akıl sahibini, aklın sahibi olup olmadığı ikilemi ile başbaşa bırakan kişidir. akıl sahibine cevapsız sorular şov yaptırır. sonra cevap bulmaya çalışırken ters köşelerle aklın sınırları o kadar zorlanır ki.... çok zordur. can sıkar. hiç mi aklımdan çıkmayacak? başka şeyler de düşünebilecek miyim? gibi soruların cevapları ihtimallerden ibarettir. neden sürekli onu düşünüyorum? gibi sorulara, aşık oldum, çok seviyorum veya çok özlüyorum gibi tatmin etmeyen cevaplar verilebilir fakat "ben her sevdiğimi yada özlediğimi hiç aklımdan çıkmayacak kadar çok mu düşündüm? sorusu bunun sevgi, özlem gibi duygularla kıyaslanamayacak bir hastalık olduğunu ortaya koyar.
vardır herkesin geçmişinde ya da anında böyle biri
akla düştüğünde sanki sürekli onu düşünüyormuş gibi hissederiz
ama yanılgıdan başka bir şey değildir bu durum
o an o kişiyi hatırlatacak bir durumla tetiklenmişizdir
bir ses
bir koku
bir şarkı
hatta elimize aldığımız bir kalem bile olabilir
çok büyük bir yarım kalmışlık bırakan kişidir. öyle aniden, öyle istemeden biter ki, sevginiz bitse bile hep o "acaba" ile yaşarsınız ve yıllarca hatta ölene kadar aklınıza gelir.
ya aşkınızdır ya can düşmanınızdır.
affedildiği ve salındığı zaman tekrar akla gelmeyecek, gelse de çok durmayıp tekrar gidecek, zamanla artık düşünülmeyecek olan kişidir. işin sırrı
affetmekte.
hiç çıkmıyorsa sıkıntı.
elbette bir dönem akılda kalabilir kişi. fakat araya girenlere , gezilen yerlere , yapılan işlere adapte olamayıp hayatı yaşamanıza engel oluyorsa durum doktorluktur.
ha şu da var, özellikle sizin bu durumunuzu kaşıyan taraf varsa sizden çıkmıştır olay. artık allaha havale edilmeliktir.
akıldan çıkmayan kişiler'e evrilip çoğul olursa daha eğlencelidir. biri gitse diğeri gelir, zihninize oturur size bakar.
hafızanız iyi ise, karşı tarafın sizin üzerinizde yarattığı duygu derecesinin pek bir önemi yok. hafızanız kötü ise bilemiyorum.