anne babanın birbirini sevmesi
bir ebeveynin çocuğuna verebileceği en güzel hediye, o ebeveynin kendisinin mutlu olmasıdır. kendisinin üretken olmasıdır. kendisinin hayattan zevk almasıdır.
bilhassa türk annelerinde çok görülen "ben saçımı süpürge ettim ailem için. kendimi paraladım" sendromu o kadar yanlış bir davranış kalıbı ki. saatlerce sarma saran, mantı yapan, çamaşır sulu eşofmanlarla temizlik yapan, saçı başı dağılmış ve dahası bakımsız, mutsuz bir anne kalıbı çok trajik geliyor bana.
sizi bilmem ama, ben kadının ne kadar zahmet çekerse, başına gelenlere ne kadar "katlanırsa", kaç saat mutfakta ayakta durup sofra donatırsa, o kadar "kadın" olduğu ve kıymetli görüldüğü bir sülaleden geliyorum.
vay arkadaş. anneler 5 saat mantı açacağına, spora gitsin. (zaten mantı kilo yapar, menüde olmasına gerek yok. asdfghj)
benim annem gibi yıkanan her tekstil ürününü (çoraplar dahil, atkıyı bile ütülemeye kalkıyor kadın) saatlerce ütüleyeceğine, kuaföre gidip kendine bakım yapsın. bir kursa gitsin. dil öğrensin.
anaçlıkla duygusallığı karıştırıp, evhamlı ve gamlı baykuş olacağına, arkadaşlarıyla kahve içip kahkahalar atsın.
çocuk bilsin ki, evde mutlu bir anne, ona aşık bir baba var ve onların evliliği mutlu bir evlilik.
yoksa sıçayım, evde makarna pişmiş, portakallı ördek pişmiş önemli değil. herkes az çok yemek yapabiliyor zaten. marifet değil.
şarkılar söylenen bir evde çocuk mutlu olur ve hayatını mutluluk üzerine inşa eder.
sürekli öğrenen ve üreten bir anne baba olmak ve eşini sevmek, bence çocuğa verilebilecek en güzel hediye. başka bişey yapmanıza gerek yok. siz mutluysanız, o bunu alır.
gerisini çocuk halleder zati.
bir kardeş.kardeş en güzel hediyedir.ömürlüktür, hediyeden öte mirastır..
çocuğuna eğitim olanağını kısıtlamasız sağlamasıdır. i̇yi bir eğitim alan, eğitim sistemi her ne kadar yanlış olsa da eğitim sisteminin keyfine giden bir birey hayatta başarılı konumlara ulaşabilir. tabi manevi boyutuda var işin. bunu yapacak ailenin birazda bilinçli ve eğitimli olması gerek.
geçmişte yüzünü kızartacak bişey olmamasıdır.
asla maddiyat olmayan şeydir. bir aile çocuğuna siyasi görüşten, futbol takımından, milliyetçilikten, kötü sözden önce iyi insan olmayı öğretirse o zaman ayağa kalkarız.
o zaman ne güler yüzlü, oyun çağındaki çocuğa tecavüz eden cahiller kalır ne milliyetçilik hissiyatıyla dağa çıkarılan kürt kalır nede masum cana görüş farklılığı yüzünden kıyanlar.
evet belki türkiye yüzyıllar boyu saltanat ile mutlakiyet ile yönetildi. fakat artık ülke tek bir aile tarafından yönetilmiyor farklı onlarca görüş var.
90 yıl geçmesine rağmen hala birbirimizin fikirlerine saygı duymayı öğrenememişsek bizde sıkıntı var demektir.
siyasi manada ayrım yaparak yazmadım bu yazıyı akpli olsun chpli olsun mhpli olsun tkpli olsun sen karşındakinin görüşüne saygı duymuyorsan bu ülkede ne senin fikirlerin önemsenir nede başkasının.
bu kadar zor olmamalı siyasi ayrım yapmamak, dini ayrım yapmamak. bir çocuk öldüğünde kürt olduğu için, alevi olduğu için belkide ateist olduğu için üzülmeyecek miyiz? 75 milyon insan birkere kürde, aleviye sahip çıksa biz aynı kimliği taşıyoruz, aynı toprağa basıyoruz dese her şey daha farklı olmaz mıydı?
ne devrim gerek bu vatana nede darbe insanlık gerek konu belkide fazlaca saptı ama günümüz aileleri çocuğuna istediği her şeyi alırken bunları da hesaba katsa hiç fena olmaz.
hem ailesine hemde vatanına hayırlı bir evlat olması için ailenin aşıladığı sevgi,saygı,özgüvenle başlayıp ahlaki ve islami değerlerle devam eden en güzel niteliklerdir
ali rıza bey'e göre temiz bir soyadıdır.