babayı özlemek

1 /
inferno inferno
çaresizlik anlarında katlanarak artan his.. tek çözüm ağlamamaya çalışarak yapılan bi telefon konuşmasıdır ki yetmez hatta çekip gitme isteğini perçinler....
athelas athelas
babalarıyla konuşan küçük kızlar görüldüğü anda gözlerin dolması ve istemsiz olarak birkaç damla akıttıktan sonra mutlaka telefona sarılmaya neden olan ruh hali
fırtık fırtık
aranızda ne gecerse gecsin,ne kadar çatışırsanız çatışın ondan bir parçasınızdır, onun bir parçasısınızdır, canınızın öteki yarısıdır.. yokluğunun düşüncesi bile yeter canınızı yakmaya çünkü sizi sizden çok düşünen, sizin için didinen, herşeyi olduğunuz çok çok az kişiden biridir baba..en özlenesi insandır zaten baba..ama uzakta kalınca anlıyoruz değerini bazen ne yazık ki..
battal boy cekirge battal boy cekirge
belirli bir süre için babasını görememiş kişilerin zor bir duruma düştükleri anda içinde bulundukları kavuşma isteğidir. babanın ölmüş olması durumunda kavuşma isteği imkansızlıkla örtülür ki insana çok acı verir,kişi kendi çaresini kendi bulmalıdır,yaslanacak başka bir omuz aramalıdır. bir de babayı özleyememek vardır ki sanırım en kötüsü budur. esasında baba özlenmektedir içten içe lakin o kadar az görülmüş,hafızalarda o kadar az yer etmiştir ki onun eksikliği çok normal bir durum haline gelmiştir. kişi kendi başını kendi omzuna yaslamayı öğrenmiş,hatta deyim yerindeyse kendi kendinin babası olmuştur. bu sebeple babasını özlediğini bile fark edemez,çözümleri sürekli kendi içinde arar. baba arasıra rüyalara girer,hafif bir buruklukla kalkılır fakat özlemek zordur,zira özlemek paylaşmayı gerektirir.
tutkuyakar tutkuyakar
neden kızlar 'baba'cı,oğlanlarsa 'ana'cı sorusunun yanıtını içinde barındıran olgu.
baba olmak...
baba...
telaffuzu bile zor olan,kulağa gelişi bile hoş olmayan sözcük...
kayıp gençliklerin simgesi olmak onun için çok da zor olmaz...
ergenliğe kadar ne olduğunun farkına varamayan o ağzı süt kokan çocuk,iyi baba kötü baba figürleri arasında tıkılıp kalmış,gelişimini tamamlamak adına kendine özdeşim örneği araya dursun.o yerinde sayar.
yıllar sonra tozlu rafların arasından çıkagelir.
bir yanı hep eksiktir ama çocuğun.
uçurtması olmayan bir gökyüzü gibi,içi boş,karamsar,fotoğaftaki eksik karedir o.hani tüm aile bir arada,hepsi sanki daha önce hiç mutlu olmamış gibi bakarlar.
çocuksa babayı arar köşe bucak...
babayı değil ama kendini bulur çocuk,bir süre sonra.
ruhundaki delikleri kapatmıştır bir bir,görmezden gelerek,özenle.
artık hazırdır hayatın hoyrat kollarına atılmaya.
kapısı,penceresi,dehlizi olmayan bir kale gibi.
yerine bi şeyler koymaya yeltenir hassas yüreği.
bir sevgili,belki bir dost.
yediği her kazıkta aklına gelir ama.fotoğraftaki olmayan kare.bi tarafı asla büyüyemeyen peter pan olmuştur artık.
nerdesin baba?.
çocukluğum sende kaldı.
geri alabilirmiyim müsaadenizle.
gülümsün gülümsün
babanın sana olan sevgisini özlemektir aslında.

baba adı gibi babalar gibi sever çocuklarını ama en çokta kızını sever. başka bir şeydir aralarındaki ilişki. bazen arkadaş, bazen baba gibidir ama hep birbirlerine değer verendir bu ikili.

babayı özlemek onun sesini duymakla daha bir doruğa çıkar. istisnasız her akşam sorduğu "bu gün neler yaptın" sorusunu her ne kadar cevaplamaktan sıkılsanda, bunu bile özlediğini anlarsın. o kadar çok şeyi özlersin ki o'na dair. gecenin bir yarısı yatağından kalkıp televizyon izlediğin odaya gelip " sen daha yatmadın mı" sorusu bile özlenenlerin içindedir. bu kadar yani... sımsıkı kucaklamak gelir içinden o'nu özlediğini hissettiğin an.
püskül püskül
fedakar, bulunduğun yere seni getiren, çaresiz veya savunmasız hissettiğinde belki de çare olabilecek tek kişinin uzakta olması ile doğan his.
meln meln
bugün benim doğum günüm
babamın öldüğü yaşta değilim daha
ama yine de
bir an belki de bayağı uzun bir süredir
her ne kadar kısa olsa da
çok uzun geldi
onun yaşadıklarını yaşamadıysam da şimdiye kadar
yine de
birden yorgun hissettim kendimi onun kadar

baba seni seviyorum. oğlun 1 yaş daha büyüdü. ve sen yine göremedin. olsun. 8 kere gördün. bana o da yeter.
(12.05.2005)
neva neva
okurken bile gözleri yaşartabilen bir cümle. özellikle de babayla 1,5 yıl küs olup ölüyor diye barışılınca, özlemek gerektiğini düşünüp neyi özleyeceğini bilemediğinde yaşarır insanın gözü.
1 /