başak çocuk

necmettin necmettin
seksenli ve belki de doksanlı yıllarda ziraat bankası'nın ücretsiz olarak verdiği dergidir kendisi.

peder bey'in mefta olmadan önce, bu herif iyi müslüman olsun deyip, alıp bir kenara istiflediği muhafazakar dergileri hariç tutarsam, dergi olarak ilk tanıştığımdır kendisi. tabii dergiciliğin çok daha göze ve şeye hitap eden taraflarının da olduğunu gördük ilerleyen yaşlarda. her neyse,

bizim köy, adı üstünde köy, zaten adında da köy var; tarıma dayalı bir yerleşke(idi). köyün tamamı akraba, köy ahalisinin büyük kısmı çerkez. söylenene göre, zamanında sovyet zulmünden kaçıp taa oralara kadar gelmişler. her neyse, dediğim gibi ufacık bir yer. herkes herkesi tanır. köyümüzde banka olarak sadece ziraat bankası vardı. tarıma dayandığı için, çiftçiyi destekleme adına kurulmuş.

küçük de bir ilkokulu vardı; ki köyde o zamanlar herkes o okulda okumuştu. bu yüzden sizden büyükler, hee ben de orada okudum, hee bu benim sınıfımdaydı tarzında geyikler yapardı. şimdilerde ilkokul sayısı, yanlış bilmiyorsam 3.

işte biz, kara podiyeliler olarak (siyah önlüklüler) okulda bitiş düdüğü çaldığında seyirtirdik bankaya. çünkü içimizden bazılarının anası ya da babası memur olurdu; ve onlar haberi çakardı sınıf içinde: "başak çocuk gelmiş".

dergi eğlenceli miydi emin değilim; ama böyle kesmeli, emmeli gömmeli şeyler olduğunu hatırlıyor gibiyim. bir de ücretsiz tabii ki. delicesine koşardık bankaya, çünkü herkesin haberi olmuş olurdu ve sınırlı sayıdaydı dergi. turgut özal'ın ilkokullarda fındık, süt dağıttığı zamanlar. iyi bir koşucuysan banka önünde önde bir yer kapabilirdin ve cicili bicili dergiyi kapabilirdin. bazı zamanlar onlardan biri olmuşken, bazı zamanlar da arkada kalanlardan oldum. ama bankadakiler arkada kalanları da boş göndermez, eğer ellerinde eski sayılardan varsa onlardan verirdi.

emin değilim dergide yer alanlar karakterimizi ne kadar etkiledi. sonuçta tc devletinin uzantısı olan bir bankanın çocuk dergisi olduğuna göre, illa ki kafamıza bazı tohumları ekmişlerdir. ama dediğim gibi, zaten bizim oralarda tohum ekmek önemliydi, tarıma dayalı üretim.