edebiyatın yanısıra felsefeye de büyük hizmetleri olmuş bir insandır. istanbul üniversitesinde doktora yapan afşar timuçin bursa uludağ üniversitesinde felsefe bölüm başkanlığı yapmıştır. türkçede ve yabancı dillerde bir çok eseri yayınlanmıştır. 3 ciltlik "düşünce tarihi" (gerçekçi düşüncenin kaynakları, gelişimi, çağdaş görünümü) bunlar arasında en önemlilerden biridir.
afşar timuçin
an itibariyle kocaeli üniversitesi felsefe bölümü profesörlerindendir. kendisini felsefeci kimliğinden önce bir yazar olarak tanıdım. çocukluk ya da gençlik dönemimde karşılaştığım, deniz kenarı görüntülü kapağı olan bir kitabıyla hatırlıyorum (sanıyorum ki kıyılar duruncaydı). şuan için felsefeci kimliği öne geçse de, o dönemler gazetelerin ek olarak beyaz dizi dediğimiz kitaplardan çokça vermesi ve çoğunun kapağında yine bir deniz manzarası barındırmasından olsa gerek ki uzunca bir süre ismini duyunca o beyaz diziler gelmiştir aklıma.
bi dönem mimar sinan üniversitesinde estetik ve düşünce tarihi dersleri veren değerli insan.ayrıca 3 ciltlik "düşünce tarihi" kitabının yazarıdır.
bir çok şiiri ışığın yansıması grubu tarafından bestelenmiş şair.
bir serüven tanımı
hiç bir zaman yenilmedi geceye
sevincim de, inancım da
doğru diye bildiğim güzellikler
hiç bir gün kendinden uzak bir şeye değişmedi
hiç bir gün yolda koymadı beni
güvencim ve direncim...
düşerim sandılar, dönüp baktılar
gülerek geçip gittim
evet, ben tek başımaydım
onlarsa çok yalnızdılar!
afşar timuçin
hiç bir zaman yenilmedi geceye
sevincim de, inancım da
doğru diye bildiğim güzellikler
hiç bir gün kendinden uzak bir şeye değişmedi
hiç bir gün yolda koymadı beni
güvencim ve direncim...
düşerim sandılar, dönüp baktılar
gülerek geçip gittim
evet, ben tek başımaydım
onlarsa çok yalnızdılar!
afşar timuçin
denizin beklediği şiiri çok güzeldir.
"seni sevmek mor denizlerdi biraz.
ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen
seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz
seni sevmek yaşamın aşılmaz büyüklüğü
seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
ve sığınıp ılık kıyı kentlerinde biraz akşam
seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü
varılırdı daha saydam günlere isteseler
i̇steseler yalnızlık giremezdi evlere
seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
ve uçacak durmadan adasız denizlere
kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
sonra yalnız kalmak gibi sessizce uğuldayan
bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
sana verdim geç diye bütün denizlerimi."
"seni sevmek mor denizlerdi biraz.
ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen
seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz
seni sevmek yaşamın aşılmaz büyüklüğü
seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
ve sığınıp ılık kıyı kentlerinde biraz akşam
seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü
varılırdı daha saydam günlere isteseler
i̇steseler yalnızlık giremezdi evlere
seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
ve uçacak durmadan adasız denizlere
kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
sonra yalnız kalmak gibi sessizce uğuldayan
bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
sana verdim geç diye bütün denizlerimi."

#1431113 ·
· 85
2005 - 2006 ders yılının sonunda kocaeli üniversitesi fen - edebiyat fakültesi felsefe bölümü'ndeki görevinden emekli olan, emeklilik töreni fakültenin mezuniyet gününde gerçekleşen bilim ve gönül insanı, felsefe profesörü. emekli olduğu bölüme yadigar olarak oğlu ali timuçin'i bırakmıştır. özellikle yüksek lisans ve doktora'da verdiği estetik dersleri ile hala zihinlerde olup, fransızca şiirler ile tevfik fikret şiirlerini okuma güzelliği unutulamamaktadır. bu arada, bir konuşmasında eşini defalarca aldattığını neredeyse pişkince söylemesi, ciddi bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

#1536285 ·
· 85
istanbul üniversitesi fransız dili ve edebiyatı mezunu çok sevdiğim bir şair. felsefe bölümünde yüksek lisans yapıp kanada`ya gitmiş. akşama ayrı bir düşkünlüğü vardır afşar timuçin`in... bu sebeple kendime yakın buluyorum onu galiba... özleyip tekrar okumaya başladım, şiir sevenlere tavisye ederim...
"öleceksek insan gibi ölelim, gelecekse getiririz yazları..." dizesiyle söylenebilecek olan herşeyi özetlemiş şair.
vermiş olduğu düşünce tarihi dersinin hiç bitmesini istemediğiniz,bilgi deposu,süper öğretmen.

