budizm

1 /
guanoapes guanoapes
budizm'in kurucusu buda (guatama, gotama) ( m.ö.563 - 483 ) kuzey hindistan'da lumbini koruluğunda doğmuş bir filozoftur.buda ;aydınlanmış ;anlamına gelir. budizm ' in en güçlü yayılma dönemi hint hükümdarlarından aşoka (mö. 273 - 236) zamanına rastlar.aşoka zamanında budizm 'hindistan, seylan,suriye,mısır,makedonya ve yunanistan 'a kadar yayılmıştır. aşoka 'dan sonrada yeni krallar budizm'e girmiş yayılmasını sağlamış hatta çin,moğolistan ve japonya 'nın ileri gelen devlet adamlarının budizm'e hizmet etmesini sağlamışlardır.budizm m.s 1.yy türkistan,4.yy da kore,6.yy da japonya ve 7.yy da ise tibet'te yayılmaya başlamıştır.günümüzde güney,doğu;güneybatı ve orta asya 'da çok sayıda taraftarı olan budizm avrupa ve amerika'da da yayılmaya ve taraftar bulmaya başlamıştır.

budizm 'de inancın temeli ; buda 'ya sığınırım, dhamma 'ya (dine,doktrine) sığınırım, sangha 'ya sığınırım (rahipler cemaati,dünyanın en eski bekar rahipler topluluğu)” cümlesi oluşturur.bunlardan birini inkar eden kişi budist sayılmaz ve budizm 'e girmek için yukarıdaki cümleyi söylemek gerekir. sangha 'ya giren rahip ve rahibeler evlenemezler.budizm ' de mabetlere ; vihara ; denir. budistler karma- ruhgöçü 'ne inanırlar. vihara da ayda 2 kez bir araya gelen rahipler yaptıkları hataları itiraf ederek benliklerini öldürürler. bazı dinlerde olduğu gibi budizm 'de de bir kurtarıcı bekleme inancı vardır. kurtarıcının isma metteya veya maitreye ' dir. inançlarına göre metteya tüm dünyayı düzeltmek olarak gelecek ve buda ' nın tamamlayamadığı dini tamamlayacaktır.
deklarema deklarema
tamamen düşünceye dayalı ve disiplinli bir din. bu dine mensup olan kişilerin aldığı eğitim örnek teşkil etmektedir. ayrıca malum kişilerin inançlarına göre kafalarının kel olması gerekmektedir.
life for rent life for rent
budizm ülkemizde gerçek anlamda bilinmez.karmaşık terimlerini anlamak zordur.ilgi çekse ve incelense bile unutulur ya da basite indirgenmiş hali ile hatırlanır. nirvana'ya ulaşmak gibi.gülen şişman çin buda heykelleri gibi.

aslında budizm bir inanış ya da doktrinlerden öte kullanışlıdır.kaf dağındaki perilerle,suyun üzerinde yürümelerle ilgili değildir."burada ve şimdi" ile ilgilidir. eğer "buda" dini bir adamdan çok bir insan bilimci ya da bir çeşit psikolog gibi algılanırsa, onun vermeye çalıktığı mesajlar ve gösterdiği yol daha iyi algılanabilir.

buda'nın yaşadığı dönemden bu yana bir çok şey değişmiştir. değişmeyen ve aynı kalan şey ise budizm'in dört temel öğretisinden olan; "yaşamın acıyla,ıstırapla,üzüntüyle dolu olması" durumudur. ayrıca günümüzde üstün gelmek,başarmak,acımasız ortamda ayakta kalmak gibi ikibin küsür sene öncekinden çok farklı,daha kurnaz ve "ben" olgusunun farklı algılanmaları nedeniyle daha "bencilce" bir ortam söz konusu. mutsuzluk ve husursuzluk yaratacak bir çok nedeni var günümüz insanının 2000 sene önceye göre.

buda'nın görüşüne göre dünya ne iyidir ne de kötüdür.i̇nsanın mutsuzluğu dünyanın kötü oluşundan değil,insanın dünyayı olduğu gibi içine sindiremeyeşinden,dünyanın verebileceğinden daha fazlasını istemesindendir.gerçekleştiği takdirde mutlu olacağını düşündüğü isteklerinin ve tutkularının yarattığı acılar,üzüntüler,korkular,kuşkular,nefretler,kavgalar ve hayal kırıklıkları yüzündendir.buda'nın öğretisi yaşamdan kaçmayı değil,bu yaşamda ve içinde bulunan koşullarda mutlu olmanın yollarını bulmayı önerir.

buda insanı inceleyebilen ve sorunlara teşhis koyabilen bir doktor sayılabilir. yaşam ıstırap doludur.ve bu durduk yere olmaz,yaratan bir neden vardır.istırabı yaratan nedeni bulup ortadan kaldırdığınızda ıstırap ta yok olur. budizmin bütün öğretisi; onca söylenen ve yazılanlar ise işte bu basit kuramdan yola çıkar ve "dört yüce gerçeği" oluşturur.

dört yüce gerçek ise ;

- yaşamdaki herşey acıdır.

