banyo-bizimkiler- uyku seyrindeydi. bizimkilerden sonra parliament gece sineması da vardı. maalesef hiç bir filmin sonunu izleyemedim.
çocukluğumun bunalım pazar akşamı aktivitesiydi. banyo yapılır, evde zaten yıkanmış çamaşır kokardı ki, kış olduğundan dolayı o çamaşırlar evin içinde serpiştirlmişti. yumoş kokusunun da verdiği rahatlıkla beraber dizi izlenirdi.
biterken ali konuşurdu hani anlatırdı bi şeyler. bi sonraki haftanın ipuçlarını verirdi. ağlıycak gibi olurdum dizi bitince. bi de dizinin ilk on dakikasında bağrış çağrış ıslak saçlarımı tarardı annem. hep başını kaçırırdık bu yüzden.
(bkz:
hey gidi günler hey)
aynı zamanda annelerin de ütü yaptığı dakikalarda yapılan eylem.
dalin koka kokuta bizimkiler'i izlemek,o apartmandanmış gibi hissetmek.
seksenler de doğmuş, bizimkiler'in ali'si ile birlikte büyüyüp olgunlaşmış her türk gencinin başından geçen durumdur. pazar akşamı, haftasonu tatili bitmek üzeredir. evlerin çoğunda kalorifer olmadığından, soğuk havada yapılan banyonun ardından pijamalar giyinilir ve televizyon karşısına oturulur. pazar akşamı bizimkiler izlemek, her evde uygulanan vazgeçilmez bir ritüeldir zaten. banyonun verdiği rahatlık duygusunun yanında ertesi gün erken kalkıp okula gidecek olmanın verdiği garip bir huzursuzluk da vardır. diziden sonra başlayan "parliement sinema klübünün sunduğu pazar gecesi sineması" da asla izlenemez. büyümek lazımdır onu izleyebilmek için.
o pazar günlerinden biriydi yine.annemle ablam bütün gün temizlik yapmıştı evde.akşam banyomuzu yapıp sıcak aile ortamında bizimkileri izlemeye koyulmuştuk.yine her zamanki geyik dönüodu daha ilkokul 2 de filandım.abim halt 6 kere 9 gibi sorularla bunaltıodu.babam bi ara balkona çıktı girdiğinde suratı bembeyazdı.anlayamadık.meraklı ben hemen balkona çıkmak istedim ama babam ısrarla çıkartmıyodu.hadi üstünüzü giyinin aşağı iniyoruz dedi.bu arada dışardan da patır patır ayak sesleri geliyodu.panikledik bi an bu arada ben bi yolunu bulup balkona çıktım.bi baktım aşağıda itfaiye dumanlar filan.evin kapısını açmamızla dumanların eve dolması bir oldu.hemen aşağı indik.7. kattan bu kadar hızlı indiğimizi hatırlamıorum.meğerse apartmanın bodrumunda yangın çıkmış.bizse dünyadan bi haber bizimkiler izliorus.2 saat sora filan yangın söndü herkes evine çıktı.bütün ev is içinde ve herkesin surat simsiyah olmuş dumandan.yani bütün gün yapılan temizlik ve daha sora yapılan banyo boşu boşuna yapılmıştı.ve o haftamız benim uzun yıllar ateşten korkmama neden olucak şekilde kapanmıştı.
dayatmadır.
80 lerin sonları. henüz iki kanala çıkılmış olsa gerek. trt1 de bizimkiler, trt 2 de nba haftanın maçı veya nba action. o yıllarda evlerde 4-5 tv yok. bir tane tv, oturma odasında. ben hariç geriye kalan ev ahalisi bizimkiler ister, bense murat murathoğlu eşliğinde magic johnson, larry bird, micheal jordan, scottie pippen...
her hafta aynı tartışmalar, her hafta ben izleyemezsem size de izletmem mottolu uğraşlarım. ne acılar çektim mücadelemde, zindanlara attılar ( odama gönderdiler ), psikolojik şiddet ( uzun uzun konuştular, bağırıp, çağırdılar), işkence ( aile içi şiddet ) yılmadım. en sonunda istediğimi aldım. bir hafta bizimkiler, bir hafta nba. gerçi sen 3' e 1' sin. 3 hafta bizimkiler 1 hafa nba daha adil duruyordu ama kutsal hak mücadelemin, sancılı direnişimin erken dönemlerinde her hafta yeni oylama, her hafta bizimkiler tezinde ısrarcı olmuşlardı. kırdım zincirlerimi, hakkımı aldım.
nesini izlerlerdi bilmem o abuk subuk dizinin. o ali mi ne bir çocuk vardı, yaşıt bizlerle. o anadolu lisesine başladı bizde, o üniversite sınavına hazırlanırken biz de hazırlandık, o üniversiteye girdi, biz de. o okulu uzattı, ben de. işte onun annesi kötü örnek oluyordu ebeveynlere. çok despottu. dediğim dedik çaldığım düdük. totaliter, baskıcı ve faşist bir düzen uyguluyordu çocuğun üzerinde. çocukta salaktı, tüm suç annenin değil. anne yat der, ali yatar. anne kalk der ali kalkar. anne otur der, ali oturur, anne ver patini amcalara der, ali verir.
yayından kalktı bu dizi sanırım. ne zamandır görmedim ali kardeşimi.
ertesi gün okul olduğunun habercisi olduğu için, o banyo bana hiç de keyifli gelmezdi. o yıllarda benim favorim tabi ki
süper baba'ydı.
tekrar o günlerde olmayı istemeye sebep olan bir zamanların klasik haline gelmiş eylemi.
ertesi gün okul olması sebebiyle önce banyo yapılır, sonra televizyon karşısına geçilip bizimkiler seyredilirdi. bu arada haftasonu yapılmayıp ertelenmiş olan ödevler son bir çaba sarfedilerek bitirilmeye çalışılır, öğretmenin verdiği yok el işi yok kitap özeti gibi şeyler alelacele ama illa gözün bir tanesi bizimkilerde olmak üzere yapılırdı.anne bir taraftan ödevlerinizi niye bu saate bıraktınız diye söylenir bir taraftan meyva soyarak tüm aileye dağıtırdı.
ödevin olmadığı zamanlar eğer tırmaklar uzamış ise tırnaklar kesilir, törpülenir saçlar taranır kısaca ufak bir bakım yapılırdı.
ah ah güzel günlerdi nitekim..
bir dönemin çocuklarının/gençlerinin pazar klasiğidir.
90 ları buram buram yaşamış,bizimkilerden sonra pazargecesi sinemasını izlemek için ailesinden bi kaç saat daha geç yatmak için izin almış,90 ları özleyen ,şu sıralar 20 li yaşlarda olan çocuktur
pazar gününün akşamlarına doğru yaşanan tatlı duygu. fanila giydirilirdi bir de banyodan sonra. bir de ayakkabı boyanırdı aynı akşam saatlerinde.
nasıl bilebilirdik o duygunun tatlı olduğunu.