500 days of summer

1 /
hikaru hikaru
çok değişik bir romantik komedi. romantik komedi ve dram karışımı desek daha doğru olacak. film boyunca pek çok şeye gülüyorsunuz da, sonu biraz yürek burkuyor... ama güzel film, evet. hollywood yapımlarının hiç olmadığı kadar gerçekçi ayrıca, belki de bağımsız film olması o yüzdendir!

"zalim yâr..." ne demekmiş, anlamak için tam da gidilmesi gereken bir film bu.

ve yaz biter, sonbahar başlar... *
tembelhayvan tembelhayvan
hayatta her şeyde yaptığımız gibi bir şey buluyoruz onu yüceltiyoruz her şeyimiz bütün amacımız o oluyor, sonra ondan her şeyi alamayacağımızı görüyoruz, yeni bir şey aramaya başlıyoruz bize her şeyi verebilecek. böyle gidiyor iste. hep bir şeyler yapıyoruz. yapmasak olmuyor sanırım. çünkü yaşıyoruz iste.
film bana bunları hatırlattı aşk hikayesinden çok ki diyor zaten bu bir aşk filmi değil.
i am the most important thing in my life i am the most important thing in my life
-spoiler-
tom summer'a aşık, summer'ı da bi türlü anlayamıyoruz falan filan. benim ilgimi çeken biz her şey güzel gidiyo tamam summer da buldu hayatının aşkını* derken summer'ın dank diye ayrılmasından sonra tom'un salak salak hala onun döneceğini düşünmesi, beklemesi, arkadaşlıktan koşar adım kaçması.. düğüne giderken trende karşılaşıyolar, düğünde eğleniyolar, dans ediyolar summer evlendikten sonra bankta tom'u bulduğunda tom ona"ama düğünde benimle dans ettin ve o vardı hayatında neden" diyo, summer da "çünkü o anda seninle dans etmek istedim." diye cevap veriyo. noktabazen hayatta her şey bu kadar basittir. bazen biz her şeye çok büyük anlamlar yüklemeye çalışırız. bazen karşıdakinin sadece bi anlık(ve sonradan geçecek olan) isteği bizi çok yanlış yerlere alır götürür. bazen her şey sadece o anlıktır, devamı yoktur ama biz hep sonsuzluğu anlamayı seçeriz ve küçük anlık hislere kaptırır gideriz.
-spoiler-
(bkz: yazar burada kendine sesleniyor)
yaratıcı nick bulamadım yaratıcı nick bulamadım
''oğlan kızı görür... oğlan aşık olur... kız olmaz...''

güzel bir girişi var filmin. eğer hayatınızla özdeşleştirebiliyorsanız hoş anlar yaratmakta.

son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biriydi. bir romantik komediye göre oldukça başarılı. ayrıca o ekranı ikiye ayırıp expectation ve reality olayını kim düşündüyse beynine sağlık, süper olmuş.

spoiler

tom'un toplantıda ayar verip gittiği sahneden sonra arkadaşının alkışlama girşimi beni gülmekten yerlere yatırdı.

spoiler
seksek oynayan mafya babası seksek oynayan mafya babası
bir ilişkinin hemen hemen herkeste birbirine benzerlik gösteren sürecini günleri ile anlatmaya çalışmış ve iyi bir şekilde de başarmış film.. bu tarz filmler her daim eğlenceli geçtiği ve sonrasında insanı yormadan beynini mesgul etmediğinde tavsiye edilir..
fulidiforst fulidiforst
çok basit bir dille anlatılmış kız-erkek hikayesi... kısaca diyor ki; "kader diye bir şey yoktur, aslında her şey tesadüflerden ibarettir". aslında ilişkilerin özeti bu, mutlak eş, elmanın ikinci yarısını bulmak, ruh ikizi diye bir şey yok aslında. sadece tesadüfler var ve her şeyi sizin bu tesadüflere ne şekilde yön verdiğiniz belirliyor özellikle konu aşk ilişkisiyse...
---spoiler---
en sevdiğim kısımlardan biri şuydu; günleri uyduracağım, önemli olan başlangıca ve sona ne kadar yakın oldukları...
gün 20: summer' ın her şeyini çok seviyorum mesela o kalp şeklindeki doğum izini...
gün 350: summer' ın her şeyinden nefret ediyorum mesela o hamam böceği şeklindeki doğum izinden...
işte bu kadar açık ve net...
---spoiler---
across the universe across the universe
çok feci spoiler

baştan uyarıyorum. filmi izlemediyseniz okumayın. bu yazıyı okumaya devam ederseniz filmi izlemenize gerek kalmıcak çünkü. direk sonunu söylüyorum.


