uzun süredir düşünüp duruyorum. neydi bunun adı deyu. sonunda hatırladım lan.
benim usta ben. dibine vurdum artık.
az evvel aynaya baktım. saç sakala karışmış insan içine çıkmaya çıkmaya. saatlerce evde takıla takıla 80'lik ninelerden hiç bi farkım kalmamış. vücudumda çay-kahve dolaşıyor, kan dolaşımından sıkıldım artık, evin içinde elimde ketılla geziyorum. klavyenin üzerine bakıyorum. tuşların üstü pütür pütür olmuş basmaktan. giydiğim terliği imalatçısına versem, geri almaz herif. legodan villa yapacak boş sigara paketi stoğum var. hala ne sike yaradığını çözemediğim bi sürü ales-kpss kitabı aldırdım, güya çalışacam .
keith ablow'dan
psikopat diye bi kitap aldırdım ev arkadaşıma, sırf üşengeçliğimden kaldığım yeri unutmayayım diye kitabın kapağını kapatmıyorum, masada öylece duruyor, okuyacak olursam gidip masaya göre şekil alıyorum. güzel bi film çıktığında hoop
rapidshare'den indiriyorum, sinemaya gitmek için evden bi adım atsalar dövecekler sanki. itüsözlük alert diye bi program yazdım kendime, mesaj kutuma mesaj gelirse çalıyor. sırf yattığım yerden kalkmayayım deyu. kapıcının cep numarası, telefonumun en üst sırasında kayıtlı,
a diye kaydettim herifi, siparişim fixtir ''bana 2 ekmek, 1 sucuk, 1 box malbuş.'' gerçi artık mesaj da atmıyorum, 1 kere çaldırsam hemen getiriyor siparişleri. arada sucuk yerine, salam, peynir, zeytin de alıyor saolsun. yaratıcı adam velhasıl. arada iddaa kuponu yolluyorum, onu da oynatıyor saolsun. çok hakikatli adamdır bizim kapıcı. götü yaya yaya, sıklıkla oturduğum 2 kanepe 155 derece yay modunda takılıyor. daha ne anlatayım..
geçen bi arkadaşla mütemadiyen gittiğim fakülte kantininde aramızda geçen kısa diyalog;
-hacı naptın yenge işini, ehehe.
+eve gidiyorum lan ben...
bu muhabbetten sonra daha da çıkmadım evden zaten.