beni taşıyabilecek bir erkek istiyorum

1 /
ahir zaman ahir zaman
sarfedilen sözden kasıt; yaşam biçimini,tercihlerini,sosyal çevresini,hayata karşı duruşunu,yaklaşımlarını,iyi/kötü tüm tecrübelerini ve yaşama bakış açısının sorgulamayacak,kararlarına en az kendisi kadar sahip çıkacak,sahip olduğu kültürü yadırgamayacak bir özel arkadaş beklentisinin yansımasıdır.
playful trickster playful trickster
anne kişisi ile izdivaç izlenilmektedir. ben toplumsal tespit, makara yapmaktayım valide hanım ise çeyizlik birşeyler örüyor. 40 yaşlarındda olduğunu düşündüğüm bir hanım programa katıldı. soruya istinaden aradığı kişinin özelliklerini saymakta kendisi.
- ben avrupa gördüm mümkünse o kişide avrupada bulunmuş olsun.
- yabancı dil bilsin, mümkünse birkaç tane.
- yakışıklı olsun.
v.s v.s
- beni taşıyabilsin.
tam bu nitelikleri sayılmakta iken beni yerlere yatıran yorum valide hanımdan gelir ;
- " oldu be , bir karışta siki olsun"
namazında niyazında, nadiren küfür eden valide kişisi bile kendini bozmuştur.
bambirella bambirella
think like a lady, act like a man adlı kitabın yazarı(erkek) oprah'a konuk olmuş, tesadüfen izlemiştim.
kadınlar bir erkekte olması gereken özellikleri sıralıyorlardı hem de sırayla.
sonunda yazar dayanamadı ve şunu söyledi:
"hanımlar, siz sevişebilen bir isa istiyorsunuz."

olay budur.
dreamevil dreamevil
seni belediye taşısın şeklinde cevap verilebilecek über klişe laf öbeği. sen istiyorsun da bakalım ben seni taşımak istiyor muyum? hem niye birbirimizi taşımak zorundayız ki çantamıyız biz? insan gibi takılsak ne var yani? . ama yooook illa ortada bir takım karmaşalar, güvensizlikler, bunalımlar, bir özel olma çabası bir kendini kaybetmeler bütünü olacak değil mi? az bekle zabıta gelir birazdan.
ceket yok pantolon verelim ceket yok pantolon verelim
fiziksel anlamda ele alındığın eğer bu kelamı sarf eden kişi acayip derecede ağır bir siklet ise bir vinç oparatörü ile vuslata ermek istediği veyahut süper süper duble süper hafif siklet ise cüce mevlüt bile hakkından gelir.

manevi anlamda kişi eğer süper ağır siklet ise bir micheal caine, bir martin landua, eğer fazla süper süper duble süper ise bir adet ciguli yeter.

fiziksel manevi anlamlarının karmasını yaparsak acayip derecede ağır siklet olanı micheal caine vinc oparatörü, olması ciguli görünümlü cüce mevlüt bulunması iktiza eder.

bu suretle modern tıbbın tüm imkanlarını seferber ederek su şonuca varmaktayız;

kurumlar vergisi (kv), kurum kazançları üzerinden alınan vergidir. 5520 sayılı kv kanunu 21/06/2006 tarihli, 22205 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 03/06/2005 tarihli ve 5422 sayılı kv kanunu yürürlükten kaldırarak yürürlüğe girmiştir. kv oranı %20'dir. kanunun 1. maddesinde verginin konusu belirtilmiştir:

madde 1:

aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir:
sermaye şirketleri.
kooperatifler.
i̇ktisadî kamu kuruluşları.
dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
i̇ş ortaklıkları.
kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur.
beniilgilendirmez beniilgilendirmez
bir erkekle birlikte olmak istiyorum ancak koşulların tamamını ben belirlerim, benim isteklerim önceliklidir; erkeğe söz hakkı tanımam diyen kadınların ortak söylemidir.
doser doser
karşılığında "kaç kilosun?" diye sorarak tiye almanıza sebep olan cümle.

taşımak elbette mecazi anlamda kullanılmış bir kelime ama kantarın tanımının da yapılması gerektiğini düşünüyorum.
kadıköyde bir nota olsam kadıköyde bir nota olsam
öncelikle;

(bkz: bi kere o götü indir)

çevremde hiç kimsenin söylemediği cümle ve bu yüzden bu cümle üzerinden soracağım sorular hep cevapsız kalıyor.
erkek istemek ne demek? taşıyabilecek ne demek?
anladığım kadarıyla hatun kişi burda hayatını paylaşacağı adamdan bahsediyor. kendisi kariyer yaparım ama çocuk asla nidalarıyla ortada dolaşan, röfleli -genelde böyle yalan mı?- dar etek, ince çorap ve etekle aynı renk ceket kombinesiyle ortada dolaşan, çevresindekilerin "hanım" diye hitap ettiği biri.

pardonda kim senin neyini taşıyacak? astronot musun mübarek? bilim adamı mısın? nedir bu hava civa bilemedim ki şimdi ben. çok çok bir şirkette ortalamadan yüksek maaşla, o anneni taşıyan ya da taşıyamayan babanın emekleriyle okuduğun okul sayesinde edindiğin işte çalışıyorsun. bu durumda hayatındaki erkeğin kuzey kutbunda eskimo olacak hali yok. kendi çevrenden, senin ekonomik ve kültürel düzeyinden biri olacak. öyleyse nedir bu "taşıma" işi. madem yemek tarifi verir gibi sıralıyosun erkeğinde olması gereken malzemeleri bence biraz dönüp elindeki dosyalarına eteğine gömleğine değil kişiliğine de bakacaksın. otur düşün bakalım benim sipariş vermeye ne hakkım var diye.

sonra da bunlar aşktan romantizmden filan söz ediyor ya boğasım geliyor bu tarz hemcinslerimi. birol güven kovalasın hepinizi.
1 /