abıefsun

1 /
vasdeferans vasdeferans
uludağ üniversitesi kimya bölümünde okuyan beş yıllık bir geçmişimiz olan,bazen çok eğlenceli,bazen çok hüzünlü üçüncü nesil çaylak...yakın bir zamanda yazar olarak bekliyoruz kendisini..sözlüğe çook şey katacağından hiç şüphem yok..

edit: iki sene geçmiş bu giriyi gireli.. demek ki yedi yıl olmuş bu sevgili insan hayatıma o kıvırcık saçlı koca kafasını sokalı..

çözümsüzlerin savaşçısıydı o benim gözümde.. ruhunu meleklerin ellerine vermiş ancak kendisi dünyaya karşı güçlü olmak için zırhını giymiş bir savaşçıydı..

di'li konuştum ama maksat ekzantrik olsun.. şiirsellik katalım.. yoksa allah'ın sırığı, kıvırcığı hala böyle.. valla bak..

ve son olarak kendisine buradan bir replikle veda ediyorum efendim..

-acı yok, acı yok..

ve bir klasik olarak..

(bkz: edriiyyyııın)

edit2: he bu arada bu girinin eski halini kötüleyen, bu ne sikim giri lan böyle diyen varsa ben de biliyorum ne kadar boktan olduğunu.. kalsın işte sırtınızda mı taşıyorsunuz?
abıefsun abıefsun
hüzünlerin ardı ardına kalbin kapılarında biriktiği,artık kalbin dayanılamaz hal alıp bir dönemece girdiği,sözcüklerin anlamını yitirdigi anlarda;küçük mağaralarından çıkıp dünyamıza nüfuz eden kelimelerin yapamadığını hassas süzülüşlerle gerçekleştiren,kimi zaman sevinç dolu kimi zamansa korku dolu anlarda ortaya çıkan minik damla.. gözyaşı..


yılların sonrası: gözyaşı kurudu, izi kaldı ayna'da..
palantir palantir
çok hoşsohbet...vaktin onunla sohbet ederken nasıl aktığını anlamıyor bile insan...çok derin...öyle ki insan kendini ona kapılmış buluyor...
gülümsün gülümsün
üslubuyla dikkat çeken ve sohbetiyle çok önceleri tanışıklık varmış gibi samimi davranan arkadaş, kardeş. yağmur falan diyor, belli ki bereketten yana.
troke troke
gecenin bir yarısı açık yaralarının kanamasına neden olmuş olsamda yaptığım o küçücük sohbetle yanlız olmadığımı bana hissettiren, yağmur bu kadar güzel tasvir edilemez diye düşünmemi sağlayan nesildaşım...bırakalım açık kalsın yaralarımız dedik..belki melekler görürde acır halimize...belki de en güzeli böylesidir kim bilir....
hypnotica hypnotica
güzel şair, güzel fotoğrafçı (bilgisayarımın arka plan fotoğrafı o'na ait), iyi bir gitarist adayı, duygusal, "keşke aynı okulda okusaymışız" dedirten arıcan...
evet duygusal...
absinthe absinthe
daha önce hiç muhabbet etmemiş olmama rağmen,girilerini tesadüfen okuduğumda direk kendisinin yazdığını anlıyabildiğim sanatsal yazar..
crimsonspider crimsonspider
ilginç bi tesadüf sonucu kendisiyle kısa bi süre muhabbet etme zevkine ulaştığım kaliteli insan, kaliteli yazar.anladığım kadarıyla o da melankoli bağımlısı bazılarımız gibi.fakat o şanslı ki bu özelliği sanat olarak geri dönüyor bizlere.şiirlerini hiç okumadım ama hakkında yazılanlara bakılırsaiyi bi şair.fotoğrafçılık yönü hakkında da size bişi derse sakın inanmayın; alçakgönüllülük yapıyor.
dmoment dmoment
takriben çevre mühendisliğinde okuyan final haftası suların sertliği,kimyasal denge gibi demirbaş sorulara çalışan sozluk yazarı
abıefsun abıefsun
ifadesel dünya'da dengesizlik sınırlarını zorlayıp dehlizlere dalan çizgi ucu,kara çalı,kapalı göz,rotasını kaybetmiş bir gemi,kendi gemisiyle sonsuz mavilere gömülecek olan,tınısal karmaşa içinde sabit bir rüya,kendi etrafında dönen,yanan alevler ve kendi içinde..kendine göçen bir yalnızlık yolcusu..
abıefsun abıefsun
çakıl taşları arasına gömüyorum ruhumu kapılarını aralarken gecenin..konarken düşten düşe ve selamlar(!) iken kapı arkasında kalmış ruhları..söz'ler de gömülüyor ruhumun eskimiş iç ceplerinde..'sen'i içime gömdüm' hezeyanları ile debelenirken mahiyetini bilmediğim bu dünya yerinde,bak işte ben gömülüyorum senin boşlukta olan yerine..soluğum kesiliyor sanki bu gelen sen misin yoksa melekler mi?..aralık kalmış dünya'dan yarın'a doğru gömülüyorum eskiyen yanlarımı iç cebime katarak..

aynalardan geçişler başlıyor boyutlardan dalış başka öteki boyutlara..'karartı bir ben gibi..' derdi hep ve 'bembeyazlar ortasında kalmış içlerdeki sen gibi dahi!..' o kadar yakın ki şey'ler sanki her an aynamda bitecekmiş gibi ve içimde sönecekmiş gibi yeniden yakılmak üzere..

sözcüksel dünya'ya bir bütünlüğün zerresini verme endişesi içerisinde oldu ruh hep..tanrısız'ın sözcüksel karmaşası eşliğinde yol aldı..kendinden geçişler yaşandı 'günaha davet' ile..bir zaman 'acıdan doğuldu' ve 'ay doğdu ay battı'..'düşlerin büyüsü'ne kapıldı ruh dağıldı kurak topraklara..'yağmurun sesi' eşliğinde aklandı ruh içlerdeki sen'i hatırlayarak ve katarak ben'i yanına..'sen ve ben' dedi,'bizler öteki varlıklarız içlerdeki..bakıyoruz aynada kendimize..' söz'ün büyüsü sardı her yanını tanrı'dan gelen ve geçerken tanrısız'ın kimsesiz yollarından..'bekleyiş'i kutsal saydı ruh acılar içinde kıvranırken ve nefretini kustu 'kara' kaplı içi boş sayfalara..'güneşin aya olan aşkı'nı yaşadı ruh 'fırtınalı özlemler' beşiğinde sallanırken..'yitirilen düşler'ini aradı 'korkunun silüeti'nde 'karanlık geceler' arasında bir sokak arkasında..

ve devam edecek senaryo bir söz ile bitecek düşler..'bilinmeyene doğru' şarkılarda ruh olan hüzün ile canlanacak bir çakıl taşı..yeni ve yineden..

hüzün dünyasına bir damla daha düştü yankılanacak şimdi her yer hüzün gözyaşları ile..yeniden doğuşa kadar serpilen küller ile gitti ruh düşlerin karanlık diyarlarına..ve söz yine ve yeniden,aslında orda olmayanlar'a..

topraklara serpiliş..
1 /