"günlerden bir gün hindistanın şehirlerinden lahor meydanında iğne atsan yere düşmez müthiş bir kalabalık toplanmıştı. bu bir miting değildi. ateşli hatibin daha yüce amaçlar için halkı coşturmaya çalıştığı anlaşılıyordu. gözyaşlarının sebil edildiği, birçoklarının hıçkıra hıçkıra ağladığı o toplantıda
muhammed ikbal sözlerini şöyle bağlıyordu
arkadaşlar! şu anda ben sultanlar sultanı resulullahın (sav) manevî huzurunda bulunuyorum. bana diyor ki: doktor ikbal, bana ne hediye getirdin? ben de diyorum ki, ya resulallah, bizim gibi gedalar sizin gibi sultanlara ne hediye getirebilir? yalnız şu anda ellerimde yarısına kadar dolu iki bardak renkli su var. bunu cennet ırmaklarıyla değişmem. bu, çanakkalede ve trablusgarbta dökülen müslüman kardeşlerimin kanıdır.
o gün neler yapmamışlardı ki o halk! verebilecek birşey bulamayanlar gömleklerini satıp kardeşlerinin yardımlarına koşmuşlardı."
peki biz ne yapıyoruz?