uyuduğu an... gayrısına rastlamadım
yok len öyle bir an keklemişler sizi...
anneciğimin yemek pişirirken buğulandığı gözlüğüne "nerden çıktın sen ? 50 senedir var mıydın sen he ?" deyip söylenmeye başladığı an. sonra ardına dönüp gözlüğün üstünden bakarak " al şu belayı gözümden" şeklinde devam etmesi de cabası. sanki gözlüğün icadından sorumluymuşum gibi.
*
mescitte gece saat 3 sularında karanlıkta tek tekine kendi ile baş başa kaldığı allah'a dua ederkenki anıdır.
ha illa mescit olmasi şart değil kilise havra da olur.
sizin gözlerinize sevgi ve şefkatle baktığı andır......
iyi ya da kötü bir nedende ağlamak ile ağlamamak arasında gidip geldiği, kendini yapmamaya zorladığı andır. eğer o kadına karşı içinizde biraz sevgi var ise o halini görünce ne kadar kızmış olursanız olun kendisine, direk kaybolur.
nefes almadığı andır. kadın nefes aldığı sürece masum değildir. şeytandır. evet.
selam ve dua ile
herkes sevgi pıtırcığı şeyler yazmış ama hayat bu kadar toz pembe değil.
bana göre kamu davasından beraat ettiği andır. hatta hakim hükmü okurken dünyanın en masum insanı olduğu kamuya ilan edilmiş olur.
(bkz:
masumiyet karinesi)
yok olm öyle bir kadın. kadın değildir o, kadın olsa duramazsın.
kimsenin bilemeyeceği bir andır. her an her şey olabilir unutmayınız
(bkz:
kadın)
yemek yaptığı ve yemeni seyrettiği andır.
(bkz:
yalnızlık )
çocuklar gibi eğlendiği an aynen.
babasının öldüğü andır. gözlemlerime göre böyle. bir kadını babasının vefatı yani annesinin ölümünden daha çok vuruyor. yani laf salatası yapmak istemiyorum. buna savunmasız diyelim hani her şeye muhtaç gibi oluyor her şeyi varken.