"adam tek başına bir film anasını satayım" dedirten film.
gerçekten izlenilesi ve çok beğenilesi bir film. ben izlemeden önce ada sahnelerinin bu kadar fazla olacağını düşünmemiştim. çat diye 4 yıl sonra yazıp chuck
* kurtulacak ve film chuck ın hayata tekrar katılabilme, adapte olabilme çabasını anlatmaya çalışacak zannetmiştim. ama öyle olmadı bir-bir buçuk saatlik bir ada sahnesi vardı filmde ve bu yüzden sıkılacağımı düşünmüştüm. temelde klasik ve uzun ıssız ada sahneleriydi aslında ama işte olay
tom hanks in yeteneğinde koptu. adam bir voleybol topu ile karşılıklı dehşet bir oyunculuk çıkarmış ortaya. gerçekten saygı ile önünde eğilesim geldi.
filmde
tom hanks in yeteneği haricinde bir güzellikte senaryoda ki küçük ayrıntılardı. örneğin
wilson -
spalding olayı, araba anahtarlığında ki çakı, kurtulduktan sonra ki kutlamada olan yemekler falan filan diye gidiyor. eğer filmi izlerken bu ayrıntılara dikkat etmek için kasarsanız daha onlarca var bunlar gibi. hepsi böyle küçük şeyler. ben aklıma ilk gelenleri yazayım dedim.
film bittikten sonra kafama takılan bişey yok değildi tabii. chuck ın adaya düşmeden önce kelly
* ye verdiği hediyeyi ( ki büyük ihtimalle yüzüktü ) filmin sonlarında bir daha göstermelerini umardım. hani "sen saati saklamışsın, bak bende hediyeyi sakladım hala açamadım" falan filan tarzı birşey beklerdim, ne kadar çok klasikte olsa. çünkü o araba muhabbeti biraz komik oldu sanki. "aa arabamı saklamışsın" olayı bana komik geldi. hani çekmiş garaja hergün temizliyor, hiç kullanmıyor, karşısına oturup chuck ı düşünüyor, harbiden saklıyor gibi bişey olsaydı bu kadar garipsemezdim ama hatun bildiğin kullanıyormuş arabayı, nasıl "saklama" muhabbeti sokulur ki oraya.
ya birde o kargoda ne vardı acaba çok merak ettim. filmin ada sahnelerindeyken bir uydu telefonu çıkacağını geçiriyodum kafamdan.