atilla yayla

1 /
pa pa
nur serter ve toktamış ateş ile katıldığı 32.gün adlı programda liberalizm üzerine yaptığı çalışmalar için avrupa birliği'nden aldığı yaklaşık yarım milyon avro'luk yardım hatırlatılınca "hık.. mık.." diyerek bizleri aydınlatmış prof.
me vale madre me vale madre
liberal düşünce topluluğu'ndan tanıdığım, inanılmaz zevkli sohbetlerinde kendisiyle tanışma ve tartışma şansına kavuştuğum bilge, mütevazi, sıcakkanlı insan. türkiye'nin önünde yürüyen bilim adamı.

bilimle ilgisi olmayan, kendini atatürkçü sanan yobazların hedefi olmuştur. türkiye'de düşünce özgürlüğünün olmadığını, basının güce ve statükoya taptığını, haber diye dinlediklerimizin koca koca yalanlardan ibaret olduğunu bir kez daha görmüş, idrak etmiş oldum sayesinde.
fen liselim fen liselim
homojen bir toplum tasavvuruna şiddetle karşı çıktığı, toplumsal farklılıkları yok edilmesi gereken ayrılıkçı düşünceler değil, olsa olsa birer zenginlik kaynağı olduğu olarak gördüğü için toplum mühendislerinin çekemediği akademisyen.
fen liselim fen liselim
kemalizm'in azınlık hakları, serbest seçimler, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetler bağlamında osmanlı'nın gerisinde kaldığını ifade eden ve bu ifadesinde de haklı olan akademisyen.

"... türk politik-askeri kurulu düzeni, avrupa'nın liberal demokrasisini benimseme konusunda pek olumlu işaretler veriyor denilemez. bunun yerine, onlar cumhuriyet'in ideolojisine ve yapısına yapışmayı tercih ediyor. bu, avrupa'nın faşist dönemlerinde yaşamış olan atatürk'ün hatası değildi elbette; ancak şaşırtıcı bir biçimde onun takipçileri bugün kendilerini türk anayasasından hâlâ var olan otoriter unsurların içine gömüyor, bırakıyor: silahlı kuvvetlere üstünlük tanıma, katı ceza kanunu, yoğun milliyetçilik, saldırgan laiklik, ifade özgürlüğü eksikliği, aşırı merkezcilik, azınlıkları cezalandırma, yargıyı lekeleme, abartılmış legalizm ve kişileri kültleştirme. bu, atatürk'ün anısına haksızlıktır, onun aşırı sadık destekçileri hâlâ türk vatandaşını devletin bir uşağı olarak görüyor -aslında bunun antitezi savaş sonrası batı avrupa demokrasisidir."

andrew duff - financial times
küller küller
atilla yayla'nın 12 eylül profesörü olduğu, askeri darbe neticesinde gerçekleştirilen idamlar, işkenceler ve birçok zulmün destekçisi olduğu savını ortaya atanlar, bunu beyanlarından hareketle ispatlamak zorundadır. atilla yayla'nın bir programda kenan evren'in dair yaptığı değerlendirmelerin nasıl çarpıtıldığını da bir yazısından alıntı yaparak gösterelim.

`http://www.dunyabulteni.net/author_article_detail.php?id=120`

"kaderin cilvesine bakınız ki, 12 eylül darbesinin ve sonrasındaki insan hakları ihlallerinin baş sorumlusu, 12 eylül cuntasının başkanı emekli general kenan evren de ifade özgürlüğü mağdurları arasına katılmak üzere."

yayla, kenan evren'i, 12 eylül sonrasında yaşanan insan hakkı ihlallerinin baş sorumlusu addediyor. kendisinin, 12 eylül'ün özgürlükçü bir niteliğe sahip olduğunu savunduğu zırvalığına nereden ulaşıyoruz bilmiyorum. bari google'dan "atilla yayla" yazıp bir şeyler arasaydınız.

yazı uzun da, bir de şu kısmına bakalım:

"evren olayında anka haber ajansı'na bir demeç vererek evren'in söylediklerinin tartışılması gerektiğini; ama bu görüşleri ifade etmeye hakkı olduğunu söyledim. bazı gazete ve televizyonlar bunu "evren'e tam destek" verdiğim şeklinde yansıttı. oysa, demeçte evren'in görüşlerine yönelik eleştiriler de sıralamıştım. tam destek sadece ifade özgürlüğüneydi. bunu yapanlar, vakitlerini fikir geliştirmekle değil ajitasyon işleriyle ve sağa sola küfretmekle geçirdikleri için ifade özgürlüğüne destek vermekle ifade edilen fikirleri desteklemek arasındaki farkı görmelerini sağlayacak bilgiyi ve birikimi edinememektedir."

yani yayla'nın bu tartışmada, kenan evren'in 12 eylül askeri darbesi sürecinde yaptığı zulümleri değil (insan hakkı ihlali olarak nitelemişti zaten), evren'in de bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak görüşlerini özgürce açıklama hakkına sahip olduğunu savunduğunu idrak edebiliyoruz. çarpıtma zanaatının ustalarına yazının tamamını okumalarını tavsiye ediyorum.