#2892016 ·
· 63
kendisine "estet, şair, filozof" denmesinden hoşlanmayan güzel insan. aşk üzerine yazdığı bir kitabı da vardır. ama öyle "aşkım canım cicim muck" tarzı değil, aşkı derinlemesine işlediği bir felsefe kitabı.
(bkz: aşkın diyalektiği)
(bkz: aşkın diyalektiği)

#2932068 ·
· 68
"cinselliğin ahlaksızlığa açıldığı noktada nikah sahte bir ahlaklılığa gerekçe oluşturur. bazı anneler kızlarını iyi bir av bulmaları için sokağa salarlar. dışarıdaki erkekler arasından kendisine paralı, yağlı bir koca arayan kızın yaptığı örtülü fuhuş çocuğuna bakabilmek için fuhuş yapan bir kadınınkinden daha mı ahlaklıdır?"
diyen, insanı tabulardan uzak düşünmeye iten insan. yaşayan en büyük filozoflardan dersek eminim ki kimseye haksızlık etmiş olmayız.
diyen, insanı tabulardan uzak düşünmeye iten insan. yaşayan en büyük filozoflardan dersek eminim ki kimseye haksızlık etmiş olmayız.

#2942016 ·
· 47
edebiyatın, felsefenin, estetiğin yanı sıra psikolojinin de alanına girmiştir. ayrıca çok güzel bir şiiri ezginin günlüğü(tanju duru bestelemiş) tarafından seslendirilmiştir.
ayrılıkta söylenmiş bir yaz türküsü
gözlerine bakar ağlar
bu son şarkı
son umut
gitme hep burada kal
benimle kal bu kıyıda
her yanına dokundum bakışının
her yerini tanıdım göklerinin
gün boyu sende uçtum
dinlendim dallarında
atlılar gibi yoruldum yanında
uyudum
ölür kıyı, ölür yazlar
alır götürür karakış
her bahar her umuda zorunlu mu
neden yolcusun bu kadar
gideceksen
al götür umudumu
al götür sonuna kadar
ayrılıkta söylenmiş bir yaz türküsü
gözlerine bakar ağlar
bu son şarkı
son umut
gitme hep burada kal
benimle kal bu kıyıda
her yanına dokundum bakışının
her yerini tanıdım göklerinin
gün boyu sende uçtum
dinlendim dallarında
atlılar gibi yoruldum yanında
uyudum
ölür kıyı, ölür yazlar
alır götürür karakış
her bahar her umuda zorunlu mu
neden yolcusun bu kadar
gideceksen
al götür umudumu
al götür sonuna kadar

