sık sık karşılaşılaştığımız bir durumdur. bunun en önemli örneklerini de sağdan soldan duyduklarıyla bilgi sahibi olduğunu sanan insanlarda görürürüz.
bu tip insanlar, çok satan bir roman okuduktan sonra konu hakkında inanamayacağınız şekilde ahkam keserler.
da vinci code adlı kitabı okuyan biri çıkar size
kutsal kase,
templar hakkında konferans verir, bir başkası kalkar "
altın oranı biliyo musun olm sen?" diyerek sanki üzerinde ihtisas yapmış gibi nutuk atar.
bir
fps oynar, tüm silahlar hakkında atıp tutmaya başlar.
m4 şöyle silah,
magnum böyle silah" der ardından "şimdi bi
sniperım!:sniper/
#282006!: olacaktı kii" diye ekler.
bir yarış oyunu oynar, "baba
evo çok iyi kaçıyo yaaa" der, siz farklı bir araçtan örnek verdiğiniz zaman, örnek verdiğiniz araç o oyunda yer almadığı için "o da bişey mi olm evo daha iyi" diyerek inat eder. hatta bunlar çeşitli yarış ortamlarında da atıp tutmaya çalışırlar bazen.
need for speed underground çıktıktan sonra bunların popülasyonu da katlanarak artmıştır. otomobiller üzerinde çok derin bilgi sahibi olan bir arkadaşınızla yine onun garajında oturmuş
type r için kullanmak istediği yeni süspansiyon sistemi hakkında konuşmaktayken konuya karışıp "
honda'ya koni amortisör yakışır" diyecek kadar yavşak modellerine de rastlayabilirsiniz bu insan tipinin.
bir film seyrederler, ardından o filmin tüm senaryosunu kendileri yazmış gibi konuşur hatta konuyu eleştirirler.
yüzüklerin efendisi adlı filmde tanışırlar
orta dünya ile, ardından "
elfler çok güzel lan" derler, "arwen taş gibi hatun" derler... orta dünyadan bir kadın ismi olarak
arwen'i, erkek ismi olarak
aragorn'u bilirler. ama hiç susmazlar, anlatırlar devamlı.
müzik dünyasında da yer alır bunlar. saçları uzatır bir de siyah t-shirt giyerler, "cradle of bodom dinliyom, süper grup haa bilio musun?" derler, gülmez ve utanmasını istemezsiniz ancak adını duymadıkları bir şarkıyı sorsanız "biliom bok gibi o şarkı" diye yanıt verirler. "
amy lee süper ya, tam
gotik hatun" diyerek gotik hatunlar hakkındaki bilgilerini de paylaşıverirler.
coğrafya bilgileri de gelişmiştir bunların.
acun firarda'yı kaçırmazlar kesinlikle, sonuna kadar izler ve avustralya sahillerindeki köpekbalıklarından, almanya'nın gece kulüplerinden, alplerin soğuğundan, nice'in güzel mimarisinden bahsederler.
her zaman, her yerde karşımıza çıkan insanlardır bunlar. çocukluğumuzda vardılar, okul hayatımızda vardılar, iş hayatımızda varolmaya devam ediyorlar.
bunların müşteri versiyonları hepten sinir bozucudur, siz katalog hazırlarken veya bir tasarım yaparken yanınıza oturur, "o fontu kullanmayalım", "bence şu renk daha iyi", "bizim yeğen de yapıyo yaauw" cümleleriyle kafa sikerler. en büyük bombalarıysa "
logoyu biraz büyütelim" olur "al kendin yap lan dallama" demeniz için tüm güçleriyle ısrar ederler.
sosyal hayatta da bunların
entel ayakları yapan modellerine rastlarız sıklıkla, ve bu tipler özellikle internette cirit atarlar. birkaç kitaptan okuduklarını anlatır, msnde konuşurken karşı tarafın ilgilendiği konuları netten üstünkörü okur ve ne çok bildiklerini göstermeye çalışırlar. sözlüklerde, forumlarda bunlardan o kadar çok vardır ki, ilk bakışta gerçeğiyle sahtesini karıştırsınız. ama biraz konuştuktan sonra cradle of bodom dinlemekten veya
wtcc'de
mercedes yarıştırmaktan bahsetmek gibi bir sözlerinden ne kadar kof olduklarını anlayabilirsiniz.
bu tip insanlar olur olmaz yerde konuştukları için olmadık zamanlarda ayar alırlar. herkesin tepkisi farklıdır bunlara karşı, kimisi bozulmasın, neşesi kaçmasın diye bir şey demez ama kimi adam da lafı öyle bir koyar ki bir daha o konu hakkında tek kelime edemeyecek duruma gelirler.
işte böyle tiplerin aldığı ayarlardan ve yedikleri laflardan dolayı bazı kimseler bildikleri konuyu bile anlatmaktan çekinir, "benim de onlar gibi olduğumu düşünecekler ve aptalca bir laf söylendiği zaman bu beni üzecek" gibi cümlelerle yıllardır inceledikleri konuları geniş platformlarda anlatmak istemezler. fakat biz ne kadar kızsak ve hoşlanmasak da, bu insanlar aramızda yaşamaya devam edecek.
bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp desek de, bilmemeyi kendine yediremeyen bu tipler bilmedikleri konularda atıp tutmaya devam edecek. sahte enteller, kolpa gotikler, kahve başbakanları hep varolacak. "herkes gotik diyo demek ki iyi bişey" diye düşünüp "
sözlük bana gotik hatun bul" diyecekler, kitap okumayacak ama moda olan bestseller kitapları vapurda, otobüste kollarının altında ön kapak dışarı gelecek şekilde taşıyacaklar. ardından bir savaş ay çıkacak mankenleri sınava çekecek, sıradan bir web tasarımcı televizyonlarda insanlara yaşam dersleri veren gülben ergen'e yönelttiği sorular için saçma sapan, içi boş yanıtlar alacaktır.
bunların kimisi öne çıkacak ve şarkıcı olacak, dizilerde oynayacak veya bazı yarışma programları sunacaktır. ve bu ilerlemeyi kaydedenlerin unvanları da "seksi sanatçı" olacaktır. ne sanat, ne bilgi, ne beceri olmadan onlara sanatçı unvanını vermek de yine onlar gibi boş beleş adamların işi olacaktır elbette.
şu sözü kim söylemişti acaba:
biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.