adı üstünde; insanlarla yaşaya yaşaya kendini insandan saymaya başlayan sevgili köpücüklerin bilmesi ama muhakkak bilmesi gereken şeylerdir.
- sen bizimle yaşaya yaşaya bizim konuştuklarımızı anlıyorsun diye, bizim de senin konuştuklarını anlayacağımızı sanma. dolayısıyla da karşımıza geçip, kendine özgü alfabenle en az yarım saat konuşma, anlamıyoruz, sonra sen mağdur oluyorsun.
- tamam, seni sokağa bırakmıyor olabiliriz. tamam abazanlığın tavan yapmış da olabilir, ama bu ihtiyacını gidermek için annemin kolu doğru yer değildir. ayıp lan... anneannen o senin.
- benim köpekli terliklerim senin arkadaşın değil. hatta onlar canlı bile değil. onlara kendi türdaşın muamelesi yapıp, seninle oynamaları için sırnaşmaktan vazgeç.
- kardeşimle arkadaşı pes oynarken kanepede aralarına oturup ekranı dikkatle izlemekten vazgeç. orada oynanan şeyden bir şey anladığını sanmıyorum. ha anlıyorsan, o ayrı tabi.
- tüylerini kestirdiğimiz zaman, kimi uzuvların ayan beyan ortaya çıkmış olsa da, utanmana gerek yok. hatta 3 gün battaniyenin altından çıkmadığın için annemin sana yatağında yemek yedirmesine de hiç gerek yok. biz seni o halinde de seviyoruz yavrucum.
- tamam, dağınıklığı sevmiyor olabilirsin. ama bu evde taşıyabileceğin halı- kilim ne varsa hepsini getirip bir yere yığman için sebep değil.
- "gitmek" "götürmek" gibi laflar her ağzımızdan çıktığında, kapının yanına oturup saatlerce ağlayarak kendini helak etme. unutma ki, her gittiğimiz yere seni götüremeyiz. ayrıca ağladığında da üzülüyoruz.
- çişini gazeteye değil yanlış bi yere yaptıktan sonra, önümden kafanı eğerek geçmeye çalışma. sanırım bunu tanınmamak için yapıyorsun, ama unutma ki bu evde yaşayan tek köpek sensin. dolayısıyla yüzünü görmediğimizde senin tanıyamamamız gibi bi durum söz konusu değil.
- kafan çalışıyor biliyorum. ama emin ol bizim kadar değil. sen köpeksin, biz insanız lan, bunu unutma ve kandırmaya çalışma bizi.
- en önemlisi de sen ailenin bir ferdisin, bunu unutma ve ona göre davran olur mu...? *
- sen bizimle yaşaya yaşaya bizim konuştuklarımızı anlıyorsun diye, bizim de senin konuştuklarını anlayacağımızı sanma. dolayısıyla da karşımıza geçip, kendine özgü alfabenle en az yarım saat konuşma, anlamıyoruz, sonra sen mağdur oluyorsun.
- tamam, seni sokağa bırakmıyor olabiliriz. tamam abazanlığın tavan yapmış da olabilir, ama bu ihtiyacını gidermek için annemin kolu doğru yer değildir. ayıp lan... anneannen o senin.
- benim köpekli terliklerim senin arkadaşın değil. hatta onlar canlı bile değil. onlara kendi türdaşın muamelesi yapıp, seninle oynamaları için sırnaşmaktan vazgeç.
- kardeşimle arkadaşı pes oynarken kanepede aralarına oturup ekranı dikkatle izlemekten vazgeç. orada oynanan şeyden bir şey anladığını sanmıyorum. ha anlıyorsan, o ayrı tabi.
- tüylerini kestirdiğimiz zaman, kimi uzuvların ayan beyan ortaya çıkmış olsa da, utanmana gerek yok. hatta 3 gün battaniyenin altından çıkmadığın için annemin sana yatağında yemek yedirmesine de hiç gerek yok. biz seni o halinde de seviyoruz yavrucum.
- tamam, dağınıklığı sevmiyor olabilirsin. ama bu evde taşıyabileceğin halı- kilim ne varsa hepsini getirip bir yere yığman için sebep değil.
- "gitmek" "götürmek" gibi laflar her ağzımızdan çıktığında, kapının yanına oturup saatlerce ağlayarak kendini helak etme. unutma ki, her gittiğimiz yere seni götüremeyiz. ayrıca ağladığında da üzülüyoruz.
- çişini gazeteye değil yanlış bi yere yaptıktan sonra, önümden kafanı eğerek geçmeye çalışma. sanırım bunu tanınmamak için yapıyorsun, ama unutma ki bu evde yaşayan tek köpek sensin. dolayısıyla yüzünü görmediğimizde senin tanıyamamamız gibi bi durum söz konusu değil.
- kafan çalışıyor biliyorum. ama emin ol bizim kadar değil. sen köpeksin, biz insanız lan, bunu unutma ve kandırmaya çalışma bizi.
- en önemlisi de sen ailenin bir ferdisin, bunu unutma ve ona göre davran olur mu...? *