ikinci cumhuriyetçi çakma solcu sorosçu hain yobaz george soros'un malikanesinden bildirdi.
fen liselim fen liselim
darbeyi işine gelince değil de, kategorik olarak reddeden-dışlayan birisi atilla yayla.
"şartlar olgunlaşınca" yapılan darbeyle sevinip "yaşasın halk iktidar oldu" çığlıkları atıp darbeyi meşru göstermeye çalışanların şartlar değişip darbeden etkilenen kesim olmalarıyla birlikte "o darbe iyiydi de bu darbe kötüdür" çelişkilerine sürüklenmelerine bakıp gülesi geliyor insanın.

atilla yayla'nın 12 eylül'ü savunduğunu ya da 12 eylül'ün atilla yayla'yı savunduğunu söylemek en hafif ifadeyle cahilliktir, çamur at izi kalsıncılıktır.
fen liselim fen liselim
adını karalamak için deniz gezmiş'ten, turgut özal'dan kenan evren'e kadar o kadar çok isim vermeliyiz ki ona bir şey diyemesek de adını darbecilerle aynı cümlede zikretmiş olalım.

darbeyle ilgisi olmayan 24 ocak kararlarının darbeden önce alındığını bilmek için tarihlerin farkında olmak gerekmiyor mu?

atilla yayla'nın savunmadığı, hep karşısında durduğu darbeyle atilla yayla'yı eleştirmek dezenformasyondan başka birşeyle açıklanamaz.

(bkz: [yorum - prof. dr. atilla yayla] meşru askerî müdahale olabilir mi? eksik aksak demokrasimize ve cumhuriyetimize bakışımız da böyledir. özellikle cumhuriyetimizin eşsiz olduğunu düşünür ve i̇slam dünyasında yegâne "... zaman )
earendill earendill
atilla yayla bir sürü kitabına ve uluslarası tanınırlığına rağmen bir kaç sene öncesine kadar 12 eylül yök'ü tarafından bilinçli olarak profesörlüğü engellenmiş bir adamdır. aynı 12 eylül yök'ü kemalizm aleyhinde söylediği bir lafı bahane edip, dakkasında linç etmeye kalkmıştır kendisini. rektör anında soruşturma açmıştır ve kendisini derslerden menetmiştir, hakkındaki dava hala sürmektedir. neden bahsediyorsunuz siz 12 eylül profesörü diye. sanki atilla yayla türkiye için piyasa ekonomisini savunuyor da meksika için başka bir şeyi mi savunuyor. o ne yapsın darbeciler geldikten sonra piyasa ekonomisi uygulayınca. şimdi mesela bu zihniyetteki arkadaşlara soruyorum, 1961 darbesi de üniversite özerkliğini ve bir sürü sendikal hak getirmiştir. üniversite özerkliğini ve sendikal hakları savunan herkes cunta da öyle yaptı diye darbeci mi oluyor.
earendill earendill
geçen sene katıldığı ve bir panelde söylediği, hiç bir hakaret içermeyen sözleri nedeniyle az önce açıklanan mahkeme kararına göre 15 ay hapis cezası alan akademisyen. lütfen meraklılar netten bir yerlerden konuşmanın tam metnini bulup hakaret nerede söyleyebilirler mi?
(bkz: anne demokrasiyi nereye kaldırdın)
earendill earendill
bant çözümlerine göre atatürk'e "bu adam" dememiş olan kişi. aşağıdaki şekilde konuşmuştur ve bunun için 15 ay hapis cezası almıştır. "bu adam" deseydi de bu bir hakaret olmazdı kanımca. zaten başkalarının ağzından konuşuyor.
"... ama türkiye bunları tartışacak. türkiye bunları tartışma durumuna gelmiştir. ab süreci her türlü problemlere rağmen ilerlerse önümüzdeki yıllarda bunları rahatlıkla tartışırız. bize soracaklar. 'neden her yerde atatürk heykeli var?' diye soracaklar. 'neden her dairede aynı adamın fotoğrafları asılı?' diye soracaklar. 'kemalizm türkiye'nin problemidir' falan diye.. bizimkiler şiddetle tepki gösterirler buna; ama eninde sonunda tartışacağız. üstünden atamazsınız, eninde sonunda tartışacaksın. ya bu kulübe üye olacaksın. süreçte hollanda'da ne oluyorsa siyasi alanda o olacak ona benzer bir şey olacak ya da 'ben bu kulübün ülkesi değilim, ortadoğu'nun ülkesiyim.' diyeceksiniz. bizim rejimimiz ürdün'le beraber, suriye'yle beraber diyeceksin. benim arzum şu ki, bu şeyler toplumda tartışılsın; ama sonunda büyük bir kavgaya yol açmasın. sürtüşmeye yol açmasın. makul bir şekilde tartışılsın. hiçbir kimseyi rencide etmeden, hiç kimseyi aşağılamadan çözümlenmesi gereken problemler çözülsün. ben üniversite hocasıyım, bu şeylere kafa yormak zorundayım. bunları insanlara aktarmak zorundayım. karşı tezlerin çıkmasını isterim. umarım karşı tezler de çıkar, ben de bu konudaki fikirlerimi değiştiririm. kemalizm o değilmiş..."
1 /