barış özbek

galatasaray taraftarı çoğu zaman takıma alınan yeni oyuncuya karşı hemen reaksiyon gösterir. taraftar bi oyuncuya ısınmışsa hemen anlaşılır, aksi durumda seyirci pek ses etmez lakin sevilmeyen oyuncu yanlış yaptığı an taraftar tarafından istenmeyen adam ilan edilir. ulan 2 sene olacak bu barış özbek denen herif hakkında kimse adam akıllı iyi veya kötü şeklinde net bir yorum yapamıyor. manyak derecede karışık duygular yaşıyor barışa karşı galatasaraylılar. bence yürekten oynuyor falan ama, acaip çirkefleşebiliyor, sahtekarlaşabiliyor mütemadiyen. biraz daha kendini geliştirmeli. önce mental anlamda, sonra teknik anlamda.

galatasaray'a yakışmayan bir futbolcu. zaten sinirdim kendisine en son geçen sene filan bir haberde çıktı; bunu çağırışlar türkiye ümit milli takımına, "ben ümit milli takımda oynayacak adam değilim" yazıyordu gazetede. o günden beri bir ayrı gıcığım buna, kimsin sen nesin ne değilsin, zaten hareketlerinde ayrı bir antipatiklik var. sakatlanmasına üzüldüm bir galatasaraylı olmayarak ama git türkiye'den sevmiyorum seni, hak etmiyorsun kanımca o formayı.

türkiye nin deli gibi koşan,kendini boş yere yoran,savruk görüntübir veren,futbol zekasına sahip olmayan oyuncularından bir tanesidir.asla büyük bir yere gelemeyecektir.evet belki çok koşacak,her topa atlayacak,gaza gelip seri çalımlarda atacaktır ama futbol zekası olmadığı için bu hareketleri neticelendiremeyecek ve sadece koştuğuyla kalacaktır. ben barış ın yerinde olsam hücumu bir kenara bırakıp sağ bek olmak için çalışırdım başka türlü gs de uzun süre kalması imkansızdır. ya almanya nın vaştundungen gibi saçma bir takımına gider yada "karış karış anadolu" ekolünden olur.

futbol zekası pek fazla olmayan, topa basar gibi gözüken ama maçların genelinde alan kapatmaktan başka pek bir şey yapmayan ciğerli adamlardan. açıkçası daha az basan, pas arası yaparak takımı hızlı hücuma kaldıran başka bir genci tercih ederim kendisine.

keşke o gitmek istediği "schön bundesliga"'dan kendisine 4-5 milyon euro veren çıksa da ondan da voliyi vursak. 200bin euroya mı gelmişti ne. güzel kâr nereden bakarsan bak.

galatasaray'a ilk geldiği dönemlerde bunun için iyi şeyler düşünmüştüm, sözlüğümüzün "aynı başlık içindeki girileri refere gösterememe" kuralı yüzünden (ki bana göre çok saçma bir kural, bazen çok gerekli olabiliyor) girimi refere edemiyorum. bazı gerekçelerle kendisinin potansiyel bir lampard olduğundan bahsetmiştim. 1 yıl sonra geldiği nokta hiç de iç açıcı değil. kendini gram geliştirememiş, bırakın geliştirmeyi gün geçtikçe geriye gitmiş. geçen sene çektiği şutları şimdi çekemiyor. geçen sene az da olsa kritik noktalara pas atıyordu bu sene yanındaki adama bile topu yuvarlayamıyor. dikkatinizi çekerim, pas atamıyor demiyorum, topu yuvarlayamıyor diyorum. orta yapma derseniz, beceremediği için artık kanatlara bile inmeye tenezzül etmiyor. asıl görevi defans yapma olmasına rağmen arda'nın zekasını kullanarak yaptığı defansı kendisi 90 dakika sağa sola deli danalar gibi koştuğu halde yapamıyor. almanya'da kalsaydı eminim kendini bundan çok daha fazla geliştirirdi, bu ligde olmuyor, bu ligde teknik oyuncu değil 90 dakika sağa sola deli danalar gibi koşan oyuncular lazım. sonuca gelirsek, barış özbek bülent korkmaz'ın çalıştıracağı galatasaray'da bu haliyle sonsuza kadar forma giyer, endişe etmesine gerek yok. türkiye liginde başarılı da olur, çünkü bu ligin takımları genellikle 3 pas üst üste yapamayan, presi görünce dağılan takımlardan kurulu. ama avrupa arenasına çıkınca el oğlu ayağa pas yaparak deli dana gibi koşanları çok güzel benzetiyor. her ne kadar elesek de bordo'dan 3 gol yememiz, hamburg'dan kendi sahamızda 3 yememiz, bellizona'dan 3 yememiz. geçen sene taş gibi top oynayan takımı leverkusen'in 5 dakkada beşlemesi gibi. biraz düşünün anlarsınız demek istediğimi.

