bon iver

syme syme
kendisini buralarda görmekten memnuniyet duyudğum zengin insan. o kadar zengindir ki 20 odalı 10 banyolu evinin her köşesinde lcd televizyon vardır.

duyduğuma göre buyuk salonunun bir duvarını boydan boya kaplayan bir televizyon almış.
muhlis meydey muhlis meydey
fransızcada "güzel kış" anlamına gelir. hani bu ülkede yaşayamadığımızdan, biz bu ülke de hiçbir mevsimi güzel geçiremiyoruz ki. sahi biz neden mutlu olamıyoruz ?

neden mi abicim şimdi bu adamlar böyle şarkıları yapıyorlar, içimizi, ruhumuzu deşiyorlar, sonra biz dinlerken dinlerken diyoruz ki "ulan bu adamları canlı izlemek gibi bir şans bizde yok ki anasını satayım, neyse youtübe bi' bakayım ben" diyoruz. izliyoruz adamlar pariste rastgele bi evin salonuna girip söylemişler, yok efendim glastonbury'de çıkmışlar, millet kendinden geçmiş. sonra diyorum bakayım gidebileceğim hangi konserler var, "serdar ortaç, hande yener" falan. istemez hacu diyorum. geri dönüyorum "indieymiş gibi yapan hayatıma" oysa indie hayat böyle olmaz, smiths seven kızla, smiths seven erkek karşılaşmalı önce, sonra beraber keşifler yapmalılar.
çok saçmaladım, bon iver başlığına serdar ortaç bile yazdım. şimdi güzelleşeceğim.

evet biz çok kişiyiz, zahidem, gurbanımov, muhlis, meydey, simon, ben, bütün, mümkünler falanız. kalabalığız. bon iver dinliyoruz, şarap içiyoruz, diğer şişe de damien rice açıyoruz, sonra şişeler devrildikçe acı eşiğimiz yükseliyor, regina spektor, tori amos derken en son jeff buckley gelsin de bizi kessin diye bekliyoruz.
ulan bu hayat, bu kadar sikten olmasa, bu müzikler bizi bu kadar üzmese, bu kadar takılmayacağız sıçtığımın ülkesinde zor nefes alıyor oluşumuza.

bon iver adlı oluşumun şu anda adını hatırlayamadığım solisti, emma adlı güzide hanımefendi kendisini terkettikten sonra, dağa çıkmış ve babasına ait olan ahşap evde bu for emma forever ago adlı albümü yapmıştır. sonsuz öncesinden, sonsuz sonraya giden bir albüm. yemin ederim ruh falan kalmadı bende, bana diyorlar ki, bu kadar müzik dinlenmez, bu kadar müzik sevilmez, ara ver bazen diyorlar. inanın doktor bile müzik dinleme diyecek diye gitmiyorum. şu the wolves act 1 and act 2 adlı şarkı bana bunları yazdırdı. az sonra da ölürken ölürken, bon iver diyeceğim, yaşayamadığım o güzel kış...

what might have been lost-
dont bother me!
crimson crimson
justin vernon, mike noyce, sean carey and matt maccaughan dörtlüsünden oluşan indie folk grubu. ilk dinleyişten itibaren insanı etkisi altına alan bu grup, bu yaz ikinci albümlerini çıkarmaya hazırlanıyor.
noscho noscho
yeni albümleri "bon iver bon iver" internetin muhtelif köşelerinde bulunabilir. ilk şarkı perth'ü repeat'e almadan geçebilirseniz albümün tamamını herhangi bir duraksama ve rahatsız edici unsur olmadan dinlemenizi öneririm. "for emma forever ago" gibi içinde diğerlerinden öne çıkan şarkı çok yok ama genel olarak 40 dakikalık harika bir albüm ortaya koymuşlar yine. justin vernon ve ekibini tebrik etmek lazım.
takeiteasyman takeiteasyman
bedenimin uyumamak icin savas verdigi otobus yolculuklarindan birinde hadi lan su adamin yeni albumunu(bon iver) soyle adam akilli dinliyim dedikten birkac sarki suresi sonunda gayet huzurlu bicimde uyudum.huzur ve rahatlik veriyor resmen bu sarkilar.
ghost society ghost society
bon iver'ın solisti emma adlı güzide hanımefendi tarafından terk edilmesi babasının dağlık bir alanda ormanlar içindeki kulübesine gitmesine sebep oluyor. 3 ay boyunca o kulübede yaşıyor, yiyeceğini içeceğini kendisi topluyor. bu üç ay içerisinde emma'ya bir albüm hazırlıyor. şarkıları yazıyor besteliyor, arkadaşlarını çağırıp bu kulübede kaydediyorlar.
kulübeden ayrılınca bir daha dönmeyeceğini söylüyor lakin döner mi bilemeyiz, kimse bilemez. geçmişten kopmak biraz zaman alıyor.
eğer hüzünlü biriyseniz iliklerinize kadar işleyebilecek parçalara sahip bon i̇ver. ve farklı bir sanatçı, popüleriteyle gelen sevmediğim yalan yüzlerden uzak. bon iver'da iliklerine kadar hüznü hissetti ancak böyle oluyor bazı şeyler... öyleyse roslyn - bon iver & st. vincent çalar.
güzel bir gece diliyorum
uppss uppss
dinleyince ormana kaçıp bir ağaç evde yaşama isteği uyandıran grup.

kimileri hüzne boğuyor dese de bana huzur veriyor bu grup.