- acının ya da endişenin kaynağı

- acı çekmenin sona ermesi

- acı çekmenin sona erdiği noktaya götüren yol.

budizminde diğer dinlerde olduğu gibi kendine ait bazı kuralları vardır.temel kuralları diğer dinlerle benzeşir ve büyük bir kesme hitap eder."kendinize ait olmayan birşeyi almayın" gibi. ama bazı kuralları da vardır ki gerçekleştirilmesi çok zordur "şehvetten uzak durmak ve bekar kalmak" gibi. bu durum ancak budist rahiplerin izleyebileceği yoldur. tıpkı hıristiyanlıkta da rahiplerden beklenildiği gibi. basit kurallar diğer dinlerle ortak olmasının yanında budizmin farkı kişiyi kendine yönlendirmesi ve hiçbir şeyi yaşamın kendisi dışında yüceltmemesidir. anlaşılacak şekilde incelenip,kavramlar içinde boğulunmadığı takdirde bir çok kişiye huzur yolunu açabilecek bir yoldur.
earendill earendill
hindu ateizmi. hindistan'da o dönem yaygın olarak varolan hinduizm (=brahmanizm) dinine karşı ortaya çıkmış bir tepki hareketi. hinduizm toplumu çiftçiler, tüccarlar, yönetici savaşçılar ve rahipler olarak 4 kast'a (4 ayrı toplumsal role) ayırıyordu. her insan bu sistemin içinde kendini bulmalı ve kendini o role alıştırmalı, orada mutlu olmalıydı. bunu yaptığı takdirde yücelir ve brahma, vişnu, şiva isimli tanrıların öğretisi doğrultusunda dharma isimli evrensel yasaya uygun davrandığı için bir sonraki hayatında üst sınıflarda bir birey olarak reenkarne olurdu.

budizm, hinduizme tepki olarak ortaya çıkmıştır ve böyle bir tanrı ve yasa sisteminin olmadığı, bunların insanların kendilerini kandırmak ve acılara dayanabilmek için icat ettiği terapiler olduğunu iddia etmiştir. kast'a uyum sağlama gerekliliği de reenkarnasyon da tutkularından kaynaklanan acılara daha kolay katlanabilmek isteyen insanların kendilerinin uydurduğu sahte olgulardır. budizmde herkes eşittir ve ruh diye bir şey olmadığı gibi yeniden bedenlenmek (=reenkarnasyon=ruhun göçüp başka bir bedende tekrar canlanması) diye bir şey de yoktur. (sadece bedenin materyal dünyada ölmesi ve minerale dönüşmesi, sonradan da tekrar insana dönüşmesiyle gerçekleşen "yeniden doğum" (=rebirth) vardır.) sonuçta budizm'e göre insan dünya'nın acıdan başka bir şey içermediği gerçeğini kabul etmeli, kendisine acı veren şeyin aslında gene kendi tutkuları olduğunu anlamalı ve bu tutkularından disiplin ile kurtulmalıdır. bir anlamda hayat acıdır ve bu yüzden insan zaten eksidedir ve ancak dayanma gücünü arttırıp kendini robotlaştırdığı, duygusuzlaştırdığı ölçüde mutsuzluğunu en aza indirebilecektir.
pakanajuhla of boreat pakanajuhla of boreat
hinduizme karşı geliştirdiği argümanla beni benden alan felsefe, öğreti.

(bkz: brahman doğulmaz brahman olunur)

kurucusu m.ö 500 yılında doğmuş olan siddhartha gautama dır. buda nın hayatı hakkıında bilgi the little buddha adlı filmde çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. saray dışına çıkarak yaşlılık ve yoksulluk gibi dünyevi durumları öğrenen siddhartha akabinde hemen sarayı terketmiştir. felsefenin çıkış noktası işte tam burasıdır. budizm de üç büyük nokta vardır.

-buda: bilge ve yol göstericidir. ölümünden sonra da öğretilerinin devam etmesi gerekmektedir.

-dharma: buda nın yani siddhartha nın öğretileridir. inanışa göre dharma yı gören buda yı görür.

