cemal süreya

1 /
all of nothing all of nothing
1931 erzincan doğumlu,ankara üniversitesi sbf maliya ve iktisat bölümenden mezun olan ,asıl mesleği müfettişlik olan ve yazdığı şiirlerle bir çok ödüle layık görülen 9 ocak 1990 yılında kayıp ettiğimiz bütüy şair ,büyük üstad.

aşk

şimdi sen kalkip gidiyorsun. git.
gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
oysa allah bilir bugün iyi uyanmiştik
sevgiyeydi ilk açilisi gözlerimizin sirf onaydi
bir kuş konmuş parmaklarima uzun uzun ötmuştü
bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
sanki hiç olmamişti

oysa kalbim işte şuracikta çarpiyordu
şurda senin gözlerindeki bakimsiz mavi, güzel lafli istanbullar
şurda da etin çoğaliyordu dokundukca laflarin dunyalarin
öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
biraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
çünkü iki kişiydik

oysa bir bardak su yetiyordu saçlarini ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vucudunun başladığı yerde
memelerin vardi memelerin kahramandı sonra
sonrasi iyilik guzellik.

cemal süreyya
telvin telvin
fotoğraf

durakta üç kişi
adam kadın ve çocuk

adamın elleri ceplerinde
kadın adamın elini tutmuş

adam hüzünlü
hüzünlü şarkilar gibi hüzünlü

kadın güzel
güzel anılar gibi güzel

çocuk
güzel anılar gibi hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi güzel.

bu dizeler üzerine anlatılamayacak şair.
lothlorien lothlorien
kibrit çak masmavi yanardı sesin.
bazı imgelerini okuduktan yıllar sonra algılarsınız. bir sesin masmavi yanmasını hissettiğim zaman cemal süreya'nın başka şiirlerini de okumak istemiştim. türkçe şiir denildiğinde ismi anılması gereken kişilerden biridir. bir gülün yarısında ağlanacağını kayda geçirmiştir. türkçe'nin belki de en güzel aşk şiirlerini yazmıştır:

gülün tam ortasında ağlıyorum
her akşam sokak ortasında öldükçe
önümü arkamı bilmiyorum
azaldığını duyup duyup karanlıkta
beni ayakta tutan gözlerinin

ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
istasyonda tiren oluyor biraz
ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım

gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
her nasılsa sokağa düşmüş
kolumu kanadımı kırıyorum
bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene
impera impera
imzası kendi fotografıdır, tersten bakıldığında imzası elinden düşmeyen sigarası koca burnu ile bütünleşmiştir.hatay adlı restauranta fazlaca gitmişiliği vardır. aynı zaman da sunay akın'ın konuşmalarında da oldukça adı geçmiştir.
1 /