#3196879 ·
· 51
bir suyun akışına dalar gibi kalıyoruz,
o zaman gün sızıyor saçaklardan ince ince.
biz birbirimizi karşılıksız sevmeye başlayınca,
birlikte bir kirazı dişler gibi oluyoruz.
uzun bir kervan gibiyiz güneşte ağır ağır,
aydınlığı iki ayrı sevinç gibi yaşıyoruz.
i̇ki ayrı sevinci bir bütünde eriterek,
şurada otursak mı yürüsek mi biraz daha,
ötelere uzanmadan köşeyi bile dönmeden?
birkaç yüzyıl sonraki bir şiiri okur gibi,
en küçük bir kıpırtıda sonsuzluğa varıyoruz.
üşütür gibi titreten buydu az önce bizi.
şimdi denizin sesiyle rüzgar belki de aynı şey.
bu senin saçların mı yoksa benim saçlarım mı?
aramıza girmeye çalışan yaramaz bir esinti mi?
uzun uzun düşünmeye başlamadan,
bütün zamanları birden şimdiye damıtarak,
bir kuşun kanadını öper gibi kalıyoruz.
afşar timuçin / bu bizim şiirimizdir
gölgem ol ve beni izle,
kimselerin bilmediği yerlere,
-ne güzeldir ıslak kıyılar şimdi-
gülerek gidelim seninle.
ben senin gölgen olayım,
durarak koşarak hep arkanda,
görülmedik yerlere savrulayım.
her çekip gidişinde,
ben hep senin yanında.
ayaklarının izi,
çorabının alacalı yeşili,
kafandaki düşünce,
yüreğindeki karasevda,
düşlerindeki uzaklar özlemi,
kim derlerse beni göster çekinme.
hırçın uzak denizlere
açılmak istediğinde,
bilerek isteyerek güvenerek,
her zaman beni bağla yedeğine.
afşar timuçin /akşamın kurgusu
yaşamak bir denizdi önceleri,
şimdi olsa olsa yalnız sevinçtir.
ne acılar, ne gözyaşları
onun güzelliğini silebilir.
kayaları ellerimizde ufalayarak
kurduğumuz küçük evlerde,
küçücük devler gibi ölesiye seviştik.
ağaçlar diktik, çocuklar büyüttük,
savaşmayı ve paylaşmayı bildik.
doğrudur her zaman bir şey eksik.
doğmadan ölmeye benzer
bir şey var içimizde.
i̇nancı ve sevdası bize yeter.
ürkek bir gidiş gelişte
benim sende aralıksız yaşadığım,
bilgelerin kitaplarda tanımladığı,
sonsuzluk budur işte.
afşar timuçin / yaşamak nedir
o zaman gün sızıyor saçaklardan ince ince.
biz birbirimizi karşılıksız sevmeye başlayınca,
birlikte bir kirazı dişler gibi oluyoruz.
uzun bir kervan gibiyiz güneşte ağır ağır,
aydınlığı iki ayrı sevinç gibi yaşıyoruz.
i̇ki ayrı sevinci bir bütünde eriterek,
şurada otursak mı yürüsek mi biraz daha,
ötelere uzanmadan köşeyi bile dönmeden?
birkaç yüzyıl sonraki bir şiiri okur gibi,
en küçük bir kıpırtıda sonsuzluğa varıyoruz.
üşütür gibi titreten buydu az önce bizi.
şimdi denizin sesiyle rüzgar belki de aynı şey.
bu senin saçların mı yoksa benim saçlarım mı?
aramıza girmeye çalışan yaramaz bir esinti mi?
uzun uzun düşünmeye başlamadan,
bütün zamanları birden şimdiye damıtarak,
bir kuşun kanadını öper gibi kalıyoruz.
afşar timuçin / bu bizim şiirimizdir
gölgem ol ve beni izle,
kimselerin bilmediği yerlere,
-ne güzeldir ıslak kıyılar şimdi-
gülerek gidelim seninle.
ben senin gölgen olayım,
durarak koşarak hep arkanda,
görülmedik yerlere savrulayım.
her çekip gidişinde,
ben hep senin yanında.
ayaklarının izi,
çorabının alacalı yeşili,
kafandaki düşünce,
yüreğindeki karasevda,
düşlerindeki uzaklar özlemi,
kim derlerse beni göster çekinme.
hırçın uzak denizlere
açılmak istediğinde,
bilerek isteyerek güvenerek,
her zaman beni bağla yedeğine.
afşar timuçin /akşamın kurgusu
yaşamak bir denizdi önceleri,
şimdi olsa olsa yalnız sevinçtir.
ne acılar, ne gözyaşları
onun güzelliğini silebilir.
kayaları ellerimizde ufalayarak
kurduğumuz küçük evlerde,
küçücük devler gibi ölesiye seviştik.
ağaçlar diktik, çocuklar büyüttük,
savaşmayı ve paylaşmayı bildik.
doğrudur her zaman bir şey eksik.
doğmadan ölmeye benzer
bir şey var içimizde.
i̇nancı ve sevdası bize yeter.
ürkek bir gidiş gelişte
benim sende aralıksız yaşadığım,
bilgelerin kitaplarda tanımladığı,
sonsuzluk budur işte.
afşar timuçin / yaşamak nedir

#3964059 ·
· 23
gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
güzelliğini burada ince ince aratma.
bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
birdenbire bir şeyler bırak.
birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
dizelerinin sahibi felsefeci şair kişiliktir kendisi.ne güzel anlatmıştır sevgilinin yokluğundansa varlığındaki tüm çilesiyle birlikte kabulünü.
güzelliğini burada ince ince aratma.
bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
birdenbire bir şeyler bırak.
birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
dizelerinin sahibi felsefeci şair kişiliktir kendisi.ne güzel anlatmıştır sevgilinin yokluğundansa varlığındaki tüm çilesiyle birlikte kabulünü.