cast away

kişiler hukuku dersinde insanların nasıl tek başlarına yaşayamacaklarından girilip sonunda gaiplik konuşuna ulaşıldığında bi adam uçakta seyahat ederken uçak uluslararsı sulara düştüğü zaman ne olur sorusunun ardından ortaya attığım şahane soru.

time after time:hocam cast away filminde tom hanks'in başına da aynı şey gelmişti sonra geri döndüğünde nişanlısı başkasıyla evlenmişti o zaman gaiplil mi oluyo ölüm karinesi mi?

hoca:oraya sonra gelicez şimdi bi bekle.

time after time:hönk?

20000 fersah daha iyisi için: (bkz: kimssi pyoryugi)

topunu kaybettiğine bende çok üzülmüştüm.

(bkz: one man show)

şu an tv8'de yayınlanan film.

"ne yapmam gerektiğini biliyorum. nefes almaya devam etmeliyim. çünkü yarın güneş doğacak. ve akıntıların ne getireceğini kim bilebilir..."

--spoiler--

az önce tv8'de tekrar izledim de, filmin en etkilendiğim sahnesi wilson'ın denizde kaybolduğu sahneydi. sanırım ben uzakta olmama rağmen bu kadar bağlanıyorsam gerçekten adaya düşsem wilson'la sevişirdim bile.

harika bir hayatta kalma hikayesi. tom hanks bunda payı en fazla olan isim. kesinlikle oynadığını düşünmüyorum, adeta filmi yaşamış. zaten kendisinden boş işler çıktığını hiç göremedi ya.. konu olarak iyi ancak kurgu bakımından iyinin de üzerindeydi. en güzel uçak düşüş sahnelerinden birini barındırıyor içerisinde. çünkü insana uçaktaymış hissi aşılanmış. o sahneleri özellikle beğendim ve ilgimi çekti doğrusu. senaryonun geneli tek kişiyle geçiyor ama konu sığ kalmamış. insanın yalnızlık psikolojisini de ele alarak iyi bir yapım olmuş.

ada hayatı en yalın diliyle ve sadeliğiyle anlatılmış. abartılmamış, nasıl olması gerekiyorsa öyle. zaten tom hanks faktöründen bahsetmiştik. yaptığı her hareket ve hayatta kalma çabası her insan için geçerli. sıradanlığın üzerinde bir oyunculuk. ada yaşamının verdiği ızdırap, arkasında bıraktığı kişilere özlem vs. her şeyiyle bir kişinin üzerine yoğunlaşan bir yapım. bocalamamışlar, iyi kurgusu sayesinde.

--spoiler--

filmin sonuç kısmında her insanın haline şükretmesi gerektiği mesajı veriliyor. karısı buzdolabını açtığında onun istediği sütten olmadığını belirtiyor. chuck diyor ki; ''önemli değil.'' çünkü öyle şeylere alıştı ki artık ne yediği, ne çeşit yediği önemli değil onun için. yesin de, önemli olan bu. aslında hepimiz böyle bir adada kalmalıyız. çünkü tam olarak şükretmeyi öyle öğrenebiliriz.

--spoiler--

hayata daha sıkı tutunmak için kapı arkasında bekleyen engelleri, delilik çizgisine yaklaşmayı çok güzel gösteriyor. fakat filmde olsaydım chuck'a sormak istediğim tek soru vardı. o kadar sene boyunca sana koyan zamanında sevdiğin kadını kaybetmiş olman mı? ilk seferde adayı terketmek isteyip de ilk dalgalar yüzünden dört sene boyun eğmen mi? yoksa sevdiğine noel için geri geleceğin günün ertesi cehennem gibi bir adaya düşmek mi?

--spoiler--
aklını kaçırdığı zaman sadece topla konuşması yine iyiymiş. kendimi düşünemiyorum açıkçası. sonunda kargoyu teslim ettikten sonra tereddüt etmeden basardım kanada yollarına. aslında ikincisi gelebilecek cinsten bir filmdi fakat boku çıkıp seri filmlerine sarmak istemediler sanırım.
--spoiler--

türk işi dizilerde sağda solda next & nextstar görmektense bu filmde fedex görmeyi tercih ettim açıkçası. bunu da belirteyim.

tom hanks'in en sevdiğim filmlerinden biridir. gerçi izlediğim filmlerinin hepsini beğendim şimdiye kadar. bu filmde insanın yalnızlığı o kadar güzel işlenmiş ki, her ne kadar reklam da olsa wilson hepimizin arkadaşı gibi. en beğendiğim sahne ise ;

--spoiler--

dişçiden korkan bir adamın kendi dişini acımasızca çekmesidir.

--spoiler--

gerçi çoğumuz kapıya ip bağlayarak dişini çekmiştir ama bu sahne insanı etkiliyor be kardeşim.

hayatın sikko uğraşları arasında boğulurken birdenbire yalnız kalmanın en yalın haliyle anlatıldığı filmdir. bir çoğu ıssız adada geçen hikayesi sürükleyicidir.

yıllardır izlerim hala bıkmadım, bırakamadım.

herhangi bir rolü aldığında o rolü layıkıyla yerine getirmek için gözlem üstüne gözlem yapan tom hanks'in bu rol için kimi gözlemlediğini merak etmekteyim. büyük ihtimal robinson crusoe'u okumuştur.

tom hanks'in filmin başlarında bildiğin göbekli bir adam olduğu, filmin sonlarına doğru ise bildiğin zayıfladığı filmdir. belki de filmin başlarında göbeğini bilerek şişiriyordu.

tom hanks filmi bir kez daha tek başına sürüklemiş ve şov yapmıştır. yıldızlaştığı filmdir yeniden tabiki.

bugün gravity'de tek başına filmi götürebildiği için göklere çıkartılan sandra bullock'un yaptığını tom hanks defalarca yapmıştır. alem oyuncu görsündür.

--spoiler--

chuck adaya düştüğü anda insanın yalnızlıktan kaçış refleksinin bize gösterilmesini bekledim ve sağolsun robert zemeckis de müthiş çekimlerle bunu bize hemen güzelce gösterdi.

(bkz: wilson im sorry )

--spoiler--

tek kişi ve durağan yapısıyla bir film ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi bir film cast away.

film çok güzel mutlaka ve mutlaka seyredilmesi gereken bir film fakat filmin sonunda ki pakette ne vardı çok merak ediyorum.