çok mücadele edip sürekli baskı yapan, ancak yeteneksiz ve mental özellikleri sınırlı bir futbolcu.

oynamadığı dönemde takımın eksikliğini alenen hissettiği oyuncu. geri adım atmayan, sertlik karşısında yılmayan, çok teknik olmayan; ama iki ayağıyla birden şut çekebilen oyuncu.

bu paraya bu ölçüde oynayabilecek başka oyuncu bulmak zor. avrupa'da da piyasası olacağından eminim. adem kimse sevmiyor adamı, satsın galarasaray. i̇nanmazsınız; ama para eder.

son maçlarda beni deli eden futbolcu. tamam teknik değil, elinden koşup top kapmaktan başka bir şey gelmiyor,iyi niyetli eyvallah buraya kadar isyan etmiyorum.

ama bu herife birisinin " lan mal sen uzaktan sağ ayağınla gol atamıyorsun solla neden vuruyorsun" diye bir sorması, ayar vermesi lazım.

almanyaya yaşarken çocuk yaşta maçlarını izlemeye gittiği takıma futbolcu olarak giren ve almanyadaki çocuklara aynı takımı izlettiren kişi.

artık benim için en asil duygunun insanıdır.

(bkz: arda yı görünce barış ı satan şerefsiz muhabir)

almanya'da yetişmiş olmanın türkçesinde yarattığı yetersizlikten olsa gerek ntv'ye verdiği röportajında otobüs yerine yanlışlıkla otabis diyen futbolcu.

sağ taç çizgisinin yanında no look pass yapmış bir insan evladıdır kendisi başka da bir şey demem. hangi avrupa maçı onu hatırlayamadım ama bak.

defansif orta saha ve menecerlik oyunlarında mc diye tabir edilen bölgede ve nadiren sağ kanatta oynayabilen türk oyuncu.2007-2008 yılında galatasarayda oynadı.takıma serkan çalık ile birlikte geldi. 2008-2009 sezonunda varlığını bize iyice hissettirdi. tanju çolak vari goller attı. kendisi ayrıca almanya u-21 oyuncusudur. fakat türkiye milli takım forması son düzenlemeler sayesinde kendisine açılmıştır. fakat ben kendisini yaptığı açıklamarı yüzünden milli formaya yakın görmüyorum. sürekli kaçak çalışıyor. inşallah beni mahcup eder. çünkü genç ve gelecek vaat eden bir oyuncu barış. 2009-2010 sezonunda kendisinden çok şeyler bekleniyor.

not: barış olum atma kendini yerden yere kimse yemiyor lan.

en kısa sürede rijkaard'ın planlarına dahil etmesi gereken ve niçin oynamadığı anlaşılamayan türkiye'nin temposu en yüksek orta saha oyuncusu.

özellikle topal'ın formsuzluğu ve oyunun hücum yönüne katkıda bulunamaması, barış'ın oyunu ileriye forse eden futbol karakteristiğiyle kapatılabilir. pek çok kişi top tekniğinin ve pas yüzdesinin yüksek olmadığı hususunda eleştiri getirse de, barış'ın sürekli dikine oynamaya çalışan ve rakibini sert karşılayan bir yapıda olması şuan ki düzenden daha dengeli hale getirebilir galatasaray orta alanını. en azından onun kararlılığı, top kazanmada ki arzusu ve bitmek bilmeyen enerjisini oyunun her anında arıyor galatasaray. karambollerde ki golü koklayıcı özelliği de cabası.

çok beğendiğim bir adam değil ama topal ve ayhanın bu kadar formsuz olduğu haftalarda neden alternatif olarak düşünülmez bilemiyorum.