
#8013761 ·
· 1990
lafı çok uzatmak huyum değil pek ama bu sefer zaten konu hakkında bir külliyat mevcut. üstelik türkiye dünyanın çok gerisinden geliyor diye üzülenlerin mutlu mutlu dinlemesi gerekiyor; çünkü kaynakların neredeyse tamamı anadolu orjinli.
bir kadına sahip olmak.
erkekler de tıpkı balıklar gibi çeşit çeşit. bunu biliyoruz. dolayısıyla kümeden* "herhangi bir erkek" seçtiğizde; kadını boğma, kadını ilişkideki erkeğin sosyal hayatının parçası haline getirme, kadının sosyal hayatını bitirme, taciz etme, cinsel ilişkiye zorlama, tecavüz, kadını pazarlama gibi "sahip olma" şekilleri mümkündür. ki hepsinin de daha önce yapılmışı var.
türkiye coğrafyasında bir kadının, kendisine sahip olmayı kafaya koymuş bir erkeğe karşı yapabileceği hiçbir şey, alabileceği hiçbir tedbir olmaması; kadını koruyan bir mekanizmanın toplumda yer edinememiş olması bu tarz olaylarda koskoca bir kıta avrupasıyla neredeyse aynı sayıda örneğe -70 milyon nüfusumuzla- sahip olmamızı sağlamış. bunu mümkün kılanlara sonsuz teşekkür ediyorum ve özel olarak eklemek istiyorum; adalet anlayışınız bugünleri daha yaşanabilir hale getirmedi.
sayısız çirkin sahip olma eyleminin arasında yalnızca tecavüz ve kadın pazarlamanın suç olarak tanımlı olması kadına uygulanabilecek sayısız baskının meşrulaştırılmasıdır aslında. üstelik tecavüz de cezalandırılacak bir suç değil, telafi edilecek bir suçtur türk adaletinin gözünde. yani taciz, tecavüz gibi durumlarda erkek-egemen anadolu'nun kanunları haliyle erkeği cezalandırmaz. "bir daha yapma" diyebilir mesela mahkemeler, ya da "evlen o zaman, bütün hayatını mahvet kadının, birkaç saatten bir şey anlamamışsındır" diyebilir. mahkeme erkeğe gerçek bir suç işlemiş muamelesi yapmaz, onun dışında her şeyi yapabilir.
bir kadına sahip olmaya karar veren gencoların en masumu her dakika sevgilisinin nerede olduğunu/kimle olduğunu bilmek isteyendir. ve maalesef bütün sahip olma durumlarını tetikleyen genin göstergesidir bu durum. masum addedilebilecek bu durum bir süre sonra kadının "sosyal hayatını" baltalamaya gider; oradan da kadının bir sosyal hayatı olmasını sakıncalı bulunacağı bir döneme.
sevgilsini aşırı kıskanan, etrafındaki her erkeği potansiyel sapık olarak değerlendirek erkekler; kendilerinden bilirler işi, bilinç altlarında. çünkü kadın; karşı cinsten olduğundan ya onundur, ya değildir bu erkeklerin gözünde. arkadaşlık gibi bir şey yalnızca sahip olmayı/sahip olunmayı düşünmedikleri erkek-erkek ilişkilerinde mümkündür.
sevgilisine/herhangi bir kadına bağıran, korkutmaya çalışan, şiddetle tehdit eden ve hatta şiddet uygulayan erkekler popülasyonlarının en korkak üyeleridir esasında. korkutmanın/şiddetin gücüne inanırlar; çünkü kendi üstlerinde işe yaramıştır.
bir kadına tecavüz eden, kendi cinsel arzularının tatmini için bir kadına ömür boyu sürecek bir tehlike hissi aşılayan; tüm dakika ve saniyeleriyle bir kadının zamanını zehirleyen, bir hayatı almaktan daha kötüsünü yapıp, o hayatın kırık bir taklidiyle bir kadını yaşamaya zorlayan erkek... bu versiyonda sahip olma regresyonu tavan yapmıştır. dönüş yoktur; cezası da ölüm olmalıdır.
geniş bakıldığında toplumun ürettiği bu tarz marazlar suçu ortaya çıkarıyor; suç yozlaşmayı tetikliyor; yozlaşma toplumun bu tarz marazlar üretmesine sebep oluyor. bu tarz bir kısırdöngünün önüne geçebilecek tek şey eğitim; onun da liseyi bırakıp babalarının ya da babalarının bir arkadaşlarının yanında çalışmaya başlayan coğrafyalarda kimseyle yüz yüze gelmişliği yok.
bu protein ziyanlarının anadolu'da büyük oranda bulunmasının sebepleri arasında; türklerin tarihinde yer edinmiş kadını ganimet olarak görme, kadının alınıp satıldığı zamanlar ve hatta başlık parası uygulamaları var. erkeklerin genlerine kadar işlemiştir kadının aslında haklara sahip bir canlıdan çok, haklara sahip olduğunu zanneden bir meta olduğu.
ve bir başka sebep, üzülerek söylüyorum islam'dır. bunu polemik yaratma amacıyla söylemiyorum. islam'ın ne dediğinden çok; müslümanın ne anladığıyla alakalı bir tespit bu. dört kadına dört ayrı ev açıp, hepsine maddiyat kozunu kullanarak bir nevi yine "zorla" sahip olan bir amcanın bu icazeti islam'dan aldığını düşünmesi büyük bir sorundur. islam bu cevazı vermiyor olsa bile.