-sangha: cemiyet anlamına gelen sangha, budizm felsefesini benimseyen insanların oluşturduğu cemiyettir.

budizm bilindiği gibi din değil, bir felsefedir. yaklaşık olarak 150 milyon tanrıları vardır ve hinduizmin kast sistemine katı bir şekilde karşıdırlar. doğuştan brahman olunmaz, bu dünya'da yaptıklarına göre brahman olursun ya da olmazsın.

budizm'de reenkarnasyon vardır. bu noktada en önemli terim dalai lama dır. buda nın on iki kere yeniden dünyaya geleceğine inanılır. örneğim lama norbu dokuzuncu dalai lama dır.
sofist tepen sokrates sofist tepen sokrates
budizm felsefi bir doktrin değildir. dindir. zira içinde kurallar, dogmalar, varlık ve bilgi alanında dini yasaklar, emirler vardır, buda doğru yolun kendisinin doktrininde olduğunu iddia ederken diğer dinleri dışlayıcılığa varır. sonuç: budizmin içinde dini doktrinler vardır. budizm bir dindir; çünkü "kurtuluş"u vaadeder. felsefenin en büyük emeli ise bilmek, hikmet ya da erdemdir.
dünya koca bir yalandı gördüm dünya koca bir yalandı gördüm
öğretisinin temeli :
1-yaşam acı çekmektir. (ama pesimist yaklaşmamıştır, mutsuzluk aşılabilir)
2-acı, "ben"in gerçek bir varoluşuna inanmaya götüren yanılsamadan doğar.
3-acıyı ortadan kaldırmak, "ben"in yanılsamalarını, arzularını, oluşunu ve koşullandırmalarını terk etmektir.
4-bunun sekiz yolu vardır:

a- doğru hikmet
b-doğru düşünce
c-doğru söz
d-doğru eylem
e-doğru yaşam (mesela para ticareti, silah ticareti, canlı varlıkların ve sarhoşluk veren içkilerin ticareti yasaktır)
f-doğru gayret
g-doğru zihin (tasavvur ettiğimiz şey, yaptığımızı şeyi belirler.)
h-doğru yoğunlaşma

not: copy paste değil alınteri.
kafamı kırmaz mısın kafamı kırmaz mısın
"tövbe tövbe bismillah!!! yetişiiin din eldeen gidiyooğğğ!!! ayool siz kim oluyonuz böyle elin sapkın sapkın dinlerini burada tanıtıp milletin aklını çeliyonuz??? bu hakkı size kim verdi!!! allahu ekber!!! sizin dininize tüküreyim!!!"

hatırladığım kadarıyla yukarıdaki gibi bir beyanat eşliğinde 1970'lerde afganistan'da taliban tarafından yıkılan tapınağa sahip bir dindir kendisi. halbuse o tapınağı turizme açıp açlıktan ağzı kokan zavallı halkına iş-aş verebilemez miydi ki onlar? cık, sonuçta günah. amin.
ugurcum ugurcum
kurucusu gautama buddha'dır. öğretileri japonya, çin ve asya’daki milyonlarca insanın hayatını aydınlatmıştır. budizm devamsızlık prensibi veya kanunu üzerine kurulmuştur. buna göre, bazı şeyler diğerlerinden daha uzun sürse de, her şey değişime tabidir. budizmin diğer temel prensibi hiçbir şeyin tesadüfen meydana gelmediğini ileri süren sebep kanunudur. tüm olayların meydan gelişlerindeki etken doğa güçlerinin yanında karmadır. yok edilemez ruh ve yeniden doğum devr-i daimi kavramları bu iki temel felsefeden kaynaklanmaktadır. buda, aşırı rahat düşkünlüğü ve her şeyden uzak durma iki uç nokta arasında dengeli ve ahenkli bir hayat tarzı olarak orta yol’u savunmuştur. budizm dört asil gerçeğe dayanır:

1. ıstırap evrenseldir.

2. ıstırabın sebebi hırs ve aşırı arzudur.

3. ıstırabın üstesinden gelinebilir ve önlenebilir.

4. arzulardan sıyrılmak ıstırapları yok edebilir. ıstırabı önlemek için kişi aşırı arzularına galip gelmedir ki bu nirvanaya ulaşmayı ve aydınlanmanın tamamlanmasını sağlar.

kaynak: wikipedia tr/temel britannica
suskungeveze suskungeveze
sivrisineğin canını bile değerli sayan din.

işte burada mantıksızlık var. bu budist arkadaşları hiç mi sivrisinek ısırmaz arkadaş, nasıl değer verirler bu sivri ibnelerine? hee ama eğer bu budizmde bir şekil vardır adamı sivrisinek sokmuyordur o zaman anlarım. anlamakla kalmaz nepal yollarına düşer, saçımı kazıtır, nirvanaya ulaşırım.
papaganus papaganus
ölüleri gömmek ya da yakmak gibi genel geleneğin aksine akbabalara yem eden inanış.. tibette sıkça yapılırmış diyolla.. ceset önce akbabaların bolca yaşadığı bir vadiye getiriliyor, ardından kasap diye tabir edebileceğimiz profesyoneller tarafından ellerindeki palalarla akbabaların daha kolay yiyebileceği bir hale getiriliyor ve sonrası malumunuz.. geriye üzerinde bir lime dahi et kalmamış kemik parçaları kalıyor..

edit: ölülerin akbabalara yem edilişinin budistlere göre hikmeti, ruhların bu şekilde gökteki gerçek mezarlarına ulaşabileceği inancı imiş..
1 /