gü nay dın sevgili sözlük. toplaşın bugün size önemli açıklamalar yapacağım.
bizim sülalede alzheimer hastalığı genetik malesef. babannemi bunun yüzünden kaybedeli bir sene bile olmadı henüz. babannemin son zamanlarında hep yanındaydım. ölümünün son anına kadar sadece beni unutmadı. keza benim de vücudum yiyeceklerden b12 emilimi yapmıyormuş, ömür boyu iğneyle ilaçla dışardan takviye almam gerekiyor. o yüzden ailenin diğer tüm genetik rahatsızlıklarını taşıdığım için -migren, şeker hastası olma ihtimalimin çok yüksek olması vs- eğer ortalama olarak 60ımda falan ecelimle geberip gitmezsem muhtemelen alzheimer hastası olacağım ve teker teker sevdiklerimi unutacağım diye çok korkuyorum. yine de babannemin unutmadığı nadir şeyler ve kişiler gibi eğer bir gün alzheimer bile olsam ölüm döşeğinde dahi unutamayacağım şeyler de elbette yaşadım ömrümde. hayatımın belki de en önemli gününde birisi asansör yakalamaya çalışırken yere kapaklandı iki seksen. zırıl zırıl ağlarken yerde yatan bir bayanı kalk kalk diye kahkaha atarak kaldırdım. düşe kalka yürüdüğümüz bu yolda bana eşlik ett... dur ya öyle gitmeyecekti bu yazı. hah neyden bahsediyorduk. bir bayan vardı işte sevdikleri için koştururken yerlerde sürünüp kendini paspas eden. mesela ölsem gitsem babannem gibi olsam yine de unutmam ben o bayanı. insanın hayatında böyle şeyler oluyor işte yani naparsın. gerekli bilgi olsa hemen unuturum, ama nerde muzurluklar var ordayım malesf ki. birinin senin elini tutarak aynı heyecanla beklemesi, o güzel haberi aldığında koşarak sımsıkı sarılmak falan asla gitmiyor insanın aklından. bak şimdi senaryoyu düşün; kapının önünde seni bekliyor o bayan, senle aynı heyecanla. sesi titriyor konuşurken, cesaret veriyor olacak diyor. olacağına inanman lazım çünkü. oluyor da işte bazen böyle güzellikler. siz olsanız unutur musunuz? ben ölsem unutmam.
şimdi diyeceksiniz ki ee sadede gel bundan bize ne bacım? haklısınız valla, tutturmuşum bi' bayan aşağı bayan yukarı gidiyorum. ama işte insan bazen anlatmadan edemiyor. bazen eski sevgilini anlatıyorsun, bazen doğum sancını, bazen sevincini, bazen üzüntünü falan filan. insan anlatan bi' varlık. anlatmayı da çok seviyorum he, bilen bilir konuşurum ben hep. en çok da sevdiklerimi anlatmayı severim. durduk yere bakın şu karı çok güzel falan diye sevdiklerimi gösteririm millete. defalarca aşık olurum anlatırken sevdiklerimi bir kez daha. anlatmayı en sevdiğim kişilerden biridir
sefaletin prensesi mesela. yukarıda bahsi geçen bayan da kendisidir hatta laf aramızda. evet yerlerde sürünmeyi seviyor malesef, malum türkiye ekonomisi alıştırdı zaten sürünmeye bizi. bize koymaz yani. bir de yanyanaysak hiçbir şey koymaz bize.
benle konuşanlar bilir laf sefalet hanıma gelince bi' iç çekerim. canım yaa derim. çünkü canımdır gerçekten. mesela bana iki yol gösterseler birinde
steinhammer var diğerinde
sefaletin prensesi var deseler hiç düşünmeden spyi seçerim mesela. çünkü biraz düşünürsem eğer stein beyin kaslı kolları, yakışıklı babyface yüzü ve yatları ile katları gönlümü çalabilir. o yüzden hemen sefalet bayana koşarım. derim ki gerekirse soğan egmak yeriz yine de yeteriz birbirimize. ıyy erk*k! derim diğer yoldakilere.
şimdi ben bunları anlattım ama niye anlattım? çünkü birinin böyle güzel anıları ömür boyu paylaşması için öncelikle var olması gerek. mesela sp hanım var olmasaydı dünyamız çurak bi köl olurdu. aman kurak bi' çöl. ama kendisi dünyamızda var olduğu için şimdi her şey rengarenk. gerçi dolar 10 liraya yanaştıkça azcık kararıyor gözüm ama onun dışında nereye baksam gördüğüm şeyden keyif alır oldum. çünkü sefalet bayanı çok sevdiğim için. var olduğu için. bazı insanların var olması bile yeterdir. gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür hatta.
ezcümle: ey köyümün güzeli; eğer olmasaydın hayat daha az yaşanır hale gelirdi. kediler daha ağlak miyavlar, erk*kler daha çirkin olur ve gıy gıy gıy çalan bazı şarkılar hiç çekilmez olurdu. kemanımı "yeter be gıy gıy!" diye yere atıp kırmıyorsam, katlanıyorsam o gıygıylara sen var olduğun içindir. gerçi ben fülüd bile çalamıyorum ama olsun sen istersen çello bile öğrenirim. var oluşunun 47. doğum günü kutlu olsun bebeğim. ay ağzımdan kaçırdım yaşını hay aksi. hayatında güzel izler bırakmayı istiyorum hep. sen istediğin ve izin verdiğin sürece de yanındayım. daha biber doldururken eltimin bileziklerinden bahsedeceğiz. iyi ki doğdun, iyi ki varsın.