seni kaltak karı. o tatlı hallerinin arkasında gizliymiş sürtüklüğü. yok neymiş "ben aşka inanmam bik bik." farklı mı olmaya çalışıyorsun sen ha?! inanmıyorsan ona göre davran. tutarlı ol biraz be. zengin adam bulmuştur kesin. yüzüğün pırlantası büyüktü. böyle de desteklerim tezimi. evlendi tabi hemen sürtük. muhteşem esas adamımız tom da kaldı öyle kırık kalbiyle ortalarda. ne tatlı bir adamdı o tom yahu. yanaklarını sıkmak istedim. filmin en çok eğlendiğim kısmı, tom'un sokakta insanlarla dans ettiği yer. harikaydı. bak şimdi yine sinirlendim. açıklamaya bak bak. neymiş kitap okuyormuş da, şimdi kocası olan herif gelmiş de yanına. ya on dakika sonra gelseymiş cafeye, onla karşılaşamasaymış. ya sinemaya gitseymiş. her şey tesadüfmüş. peki tom'la karşılaşmaları, yaşadıkları?! tom bi de hala arkasından mutlu olmanı istiyorum diyor. ağla1. filmin sonunu beğenmedim ben. mutlu olsun filmler. oysa harika bir çiftti onlar. çok üzgünüm. moralim bozuldu. kaltak karı (büyük harfle yazdığımı varsayınız. bağırıyorum burda.)

ama genel olarak çok samimi bir filmdi. sonu dışında sevdim. kendinize çok yakın buluyorsunuz. "evet evet aynen böyle olur." diyorsunuz. sevimli bir film. ve de son olarak, film müzikleri ne harikaydı. hepsini indirip yüzlerce kez dinlemek istiyorum. oyluyorum filmi. 10 üzerinden 8. sonunu sevsem 10 üzerinden 10'du.

kaltak summer.

çok feci spoiler
absinthe absinthe
yes man' de de karşımıza çıkan deli kız zooey' in joseph ile yakıştığı bir bütünlük görüyoruz filmde. genelde erkekler üzerinde etkili olan bağlanmak istemiyorum, sahiplenilmek istemiyorum, ben tek başıma bireyim mutluyum triplerini çılgın kişilik zooey' de görüyoruz. filmde değişik olan bu aslında..bence bazı kareleriyle beklentilerin üzerinde..özellikle soundtrack' ine değinmek lazım.. liste şöyle;

a story of boy meets girl - mychael danna and rob simonsen
us - regina spektor
there is a light that never goes out - the smiths
bad kids - black lips
please please please let me get what i want - the smiths
there goes the fear - doves
you make my dreams - hall & oates
sweet disposition - the temper trap
quelqu un m a dit - carla bruni
mushaboom - feist
hero - regina spektor
bookends - simon & garfunkel
vagabond - wolfmother
she s got you high - mumm-ra
here comes your man - meaghan smith
please please please let me get what i want - she & him

us, there goes the fear, she's got you high, you make my dreams favorilerim..
kızistemeyepowerpointsunumuilegitmek kızistemeyepowerpointsunumuilegitmek
kendinden bir şeyler bulabilenlerin çok seveceği film.

spoiler gibi
ben buldum.
kendimi, hayallerimi buldum.
onu, "o"nu buldum.
"bir gün hak eden birisini bulacaksın" deyişini duydum.
beni bırakıp gidişini gördüm.
tek farkı vardı bizim hikayemizin bu filmden.
o benim "summer"ım değildi, o benim "autumn"umdu.
ve "autumn"dan sonra bir başka mevsimim yoktu benim.
o sondu.
her şey o'nunla son buldu.
spoiler gibi
günseli ışık günseli ışık
yeni bir etenal sunshine of the spotless mind tarzında bir film mi diye merakla beklediğim, romantik komedi diye izlediğim ama ne romantiklikle ne de komediyle alakası olan bazı sahneleri düşününce sağlam dram diyebileceğimiz film.

--spoiler--
klişe olan bir şey vardır filmlerde kız ya da erkek aşka inanmaz ama karşısına öyle biri çıkar ki bütün düşünceleri değişir ve filmin sonunda mutlu son. işte bu film öyle değil hatta son sahneye kadar bir umutla bekliyorsunuz ama hissettiğiniz hayal kırılıklığıyla kalıyorsunuz.
--spoiler--

görüntü ve konuların işlenme açısıyla tekrar izlenebilirliği olan film.
1 /