1) bu sabah onu rüyamda gördüm. mutluydum ama uyanıp da rüya oldugunu anlayınca biraz buruklaştım. ama hüzünlü bir ruh haline burunmedim. aksine yüzümde bir tebessüm vardı.
2) bu gün ud kursumun ilk seansına katıldım. saat 3'te :)) oldukça mutluydum. hocam çok sabırlı ve sakin bir adam. bana 35 yıldır bu işle uğraştığını söyledi. ama neredeyse 10 gündür dokunmayi sabirsizlikla beklediğim müzik aletime, bırak dokunmayı goremedim bile. çünkü akort edilmesi gerekiyormus. biraz uzun surermis. :( bu yüzden hocanın müzik aletiyle çalıştık. ud'a dair bazı ayrıntıları keşfettim. hocanın söyledikleri ve benim fark ettiklerim. telleri çok hoş ❤️ dokunmak bana çok farklı hissettirdi. ayrıca kendi udumun göbeğindeki deseni çok merak ediyorum. makamlar hakkında bana bilgi verdi. "ben buselik seviyorum" dedim, neden buselik? dedi. :)) ben de ona ud'a başlama sebep olacak kadar sevdiğim buselik makamında bir şarkı dinlettim. bu şarkıyı daha önce bilmedigini ve gerçekten beğendiğini söyledi. ayrıca çinuçen tanrıkorur'un zevkli bir seçim olduğunu söyledi. hatta ifadeyi direkt bırakacağım: " oo çinuçen tanrıkorur dinliyorsun. zevkli bir seçim. beladır. o çok beladır yani..."
3) uzun süre sonra vapura bindim. vapur boyunca hocanın bana çaldığı şarkıları düşünüp durdum. bu çok zevkliydi. ( ama keşke bu gün kendi müzik aletim elimde olsaydi. ) sonra eminönü tarafa gectim biraz dolastim. galerimde geziyordum ve çıkarmak istediğim fotoğraflar olduğunu fark ettim. bir fotoğrafçıya gidip onları çıkartırdım. bu beni ayrıca mutlu etti. şimdi onlar için bir fotoğraf panosu alacağım ve odamın seyretmekten en çok hoslandigim yerine koyacağım. ( yalnız bu gün d&r'ye ve kırtasiyeye girmeyi unutmuşum. bunu şimdi fark ediyorum.) eve dönerken hafızdan her zamanki yediğimizden aldım. ve vapura binmeden önce kestane aldım. :) ( ne kadar özlemişim!) kendimi okuldan dönüyormuş gibi hissettim. eskisi gibi... vapurda kestaneleri yerken biraz dalmışım. sonra düşünürken rüyamda bu sabah onu gördüğümü fark ettim ve onu düşünmeye başladım. beraber hiç vapura binmedigimiz, hatta birçok seyi yapamadığımız gerçeğini hatırladım. :) (eskiden olsa bu beni uzerdi. ) ne olurdu şimdi elimdeki fotograflardan birinde de biz yan yana dursaydik diye düşündüm...
4) fotografcida beklerken fotoğraf makinelerini inceledim. zaten uzun süredir almak istiyordum. 3 tane analog ve birkaç tane instax inceledim. aslında birini almak istedim. ama hangisi olacağı konusunda karar veremedigim için almadım. şimdilik bekliyor. karar verir vermez onlardan da bir tane alacağım. instax almak çok istiyorum. ama masraflı gibi gibi. öte yandan içimde bir analog makineyle dolaşma tutkusu var. çantamda dursun, gittiğim her yere götüreyim beğendiğim bir şey oldu mu cat diye çantamdan çıkarıp çekeyim istiyorum.
5) üsküdar metrosunda eve dönerken bir kadın sinir krizi geçirdi. kadinin eşi ambulansı arayın diye feryat edip durdu. önce kimse bakmadı. telefonumun şarjı yüzde 2'di ve her an kapanmak üzereydi. güvenliğe ambulans diye bağırdım. sonra topluluğa doğru dönüp gür bir sesle "saglik çalışanı yok mu burada" diye bağırdım. önce 2 kişi geldi. daha sonra hemşire olduğundan emin olduğumuz bir kişi geldi. kadın çok fazla kasılıyordu ve çok yüksek bir sesle bağıriyordu. gerçekten kendini kaybetmiş bir hali vardı. eşi için üzüldüm de tutumunu taktir ettim. karısının onu duyup duymadığını önemsemeden sürekli "geçecek hayatım" deyip durdu. ayrıca elini hiç bırakmadı, saçlarını okşadı kadının. bu esnada bu olay 15-20 dakika kadar sürdü ve kadının etrafındaki kalabalık arttı. bu aralar sinirlerim çok fazla yiprandigi için orada kalmak istemedim. ama vicdanımın sesi ağır bastı ve ambulans sesini duyana kadar bekledim.
