yonca evcimik'in o ilk,en güzel kasedinden güzel bir şarkı.a yüzünde 2.şarkıydı.heyy gidi günler türk pop müziğinin içine edilmediği günlerdi,türk hafif müziği denirdi.kaliteliydi.
hani ya o sıcak o yalancı bahar
aldanan çiçekler o arzular
eski bir haykırış yankısı rüzgarda
seslenen sana o rüyanda
olmaz git olmaz
söndü aşk yanmaz
bugün dün olmaz
asla
yalvarma dönemem
yüreğimde sızı var
aşkımız bitti ama
anısı hala her şarkımda
koştukca sessizdi
susuyordu sokaklar
gölgenle bilsen neler konuştuk
yoktun sen aramızda
dokunma ne olur o cılgınlık bitti
hasreti erittim yalnızlıkta
hiç hissetmiyorum artık git sarılma
ben o ben değilim şu anda
an itibariyle atv ana haberde yaşadığımız bu güzel havaların adı.
mart işte, olduğu gibi yalan.
çiçekleri açtıran, böcekleri coşturan sonra bir yağmurla herşeyin içine eden günler bütünü..
cengiz kurtoğlu'nun harika yorumladığı şarkıdır.sözlerinide yazıyim tam olsun.
gözlerin ayrılık adresi sanki
aşkıma ihanet beklemiyordum
bu muydu sevdanın payına düşen
ben seni gözümden sakınıyordum
yaşamaksa yaşanılır
kader buysa katlanılır
bende bir kaç hazin duygu
kalleşliğin sende kalır
yalancı baharın yalan çiçeği
vefasızlık senin meziyetinmiş
sen beni bırakıp gidiyorsun ya
insanlığın seni çoktan terketmiş
yolunda harcarken bütün ömrümü
sende görmek varmış zalim zulmünü
yaşamaksa yaşanılır
kader buysa katlanılır
bende bir kaç hazin duygu
kalleşliğin sende kalır
yalancı baharın yalan çiçeği
vefasızlık senin meziyetinmiş
sen beni bırakıp gidiyorsun ya
insanlığın seni çoktan terketmiş
yaşar'ın
hatırla albümünden hızlı bir şarkı.
sözleri:
gönlümde arzu gözlerimde yaş
büyük yanılgı seninle aşk
yalan beni anlamadın
yalan bana inanmadın
bu bahar ah bu ne hal
denize baksak denizi görür müyüz
söyle kaf dağına mı çıksam
söyle bir ömür çile çeksem
ne yazar yar insafın kurusun
önce aşk yolunda bıraktın
sonra ellere mahkum ettin
ne yazar insafın kurusun
yalancı bahar yalancı bu hal
inancımı al yerlere çalınsın
"yalannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnncı baharın yalan çiçeğiiiii" kısmında tam 57 tane "n" vardır. (şarkıda lan, burda 35 tane...)
can dündar' ın kaleminden güneşi ilk görenlere söylenmiş bir serzenişttir :
kaç baharı gerçek sanıp kandık söylesenize...
kaçına "nihayet" hasretle kucak açtık ve kaçında yanıldık...
kaç kez ayaz vurmuş dallarımızda filizlerimiz söndü.
yine de uslanmadık.
yine geveze bir dosta sırlarımızı açar gibi açıldık yalancı bahara...
yine yanıldık. peşinden bastıran tipiyle ayıldık.
ne yapalım ki, dalında patlamayı bekleyen bir tomurcuk gibi susamıştık ilkyaza... kaç zaman olmuştu kendimizi güneşin kollarına bırakıp, ormanda yayılan kekik kokularıyla sarhoş olmayalı...
tahmin ediyorduk, üzerimize katran rengi bir kafes gibi çöken bulutların ardında güneşin gülümsediğini...
daha ilk ışınları deler delmez kafesi, açtık iştahla ruhumuzun pencerelerini...
bahar öyle kolay gelmezdi aslında; biliyorduk; yanlış baharlarda az mı ayaz yemiştik.
kaçımız mart güneşine aldanıp açılmış ve kara kafesin ağına düşmüştü yeniden...
bahar, ilan-ı aşk mevsimiydi; astık aşklarımızı ilan panolarına, sevdalar yasakken daha...
bahar, barışın mevsimiydi; müjdeledik barışı, silahlar konuşurken hâlâ...
söyledik, ancak yazın söylenecekleri, güneş henüz toprağı ısıtmamışken... cemreler düşmemişken ilkyazın koynuna...
yalanmış meğer bahar; daha vakti değilmiş, aşkın da barışın da...
güneşe kananlar, yazı beklerken bahardan oldular; kesildi sesi soluğu, erken öten horozların...
iyisi mi itirafçı olalım; biliyorduk "işte bahar" derken, ardından gelecek ayazı...
"yalan bu çıkma" demişti temkinliler, tedbirliler, "çıkarken üstüne kalın bir şey al"anlar, "başına bir iş gelmesin"den ürkenler...
ama bahar, olanca işvesiyle sokağa çağırıyordu.
aşk, ilan panosuna asılmayı bekliyordu, barış bir kuş gagasında müjdelenmeyi...
"erken mi geç mi" hesabına gelmezdi ikisi de... peşlerine düşülmeli, ilan edilmeli, müjdelenmeliydiler.
güneşi görür görmez seranada ve barış türkülerine başladık. vakti gelmeden açıldık, geç kalmadan davranma telaşında...
erkenmiş.
kursağımızda kaldı bahar sevinçleri...
erken öten horozlar, erken açmış çiçekler, erken doğmuş bebekler gibi kesildik, solduk, öldük.
yine tedbirliler ulaşacak salimen yaza; biz yakalandık, zalim ayaza...
ama itirafçı olsak da pişman olmadık.
az da olsa ısındık hiç olmazsa... vakitsiz de olsa söyledik, söylenmesi gerekeni...
"bahar yalan mıymış gerçek mi" dinlemedik. güneşin ilk dokunuşuyla haber verelim dedik, ardından gelecek müjdeyi...
aşk için erkendi belki; barış henüz uzak...
...ama ikisi de gelecekti nasılsa sonunda...
hep bildik ki, habercisidir yalancı bahar, sahicisinin...
bazen vaat, hediyeden de kıymetlidir.
kesilmeyi göze alıp erken ötmek yeğdir çoğu zaman, susup doğru zamanı kollamaktan...
sonunda olan yalana kananlara olur, onlar müjdeledikleri şeyi göremeden giderler.
lakin çoğu buna gönüllüdür.
güneşe en erken onlar dokunmuşlardır, elbet en erken yanan onlar olacaktır.
belki "ikinci bahar"ı yaşayanlar bilir kıymetlerini...
istanbul'da yaşayanların bugün yaşadığı bahardır. çok ilginçtir ki bir gün önce insanlar üşüyerek yatarken sabah uyandıklarında terlediler ve serçe sesleri ile kalktılar. ne kadar değişik bir dünya yahu burası martılar filan var, vapurlar yüzüyor filan.
aşkın nur yengi'nin güzel şarkılarından biridir. hüzünlendir. iç burkar.
(bkz:
http://fizy.com/s/1ajbj5 )
en güzel şehir manzarası. hüznü var ama. bitecek biliyorsun, gerçeği çıkıp gelene kadar.
ekürisi yazdan kalma gün.
merve sevinin memelerinin oynadığı ve
aşk ı memnu yalısında çekilen dizi.
merve sevi ve cansel elçin'in parlayacakları dizi olacaktır sanki, tabi devam edebilirse.