aqualung

müziksel anlatım olayında yüksek mertebelerde uçan jethro tull şarkısı. şarkı evsiz bir amca hakkındadır, müziğin yavaş, hüzünlü olduğu yerlerde, müziğin de o an insana kattığı melonkoliden faydalanılarak amcanın zavallı hayatı gözler önüne serilip insanın içi acındırılmakta*; müziğin sert olduğu kısımlarda ise amcanın pisliği*, çarpık karakteri* ve sapık emelleri* gösterilip amcaya nefret duymamız sağlanmaktadır. böylece müzik sayesinde bir insanın iyi ve kötü yönleri ayrı ayrı insana anlatılarak tam bir insan profili tanıtılır. evsiz amcaya aqualung denmesinin nedeni amcanın astımı olması ve nefes alıp verirken dalgıçların tüplerinden çıkan seslere benzer sesler çıkarmasıdır.

oksijen tüpleri ve bilimum scuba diving malzemeleri üreten bir firmanın adı.
jehtro tull, bu firmanın adının telif hakları yüzünden aqualung albümünde bu firmaya referans vermek zorunda kalmıştır.

1971 yapım tarihli jethro tull albümü
albümde bulunan şarkılar:
aqualung
cross eyed mary
cheap day return
mother goose
wond ring aloud
up to me
my god
hymn 43
slipstream
locomotive breath
wind up

ian anderson un fotoğraçı olan karısının çektiği bir evsizin fotoğrafından esinlenerek doğmuş jethro tull klasiği.

aynı zamanda bu adı 'sahne adı' olarak kullanan bir ingiliz müzisyen de vardır (gerçek adı matt hales) sakin, duru melodilere sahip şarkıları vardır (örneğin; nowhere, i'll put a spell on you -strange and beautiful).kulaklıkları takıp, gözleri de kapayıp dinlenildiğinde yavaş yavaş uykuya dalma garantisi veren tarzda şarkılardır bunlar.

sitting on the park bench..
feeling like a dead duck..
oldukça asabi ve tapılası bir şekilde başlayan parça.
sun streaking cold
an old man wandering lonely
daha sonra akustik gitarla yavaşlar, piyano da eklenir.
do you still remember december's foggy freeze?
hareketlenir bu sefer...

6 buçuk dakika boyunca kendini yeniler durur.
jethro tull ile tanışmak için muhteşem bir şarkıdır..

brighter than sunshine şarkısıyla bir zamanlar avrupa'da iyi ses getirmiş bir ingiliz grup...keane'e yakın bir tarzı vardır...ayrıca brighter than sunshine a lot like love 'ın film müziklerinde de kendine yer bulmuştur...

muhteşem jethro tull albümüdür. ergenlik günlerinin sakinleştirici dostudur aynı zamanda. yan flüte farklı bakmaya başlar, hayatı daha olgun bir akışa bırakmak istersiniz bu albümle.

jethro tull'ın en başarılı albümlerinden birtanesi. aynı zamanda rock dünyasının en güzel albüm kapaklarından birine sahiptir kanımca. albümün ilk kısımlarında ( plağın a yüzü) aqualung ve onun yaşadığı dünya anlatılır. (sefalet ve fakirlik, açlık ve açgözlülük dünyası). diğer tarafında ise (b yüzü) tanrının varlığı sorgulanır. dine felsefik bir açıdan bakılır.

albüme adını veren aqualung adlı şarkı ise bana göre gelmiş geçmiş en sıkı rock parçalarından birisidir. özellikle martin barre'ın attığı solo inanılmazdır.

içinde kötü parça bulunmayan albüm.

bir diğer harika jethro tull albümü için: (bkz: thick as a brick)

bu muhteşem beste stüdyoda kaydedilirken enteresan bir anektodun doğuşuna da şahit olmuştur. martin barre soloyu kaydederken stüdyonun kapısı açılır ve içeri tahmin edin kim girer: jimmy page... martin barre biraz utanır, o zamanlar page'i pek tanımaz. bir saniye kadar soloya ara verir ve notayı biraz uzatır. solo tek kayıtta kaydedilmiştir ve bir yerde jimmy page'in içeri girişiyle uzayan nota dikkatinizi çekebilir.

nedense hep can yücel ve sevgi duvarı şiiri ile ilgili çağrışımlar yaratır bana.
belki yandaki görselde el hareketi yapan evsizin saç-sakal ve hınzır(can) siluetidir nedeni, belki de o evsizin şarkıdaki şaşı sevgilisi mary, aslında sidikli kontestir.

bu çağrışımın menzilinde, aqualung'u dinleyerekten şiiri okuduğumda:

"sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
(...) yalnızlığım benim -şaşı- kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi..."

bir allahın kulu sözlerini yazmamış, bari ben yazayım:

sitting on the park bench --
eyeing little girls with bad intent.
snot is running down his nose --
greasy fingers smearing shabby clothes.
aqualung
drying in the cold sun --
watching as the frilly panties run.
aqualung
feeling like a dead duck --
spitting out pieces of his broken luck.
whoa, aqualung

sun streaking cold --
an old man wandering lonely.
taking time
the only way he knows.
leg hurting bad,
as he bends to pick a dog-end --
he goes down to the bog
and warms his feet.

feeling alone --
the army's up the road
salvation a la mode and
a cup of tea.
aqualung my friend --
don't you start away uneasy
you poor old sod, you see, it's only me.
do you still remember
the december's foggy freeze --
when the ice that
clings on to your beard was
screaming agony.
and you snatch your rattling last breaths
with deep-sea-diver sounds,
and the flowers bloom like
madness in the spring.

kökenleri 1950'li yılların sonuna kadar giden italya merkezli dive ekipmanları üreten firma. türkiyedeki mümessili marintek firmasıdır. özellikle güney kıyılarımızdaki dive-shoplarda ürünlerine bolca rastlamak mümkündür.