6) bu gün vücuduma dair daha öncesinde fark ettiğim ama bir türlü emin olamadiğım bir şeyden iyice emin oldum. çok zayıf bir kızım. dolayısıyla da bileklerim çok ince. (hayır kemiklerim de ince yani. her yerim, her şeyim ince neyse... ) ve bana ağır gelen bir şeyi birkaç saat taşıdığım zaman o yükü elimden biraktigimda kaslarım titriyor. ( halbuki elimde sadece 1 kilo balık ve 2 kase tatlı vardı. ama ağır geldiyse demek ki.. )
7) bu gün kardeşimin karantinası bitti ve test vermeye gitti. artık evde bulunabilir. ayrıca daha iyi bir haber ihsan eniştemin yoğun bakımdan çıkması :)
2) bu gün ud kursumun ilk seansına katıldım. saat 3'te :)) oldukça mutluydum. hocam çok sabırlı ve sakin bir adam. bana 35 yıldır bu işle uğraştığını söyledi. ama neredeyse 10 gündür dokunmayi sabirsizlikla beklediğim müzik aletime, bırak dokunmayı goremedim bile. çünkü akort edilmesi gerekiyormus. biraz uzun surermis. :( bu yüzden hocanın müzik aletiyle çalıştık. ud'a dair bazı ayrıntıları keşfettim. hocanın söyledikleri ve benim fark ettiklerim. telleri çok hoş ❤️ dokunmak bana çok farklı hissettirdi. ayrıca kendi udumun göbeğindeki deseni çok merak ediyorum. makamlar hakkında bana bilgi verdi. "ben buselik seviyorum" dedim, neden buselik? dedi. :)) ben de ona ud'a başlama sebep olacak kadar sevdiğim buselik makamında bir şarkı dinlettim. bu şarkıyı daha önce bilmedigini ve gerçekten beğendiğini söyledi. ayrıca çinuçen tanrıkorur'un zevkli bir seçim olduğunu söyledi. hatta ifadeyi direkt bırakacağım: " oo çinuçen tanrıkorur dinliyorsun. zevkli bir seçim. beladır. o çok beladır yani..."
3) uzun süre sonra vapura bindim. vapur boyunca hocanın bana çaldığı şarkıları düşünüp durdum. bu çok zevkliydi. ( ama keşke bu gün kendi müzik aletim elimde olsaydi. ) sonra eminönü tarafa gectim biraz dolastim. galerimde geziyordum ve çıkarmak istediğim fotoğraflar olduğunu fark ettim. bir fotoğrafçıya gidip onları çıkartırdım. bu beni ayrıca mutlu etti. şimdi onlar için bir fotoğraf panosu alacağım ve odamın seyretmekten en çok hoslandigim yerine koyacağım. ( yalnız bu gün d&r'ye ve kırtasiyeye girmeyi unutmuşum. bunu şimdi fark ediyorum.) eve dönerken hafızdan her zamanki yediğimizden aldım. ve vapura binmeden önce kestane aldım. :) ( ne kadar özlemişim!) kendimi okuldan dönüyormuş gibi hissettim. eskisi gibi... vapurda kestaneleri yerken biraz dalmışım. sonra düşünürken rüyamda bu sabah onu gördüğümü fark ettim ve onu düşünmeye başladım. beraber hiç vapura binmedigimiz, hatta birçok seyi yapamadığımız gerçeğini hatırladım. :) (eskiden olsa bu beni uzerdi. ) ne olurdu şimdi elimdeki fotograflardan birinde de biz yan yana dursaydik diye düşündüm...
4) fotografcida beklerken fotoğraf makinelerini inceledim. zaten uzun süredir almak istiyordum. 3 tane analog ve birkaç tane instax inceledim. aslında birini almak istedim. ama hangisi olacağı konusunda karar veremedigim için almadım. şimdilik bekliyor. karar verir vermez onlardan da bir tane alacağım. instax almak çok istiyorum. ama masraflı gibi gibi. öte yandan içimde bir analog makineyle dolaşma tutkusu var. çantamda dursun, gittiğim her yere götüreyim beğendiğim bir şey oldu mu cat diye çantamdan çıkarıp çekeyim istiyorum.
5) üsküdar metrosunda eve dönerken bir kadın sinir krizi geçirdi. kadinin eşi ambulansı arayın diye feryat edip durdu. önce kimse bakmadı. telefonumun şarjı yüzde 2'di ve her an kapanmak üzereydi. güvenliğe ambulans diye bağırdım. sonra topluluğa doğru dönüp gür bir sesle "saglik çalışanı yok mu burada" diye bağırdım. önce 2 kişi geldi. daha sonra hemşire olduğundan emin olduğumuz bir kişi geldi. kadın çok fazla kasılıyordu ve çok yüksek bir sesle bağıriyordu. gerçekten kendini kaybetmiş bir hali vardı. eşi için üzüldüm de tutumunu taktir ettim. karısının onu duyup duymadığını önemsemeden sürekli "geçecek hayatım" deyip durdu. ayrıca elini hiç bırakmadı, saçlarını okşadı kadının. bu esnada bu olay 15-20 dakika kadar sürdü ve kadının etrafındaki kalabalık arttı. bu aralar sinirlerim çok fazla yiprandigi için orada kalmak istemedim. ama vicdanımın sesi ağır bastı ve ambulans sesini duyana kadar bekledim.
6) bu gün vücuduma dair daha öncesinde fark ettiğim ama bir türlü emin olamadiğım bir şeyden iyice emin oldum. çok zayıf bir kızım. dolayısıyla da bileklerim çok ince. (hayır kemiklerim de ince yani. her yerim, her şeyim ince neyse... ) ve bana ağır gelen bir şeyi birkaç saat taşıdığım zaman o yükü elimden biraktigimda kaslarım titriyor. ( halbuki elimde sadece 1 kilo balık ve 2 kase tatlı vardı. ama ağır geldiyse demek ki.. )
7) bu gün kardeşimin karantinası bitti ve test vermeye gitti. artık evde bulunabilir. ayrıca daha iyi bir haber ihsan eniştemin yoğun bakımdan çıkması :)