yani islam'ın olmasa da müslümanın kadına bakışı sıkıntılıdır bu ülkede.
bir kadına sahip olmak.
erkekler de tıpkı balıklar gibi çeşit çeşit. bunu biliyoruz. dolayısıyla kümeden* "herhangi bir erkek" seçtiğizde; kadını boğma, kadını ilişkideki erkeğin sosyal hayatının parçası haline getirme, kadının sosyal hayatını bitirme, taciz etme, cinsel ilişkiye zorlama, tecavüz, kadını pazarlama gibi "sahip olma" şekilleri mümkündür. ki hepsinin de daha önce yapılmışı var.
türkiye coğrafyasında bir kadının, kendisine sahip olmayı kafaya koymuş bir erkeğe karşı yapabileceği hiçbir şey, alabileceği hiçbir tedbir olmaması; kadını koruyan bir mekanizmanın toplumda yer edinememiş olması bu tarz olaylarda koskoca bir kıta avrupasıyla neredeyse aynı sayıda örneğe -70 milyon nüfusumuzla- sahip olmamızı sağlamış. bunu mümkün kılanlara sonsuz teşekkür ediyorum ve özel olarak eklemek istiyorum; adalet anlayışınız bugünleri daha yaşanabilir hale getirmedi.
sayısız çirkin sahip olma eyleminin arasında yalnızca tecavüz ve kadın pazarlamanın suç olarak tanımlı olması kadına uygulanabilecek sayısız baskının meşrulaştırılmasıdır aslında. üstelik tecavüz de cezalandırılacak bir suç değil, telafi edilecek bir suçtur türk adaletinin gözünde. yani taciz, tecavüz gibi durumlarda erkek-egemen anadolu'nun kanunları haliyle erkeği cezalandırmaz. "bir daha yapma" diyebilir mesela mahkemeler, ya da "evlen o zaman, bütün hayatını mahvet kadının, birkaç saatten bir şey anlamamışsındır" diyebilir. mahkeme erkeğe gerçek bir suç işlemiş muamelesi yapmaz, onun dışında her şeyi yapabilir.
bir kadına sahip olmaya karar veren gencoların en masumu her dakika sevgilisinin nerede olduğunu/kimle olduğunu bilmek isteyendir. ve maalesef bütün sahip olma durumlarını tetikleyen genin göstergesidir bu durum. masum addedilebilecek bu durum bir süre sonra kadının "sosyal hayatını" baltalamaya gider; oradan da kadının bir sosyal hayatı olmasını sakıncalı bulunacağı bir döneme.
sevgilsini aşırı kıskanan, etrafındaki her erkeği potansiyel sapık olarak değerlendirek erkekler; kendilerinden bilirler işi, bilinç altlarında. çünkü kadın; karşı cinsten olduğundan ya onundur, ya değildir bu erkeklerin gözünde. arkadaşlık gibi bir şey yalnızca sahip olmayı/sahip olunmayı düşünmedikleri erkek-erkek ilişkilerinde mümkündür.
sevgilisine/herhangi bir kadına bağıran, korkutmaya çalışan, şiddetle tehdit eden ve hatta şiddet uygulayan erkekler popülasyonlarının en korkak üyeleridir esasında. korkutmanın/şiddetin gücüne inanırlar; çünkü kendi üstlerinde işe yaramıştır.
bir kadına tecavüz eden, kendi cinsel arzularının tatmini için bir kadına ömür boyu sürecek bir tehlike hissi aşılayan; tüm dakika ve saniyeleriyle bir kadının zamanını zehirleyen, bir hayatı almaktan daha kötüsünü yapıp, o hayatın kırık bir taklidiyle bir kadını yaşamaya zorlayan erkek... bu versiyonda sahip olma regresyonu tavan yapmıştır. dönüş yoktur; cezası da ölüm olmalıdır.
geniş bakıldığında toplumun ürettiği bu tarz marazlar suçu ortaya çıkarıyor; suç yozlaşmayı tetikliyor; yozlaşma toplumun bu tarz marazlar üretmesine sebep oluyor. bu tarz bir kısırdöngünün önüne geçebilecek tek şey eğitim; onun da liseyi bırakıp babalarının ya da babalarının bir arkadaşlarının yanında çalışmaya başlayan coğrafyalarda kimseyle yüz yüze gelmişliği yok.
bu protein ziyanlarının anadolu'da büyük oranda bulunmasının sebepleri arasında; türklerin tarihinde yer edinmiş kadını ganimet olarak görme, kadının alınıp satıldığı zamanlar ve hatta başlık parası uygulamaları var. erkeklerin genlerine kadar işlemiştir kadının aslında haklara sahip bir canlıdan çok, haklara sahip olduğunu zanneden bir meta olduğu.
ve bir başka sebep, üzülerek söylüyorum islam'dır. bunu polemik yaratma amacıyla söylemiyorum. islam'ın ne dediğinden çok; müslümanın ne anladığıyla alakalı bir tespit bu. dört kadına dört ayrı ev açıp, hepsine maddiyat kozunu kullanarak bir nevi yine "zorla" sahip olan bir amcanın bu icazeti islam'dan aldığını düşünmesi büyük bir sorundur. islam bu cevazı vermiyor olsa bile.
yani islam'ın olmasa da müslümanın kadına bakışı sıkıntılıdır bu ülkede.