,denenmiş uzak manzara,
kentler ve kuleler ve köprüler ve beklenmedik
dönemeçleri yolun
ve bir zamanlar tanrılarla
örülmuş toprakların gücü:
yükselirler içimde anlatmak için
hep kaçınan seni.
ah,bahçelersin sen,
ah, böylesi bir umutla
seyrettim onları. kır evinde
bir açık pencere,-ve sen neredeyse attın adımını
bana doğru dalgın. sokaklar buldum,-
daha yeni yürümüştün onlarda sen;
bazen de esnaf dükkanlarındaki aynaların
senden başları dönerdi hala, ve irkilip geri verirlerdi
apansız görüntümü. kim bilir,aynı kuş muydu
ikimizin içinde oten,ayrı ayrı
dün akşam?
şiiri ile beni benden almış şair
itüsözlüğün bana kazandırdığı en değerli şeydir. almancayı sevme nedenim, aramaya inanmamın en lezzetli meyvesidir.
ölümüne bir
gül'ün sebep olduğu şairdir. bir gün, kaldığı şatoya onun şiirlerine tutkun bir kadın gelir. rilke buna çok sevinir ve ona gül toplamak için şatonun bahçesine geçer. gülü koparırken eline diken batar. önce önemsemese de ağrı artmaya başlayınca hekime gider. ilerlemiş durumda kan kanseri olduğu anlaşılır ve iki ay sonra da ölür. mezar taşına ise kendisinin hazırladığı şu mısralar yazılmıştır :
gül, ey saf çelişki, nice göz kapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci.
şiirleriyle dünyaya tutunmaya çalıştığım şairlerden biri..
"sessiz dostu nice uzakların, dur ve dinle
nasıl enginleştiğini mekanların soluğunla.
bırak çalsınlar seni karanlık çan kulelerinde,
ne varsa seni kemiren,tüm acımasızlığıyla,
güçlenir elbet, buysa bulduğu besin.
sen yalnızca boyun eğ değişimin buyruğuna.
nedir sana en acı vermiş deneyimin?
su acıysa damağında sen de dönüş şaraba
bunca dolu dizgin bir gecede,
sihirli bir güç ol duygularının çakıştığı yerde,
anlamını sende bulsun o tuhaf karşılaşma
ve unutulursan bu dünyadan olanlarca
şöyle de sessiz toprağa: akıp gidiyorum
seslen hızla akan suya:gelen benim."
genç bir şaire mektuplar adlı kitabının şiirlerle ilgilenen herkes tarafından okunması gereken bir şairdir.
"yalnızlık bir yağmura benzer
yükselir akşamlara denizlerden
uzak,ıssız ovadan eser
ağar gider göklere,her zaman göklerdedir
ve kentin üstüne göklerden düşer.
erselik saatlerde yağar yere
yüzlerini sabah döndürünce sokaklar
umduğunu bulamamış üzgün,yaslı
ayrılınca birbirinden gövdeler
ve insanlar karşılıklı nefret içinde
yatarken aynı yatakta yan yana
akar,akar yalnızlık ırmaklarca."
şair
ey zaman uzaklaşmaktasın benden şimdi.
yaralanıyorum her kanat çırpışınla.
ama kalınca yalnız, söyle neye yarar ki,
dudaklarım, gecem ve gündüzüm tek başına?
yok bir sevgilim, bir dört duvar,
ne de bir iklim, gönlümce.
bütün kendimi adadıklarım ömrümce,
ansızın zengileşip beni harcamaktalar.
"her şey,kendisi için öngörülmüş bir süre içte taşınmalı,sonra dünyaya getirilmelidir.
her izlenimin ve duygu tohumunun tümüyle içte,karanlıkta,o dile getirilemezde,
o bilinçdışında,insan usuyla ulaşılamazda gelişmesini sağlayıp
derin bir alçakgönüllülük ve sabırla
yeni bir açıklık ve kavrayışın doğacağı saati beklemek:
işte gerek anlam da
gerek yaratmada
sanatçı gibi yaşamak buna derler ancak."
lou salome 36 ile kendisi 22 yaşında ve evliyken yaşadığı aşk ilişkisi 30 sene sürmüş olan ve şiirlerinin çoğunu bu aşk sonucu ona itafen yazmış şair.
muhammed'in yakarması
gerçi saklandığı yere, pek yüce olan
girince, o bir bakışta tanınan melek
dimdik, görkemli ve parıltılar salan:
yalvardı, bütün iddialardan vazgeçerek,
izin verillsin diye gezgin kalmasına
eskisi gibi, dalgın tacir olarak yani;
okumuşluğu yoktu,- fazla gelirdi ona,
bilginlere de, görmek sözün böylesini
melekse, buyururcasına, gösteriyordu
levhasında yazılmış olanı yalvarana
gösteriyor ve istiyordu tekrar: oku
okudu o da: öyle ki, melek hayrandı
çoktan okumuş denirdi artık ona,
yapabilendi o. kulak veren ve yapandı.
çeviri: turan oflazoğlu
budur benim çabam
budur benim çabam, bu:
adanmak özlem çekerek
dolaşmaya günler boyu
güçlenip genişlemek derken
binlerce kök salarak
kavramak hayatı derinden--
ve ortasından geçerek acının
olgunlaşmak hayatın ta ötesinde
ta ötesinde zamanın!..
bu şiirinde
rabindranath tagore'un etkisi açıkça görülür büyüktür. hinduzim veya tasavvuf çizgisinde yazılmış bir şiirdir.
"anılara sonsuza dek sadığım ama insanlara asla öyle olmayacağım." demiş, dedirtilmiş şahıs.
söndür gözlerimi : seni görürüm
kapat kulaklarımı : seni işitirim
ayaksız da olsam sana yürürüm
ağızsız da seslenip seni çağırırım.
kır kollarımı : sarılırım sana
yüreğimle, bir elle tutar gibi
kopar yüreğimi: beynim çarpar
ve tutuşturursan da beynimi
taşırım senı kanımın akıntısında
(lou andreas-salome)
lou salome 'mun hayatını okurken karşıma çıkan, şiirlerine hayran kaldığım lou'ya olan aşkını gösterme şekline hayran kaldığım sevilesi ve saygı duyulası kişi.
ayrıca evolet adlı yazara şairin beni duygusala bağlayan şiirini paylaştığı için teşekkür etmek istediğimi belirtirim saygılar evolet.