alman

1 /
easy company easy company
bu isim cermen kabilelerinin en büyüğü olan alemanni kabilesinden gelir. alemanniler aslında tek bir kabileden çok bir kabileler birliğiymiş ve yaşadıkları yere de alamnnia denirmiş. yani almanya'ya alamanya diyenler aslında bu yerin gerçek tarihi adını söylüyor haberiniz yok.
heroine heroine
alman usulünün gerçek olduğunu bana bizzat kanıtlamış millet.adamlar eve yemeğe davet edip para alırlar,hem de santim santim(avrupa kuruşu)
burasi neresi burasi neresi
iki tip alman vardır
1: eğitimli,bilgili, rasyonel, kitap okuyan
bu iyi almandır. dünyaya faydalı olabilecek bir çok gelişmede payı olabilmiştir. bunun yanında soğuk ve kontrollüdür.

2:eğitimsiz, bilgisiz, irrasyonel, okumayan
bunun pekte iyi olmakla alaksı yoktur. genelde kaba,alkolik,cahil, ırkcı.
cahil insanlar diğer milletlerdede vardır tabii, ama onların bazılarında yinede insancıl duygular mevcuddur. almanlar bundan yoksun oldukları için genelde iyi bir bilim adamı/mühendis/yazar/düşünür olabilirler ama iyi insan asla.

her iki kategorideki alman'ın birleştiği tek bir nokta vardır o da şark insanını küçük görmek.

örn. bir türk (asıllı) akademisyende olsa da, onların dilini en az onlar kadar iyi konuşsa da, aynı meslekte onlardan daha iyi olsa da, onlardan (türk olması nedeniyle) en az bir lisan fazla konuşsa da, her daim küçük görülecektir.

eğer türk/arap/kürt/fars olmasının üstüne birde kadın ve biraz bakımlı olması eklenirse ağzıyla kuş tutsa yine yaranamaz, yaranmayada çalışmamalı

kendi deneyimlerimden yola çıkarak söyleyebilirimki onları kaale almamak ve aynı şekilde küçük görmek beklemedikleri bir davranış olduğu için affalamalarına neden oluyor
sevilmeyen adam sevilmeyen adam
coğu soğuk ve kendilerinden başkasını düşünmezler. dünya onlara güzeldir. hiç dertlerini ney kafalarına takmazlar. yani başlarında kıyamet kopsa kendileri ile alakası yoksa, umurlarında olmaz. almanyanın soğuk havası bu insanların yüzüne ve ruhuna resmen işlemiştir.

genelikle hafta sonları biranelerine giderler. futbol maçlarına bakıp ve içki içmeye başlarlar. içkiler içtikce sohbetlerde gittikçe yüksek ses ile yapılmaya başlanır ve biranenin özü ortaya çıkar; yüksek sesli konuşmalar, kahkahalar ve neşelenmeler..

almanlar yabancılardan ya da türklerden çok şey ögrenmiştir. misal avrupa şampiyonasında, biz kazandığımız her maçtan sonra arabalarımıza bineriz ve şehir merkezini saatlerce bayraklar ile turlarız ve eğlencemize bakarız. almanlar ise kazandıktan sonra daha çok içmeye başlarlar ve belirli bir saat sonra hepsi sızarlar. ama 2008 yılındaki avrupa şampiyonasında gördük ki, onlar da bizim gibi arabalarına binip, şehir merkezinde eğlenmeye gittiler bayrakları ile.

hepimizin bildiği gibi her almanın kanında kesinlikle yabancı düşmalığı vardır. bunu sana belli etmese bile öyledir. seninle konuşurken yüzüne güler ama arkandan küfür ederler. tabiki bazı yabancılar ile iyi anlaşan almanlar vardır ama sana iyi davranma nedeni ise, senden kesinlikle bir çıkarı olduğu içindir.

her ne kadar türk insanları almanları sevmeseler de onlar ile iyi anlaşmaya çalışırlar. çünkü hic bir alman toplumdan dışlanmak istemezler, misal iş yerinde.

onların nasil senden bir çıkarı varsa ve sana iyi davraniyorsa, sen de onlara iyi davranmalısın ve nasıl bir çıkarın olabileçeğini düşünmen lazım. misal benim durumum; sınıfta her alman ile iyi anlaşırım ama okul dışı alakam olmaz, ne de olsa okulda ödevlerde veyahut çevabini bilmedığım sorularda onlara soruyorum cevabı.

sonuç olarak; insanlık olarak almanlar yabançıları sevmez ve yabancılar da almanları sevmez. herşey sadece al gülüm ver gülüm meselesidir, herkes çıkarına bakar.
burasi neresi burasi neresi
voltaire'in kendilerine biraz daha fazla akıl dilediği millete mensub kişi. büyük ihtimalle kendini beğenmiş (her ne kadar ortada bariz bir sebep olmasa bile), diğer milletlere mensub kişileri küçük gören, büyük ihtimalle sportif bir vücüda ama meymenetsiz ve çirkin bir surata sahip insan
1 /