akp'nin birçok konuda başarısız olduğu birçok defa anlatılmıştı. buna değinilmemiş.
devlet yönetimi, belediye yönetimine benzemez. oldu bittiler ile yapılan hareketler iyi sonuç doğurmaz. hele ki türkiye gibi devlet geleneği güçlü olan ülkelerde yapılan hatalara da bürokratlar iyi gözle bakmaz.
akp sağolsun 6 senelik yönetiminde gösterdiği üzere dışişleri politikasında sınıfta kalmıştır. seçimle iktidara gelen hamas liderleri daha kendi ülkesinde devir- teslim işlemlerine başlamadan abd'nin talebi olsa gerek, türkiye'ye davet edilmiş ve burada müzakareler yapılmıştır. sonrasında kamuoyundan gelen tepkilere dışişleri bakanlığı "biz çağırmadık "cevabı vermiş, esasında eleştirilerden kurtulmuş olsa da, topu akp üstüne atmıştır.
kıbrıs sorunu'nda hiçbir ilerleme kaydedilmemiş, sorunun çözümü için ab'ye bir sürü taviz verilmiştir. verilen taviz sonucunda rum kesimi güzel bir kazık atmış, buna diplomatik olarak bir cevap verilememiştir.
dünyada daha önce eşi benzeri olmayan bir davranış bizzat eski dışişleri bakanı yeni cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından gerçekleştirilmiş, ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi için bir futbol müsabakasından medet umulmuştur. her şeyi bıraktım bir stadyum diplomasi için uygun bir yer midir? kimsenin bilmediği bu konuşmada neler geçmiştir?
güney'de yani kuzey ırak'ta kurulacak yeni bir devlet konusunda türkiye dışişleri ne yapacaktır, nasıl bir anlayış sergileyecektir? bunu da kimse bilmiyor. herşey akp'nin tipik oldu da bitti maşallah yöntemi ile uygulanıyor.
tüm bunlar ve şu ana kadar hatırlayamadığım hatalar ve eksiklikler sonucu türkiye'yi ne tür tehlikeler bekliyor, ileride neler ile karşılaşılacak bunu da kimse bilmiyor.
devlet yönetimi, belediye yönetimine benzemez. oldu bittiler ile yapılan hareketler iyi sonuç doğurmaz. hele ki türkiye gibi devlet geleneği güçlü olan ülkelerde yapılan hatalara da bürokratlar iyi gözle bakmaz.
akp sağolsun 6 senelik yönetiminde gösterdiği üzere dışişleri politikasında sınıfta kalmıştır. seçimle iktidara gelen hamas liderleri daha kendi ülkesinde devir- teslim işlemlerine başlamadan abd'nin talebi olsa gerek, türkiye'ye davet edilmiş ve burada müzakareler yapılmıştır. sonrasında kamuoyundan gelen tepkilere dışişleri bakanlığı "biz çağırmadık "cevabı vermiş, esasında eleştirilerden kurtulmuş olsa da, topu akp üstüne atmıştır.
kıbrıs sorunu'nda hiçbir ilerleme kaydedilmemiş, sorunun çözümü için ab'ye bir sürü taviz verilmiştir. verilen taviz sonucunda rum kesimi güzel bir kazık atmış, buna diplomatik olarak bir cevap verilememiştir.
dünyada daha önce eşi benzeri olmayan bir davranış bizzat eski dışişleri bakanı yeni cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından gerçekleştirilmiş, ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi için bir futbol müsabakasından medet umulmuştur. her şeyi bıraktım bir stadyum diplomasi için uygun bir yer midir? kimsenin bilmediği bu konuşmada neler geçmiştir?
güney'de yani kuzey ırak'ta kurulacak yeni bir devlet konusunda türkiye dışişleri ne yapacaktır, nasıl bir anlayış sergileyecektir? bunu da kimse bilmiyor. herşey akp'nin tipik oldu da bitti maşallah yöntemi ile uygulanıyor.
tüm bunlar ve şu ana kadar hatırlayamadığım hatalar ve eksiklikler sonucu türkiye'yi ne tür tehlikeler bekliyor, ileride neler ile karşılaşılacak bunu da kimse bilmiyor.