kafe fazla kalabalık, gürültülü, ayak altı değilse, az evvel uzun zamandır okunmak istenen kitaplar, dergiler alınmışsa, bira soğuk ya da çay taze, lezzetli ise gayet eğlenceli, sosyalfobik etkinlik.
hayatı romantik komedi tadında yaşamak isteyenlerin yaptığı bir etkinliktir. bana genelde azıcık şov amaçlı bir hareketmiş gibi gelir. evde okumak daha samimidir, sonuçta hepmiz kitabı yazana karşı efendi olmamız gerekir değil mi? yazar sen şov yapasın diye yazmadı o kitabı sonuçta.
örneğin mephisto' nun süper mekanlık edebileceği eylem, hele bir de cam kenarında yer bulabilmişseniz... arada kafayı kaldırıp akıp giden caddeye dalabilirsiniz...
(bkz:
okuyorum ben de)
yanınızdan geçen mini etekli hanım kızımız dikkatinizi dağıtabilir. erkeklere tavsiye edilmez.
şimdi bir kere şunu idrak etmek lazım ki, kitap denilen şey sessiz bir ortamda okunur. aksini iddia edeni ahmet çakar' a sevkederim, sabaha kadar tartışırlar. kafeler de malumunuz yüksek ya da düşük seste müzik yayını yapılan yerler. e tabi buna bir de kafede oturan insanların konuşmalarının sesleri eklenince baya bir gürültü çıkıyor ortaya. işbu sebeple, kafe bu iş için uygun bir ortam değildir. kitap dediğin evinde sessiz sakin ortam okunur hacı. kafe işin şekil kısmıdır, başka da bir halt değildir.
"kitabımı okurum ancak 3 gün sonra hiçbir şey hatırlamam kitapla ilgili, sorun değil. okumuş olayım da gerisi mühim değil." diye düşünenlerdensen zaten söylenecek bir şey yok. en güzelini yapıyorsun. kafeyi bırak barda filan bile okuyabilirsin. aferim devam böyle. kitabın adı aklında kalsın yeter.
bu sabah barbaros bulvarındaki caffe nero'da gerçekleştirdiğim eylem. üst katta benden başka kimse olmadığı için, artise bak cafede tek başına kitap okuyo gibi yorumlardan da uzak kalmış oldum. iyi oldu
bunu yaparken bir de pelin batu ile bir an için göz göze gelinebilirse tadından yenmeyecek etkinlik.
aldığınız kitaplardan en az birini eve kadar götürmeye dayanamadan bitirmek için yapılır. şahsımın bu iş için güzel bir yeri vardır. haftaiçi mekana gidilir, kimsenin olmadığı üst kattaki odaya girilir ve kitap okunmaya başlar. ısmarladığınız ilk yiyecek/içecekten sonra zaten bir şey istemek için garson bile bulamazsınız. resmen saatlerce uğramazlar bulunduğunuz yere. başka müşteri gelince rahatsız olursunuz ve bunu da belli edersiniz. onlar da eşek değiller ya, biraz oturur kalkar gider. konser saatlerine kadar bir güzel kitabınızı bitirip ardından müzik dinlemek için alt kata inebilirsiniz. afiyet olsun.
kafeye yüklenen klişe anlamların dışına çıkıp, etrafta olup biteni iplememe faaliyeti.
evde tek başına oturup kitap okumak kadar konforlu değildir. ama havalıdır, o ayrı.
kafe denize bakıyor ise, yanına kahve ve sigara ile kombine edildiğinde, saatlerin nasıl geçtiğini farketmediğiniz eylemdir.
hava da hafif serin bir meltem olacak, bir de sonbahar.
kulağa ortamdan ötürü hoş geliyor ama en güzeli bence evde yayıla yayıla hatta kaşına kaşına okumaktır kitabı.
ruha huzur, bünyeye rahatlık verebilen eylemdir. hele ki gittiğiniz kafe sizin için nadir eserler statüsüne oturmuşsa, orada hayatınıza damga vuran kitapları okumuşsanız, arayıp da bulamadığınız nadir dergileri buluyorsanız oraya gitmek size huzurdan öte şeyler de verebilir.
yanında kahve olunca daha güzel olan eylemdir.
insana huzur verir , birde kafedeki diğer herkeste kitap okuyorsa daha güzeldir.