aşık olmak istememek

1 /
rasputin rasputin
aşık olmak istemsiz bir olay olduğundan, bilinçli olarak yapılamayacak eylemdir. ha insan bir takım şeylere inancını yitirir, yorucu bir ilişkiden yeni çıkmıştır, zihninde farklı bir kişi hayal etmektedir, bu gibi durumlarda aşık olamaz istese de. ama bütün şartlar sağlandıktan, birşeyler paylaşılıp karşılıklı yakınlaşma sağlandıktan sonra gönül ferman dinlemez zaten (bu olayın kötü şekli de: "gönül bu ota da konar boka da" diye tanımlanır).
uykulu uykulu
öncelikli olarak aşık olma duygusunun istenebilecek bir duygu olup olmadığı yönünde karar verilmesi gereken durumdur. eğer aşk insanın kendi isteğinde olan bir şey ise aşık olmak istememek diye bir duygu da söz konusu olabilecektir. bu ufak girizgahtan sonra istenmeyen şeyin kişide bıraktığı izler veya bırakacağı muhtemel izler bu duruma sebebiyet verebilecektir. aşk kişinin güçsüz olmasına sebep veren, kendi duygularını mutluluğunu başka birinin ilgisine, sevgisine terketmesine sebep olan, çaresizlik ve bağlılık içeren bir duygu olarak düşünülebilir. öte yandan kişinin yaptığı hamleler birbiri ardına elinde patlamış ve aşka karşı güvenini de kaybetmiş olabilir. yine de murphy abimizin kuralları ile herşeye rağmen bir daha yanmayı üzülmeyi göze alarak, kişinin istemediği şey başına gelecektir. bu yüzden aşık olmayı istememek güzeldir, yine ulaşılacak nokta aynı nokta, aşktır diyelim efenim.
butterfly butterfly
aradığın sevgiyi, saygıyı, iyi niyeti en önemlisi aşkı bulamayacağın ve aldatılacağın korkusundan ötürü aşık olmak istememek yada ertelemek. peki bunu dizginlemek mümkün mü? tabiki değil. en beklenmedik yerde aşkın gelip sizi bulması yadsınamaz gerçek. lakin; duyguları bastırmak yada mantığıyla hareket etmek en olası çözümdür. iş ki; duygular mantığın önüne geçemesin... mantık duyguların önüne geçerese; "ayvayı yemek" deyimi her daim hayatınızda baş gösterir. bir de; mantık ile duyguları dengeleme olayı var ki; olması gerekenlerden birisi. ne üzülürsün ne de kırılırsın.
kesme şeker kesme şeker
" eğer aşk bizlere sorsaydı aşık olmak ister misin?"diye.herhalde hiç kimse aşık olmak istemezdi.neden; aşık olupta acı mı çekeyim ki.acı çekmek hoş bir şeymiş gibi.
kızınbiri kızınbiri
neden herkes aşık olmak ister ki diye düşündüm. en mantıklı cevap şu gibi geldi, aşık olmak nedense öyle bir özendiriliyor ki, sanırsın böyle güzel başka bir şey yok dünyada. romanlarda aşk, şiirlerde aşk, filmlerde aşk, resimlerde bile aşk... beş yaşında aşk, elli yaşında da aşk... platonik de aşk karşılıklı da aşk... hemcinse de aşk, karşı cinse de... üstüme üstüme geldi, çıkamadım işin içinden. peki, aşk bu da kadar güzel miydi?

aşk benim için hiç güzel bir şey olmadı. bunu yüzümde acıların çocuğu ifadesiyle söylemiyorum. bilakis çok sertim bu konuda. emin olunuz, gözlerimde ne kırgınlık ne hüzün ne de kin var. belki sadece beceriksizliğimin yükü biraz omuzlarımda. suçu kendinde bulabilmek erdem olduğu kadar ağır da geliyor ya neyse. ne demiştim, aşk hiç mutluluk demek olmadı benim için. aslında yalnız olmadığımı da biliyorum bu anlamda. bakıyorum, her aşk bir ağıt, her aşık dertli, her maşuk kederli. aşık olanı kavga ettim diye ağlıyor, olmayanı edemedim diye! manyak mı bu insanlar neden aşık olmak istiyor o zaman diyorum, madem ki gözünde yaş dinmeyecek.

izin istiyorum aşktan, süresiz tatile çıkıyorum. istemiyorum iyi bir bahanesi yoksa karşıma çıkmasını.

beş yüz bin deneme yapmana gerek var mı bir şeyin olmayacağını anlamak için? beceremediğin şeyler vardır hayatta. kabul etmen gerekir, olmuyorsa olmaz. zorlamayla olmaz.
karakoncolos karakoncolos
aslında istekle pek alakası olmayan bir durum gibi görünür genel itibariyle. belki de sadece aramaktan korkmaktır, mazi unutulmamıştır çünkü. başka biri çıkar diye korkarsınız aramaktan, kimi zaman anılarla yaşamayı tercih etmekten kimi zaman alınan yaralardan dolayı ya da hayatta sadece bir kişinin iyiliğini merak ettiğinizden tüm kapıları kapatırsınız.

kapılarınızın arkasına yığıp eşyalarınızı size çıkan tüm yolları kapatmak istersiniz ama nereye kadar gider bu kandırmaca. ağlayıp ağlayıp gözyaşınızı yine kendi ellerinizle sildiğiniz rutin zaman dilimlerden birinde anlarsınız belki. boğazınızdaki düğüm ile kalbinizdeki kramplar gelmeyen tarafından mı yoksa kapıları zorlayan kişi tarafından mı çözülüp huzura erecektir?
1 /