the crown

isveçli death metal grubu.dağılmışlardır.bugüne kadar çıkardıkları albümler:

1995 - the burning
1997 - eternal death
1999 - hell is here
2000 - deathrace king
2002 - crowned in terror
2003 - possessed 13
2004 - crowned unholy

ayrıca 14 years off no tomorrow isimli,konser kayıtlarının olduğu bir dvd'leri de 2006 yılında çıkmıştır.

albümleri melodik tarzdadır.brutal vokal,bazı yerde oldukça karmaşık riffler ve yardırmış bateri vazgeçilmez unsurlarından.özellikle hell is here albümleri tavsiye edilesi,dinlenesidir.

melodik thrash/death metal hadisesin kralını yapan gruptu, dağılmışlardı şimdi yeni bir vokalistle tekrar toplandılar.

yeni başlayan bir tv serisi.
verilen imdb biraz abartılı.
ilk bölümü izledim biraz akıcılık sorunu var.
ayrıca churchil'i oynayan ağabey olmamış.
denemeye değer bir şans verin.

oldukca beğendiğim ve ikinci bölümde beni bağlayan dizi. hoş şimdiye kadar mad men'imizin muteveffa lane pryce'i aşkıyla izliyorduk ama konu maalesef kral george değil god save the queen (hepimizi gömecek) elizabeth. o yuzden jared haris'i erkenden uğurluyor, devam bölümlerini izlemek için sabirsizlaniyoruz.

emmy ödülü aldığını görünce ve tarihle ilgili olduğum için başladım ve bitirdim. sanat yönetimi, kostüm tasarımları ve atmosfer harika. meşhur meymenetsiz suratlı kraliçenin nasıl bu hale geldiğini anlatıyor. yanında iç güveysi kocası, halkın sevgilisi ve tam bir celebrity olan kız kardeşi falan var.

izlerken monarşinin buram buram sıkıcılığı, anlamsız kuralları ve kişiselliğe olan nefretini anlamak mümkün. ayrıca winston churchill'i de oynayan abi müthiş. neredeyse mezarından kalkmış gibi. ayrıca sadece elizabeth'in dramları, dük phillipe'in polo oyunlarını anlatmıyor ikinci dünya savaşı sonrası büyük güç ingiltere'nin yavaş yavaş parçalanışı, o dönemki sosyal ve siyasi durumu da güzel anlatıyor.

bir türlü ölmediği için beklemekten gına geldi ve dizisini çektiler sanırım. bence elizabeth netflix' i de gömer. long live the queen.

2. sezon 1. sezona göre sanki daha tarihsel bilgi içeriyor gibi geldi. bunun nedeni 2. sezonda bazı bölümlerinin sonunda yer alan tarihsel açıklamalardır. 2. sezonu bitirmeme 1 bölüm kaldı, bitsin bütün olaylara netten bir göz atacağım. yani öyle hikayeler var ki adı insanların tepkisi ne oldu merak ediyorum.

daha önce bu ortamlarda bir çok yönden defalarca övdüğüm dizidir. lakin ikinci sezonda, büyük halkçı lider cemal abdul nasr'ı histerik bir manyak gibi göstermeleri beni çok üzmüştür. cemal abdul nasr, her zaman halklarının çıkarını gözeten vatansever güzel bir arkadaşımızdı. the crown gibi bir diziye bu oryantalist bakış açısı hiç yakışmamıştır.
bizim siyasal islamcılarımız, ekseri müslüman kardeşler geleneğinden geldiği için, nasr'ı sevmezler. zaten siyasal islam ve vatan severlik kavramları çok da yan yana gelecek kavramlar değildir.

bir de demek istiyorum ki; eyyy prens philip , sen kimsin yaaa? senin haddine mi düşmüş benim genç ve güzel kraliçemi bu kadar üzmek? altın dişin kırılsın senin it oğlu it. kraliçem insan gibi insan ki seni boğdurtmuyor. gerçi boğdurtmak falan tarzı değildir sayın elizabeth'in. genelde cinayetlerine trafik kazası süsü verir.

londra beni bul, londra beni bulsun.

beni kraliçe 2. elizabeth'in gençliğine aşık eden dizidir. hüzünlü ve güzel kraliçem, sarayı, memleketi ve bunak hükümeti idare ediyor bu genç yaşında. hepsinin üzerine bir de şaşkaloz herifi de idare ediyor.

londra beni bulsun!!!

ingiliz kraliyet ailesini konu alan 3. sezonu yayınlanmış güzel dizi.


-----spoiler-----
dizinin 1. sezonu 2. elizabeth'in tahta çıkışını, hükümetle olan ilişkisini, kardeşi prenses margeret'ın aşkını, annesi ve amcası ile olan ilişkisini konu alıyor.
oyunculuklar ortalamanın epey üzerinde.
1. ve 2. sezonda prenses margeret'ın gençliğini vanessa kirby canlandırıyor.
sadece bu güzelliği izlemek için bile izlenebilir.
3. sezonda ise artık sir winston churchill yoktur. prens charles ve prenses anne büyür veeee olaylar olaylar....

----spoiler-----
bu arada prenses margeret ve prens philip ne cevizler kırmış yaaa...