chicago

1 /
vunrama vunrama
sadece müzikten,danstan, bir müzikalden ibaret olmayan, dünyanın ne kadar aldatılmaya müsait olduğu fikrini anlatmaya çalışan bir film..dava sahneleri baya abartılmış ancak jürili,savcının ait olmadığı yerde;avukatın yanında olduğu mahkemelerde şov yaparak mahkemenin nasıl tiyatro sahnesine çevirilebileceğini öğrenebilirsiniz bu filmden..şeytanın avukatı filminin biraz daha sulandırılmış, bol bol jaz,dans,erotizm katılmış şekli.izlememek bir kayıp sayılmaz;zaten çirkef dünyayı yeterince tanıyorum,entrikaların anasını satmışım diyorsanız..
subaquatic subaquatic
blues'in merkezlerinden bir tanesi olan şehirdir. sears tower, hancock tower ile meşhurdur. michigan gölünün kıyında güzide bir şehirdir. tehlikelidir arka sokakları dikkatli olmak gerekir. bir de yerlileri çikago derler.
bokakonansinek bokakonansinek
gidilince mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de navy pier'dir. tam anlamıyla chicago olarak adalandırılabilecek downtown yaklaşık olarak beşiktaş kadar, etrafındaki şehirlerle beraber (chicago area diyorlar) birlikte yaklaşık olarak marmara bölgesinin boyutlarına ulaşır. insanlar bu çevrede otursa bile, türkiye'dekiler için daha anlaşılır olması için chicago'da oturuyorum derler. ayrıca 2 adet beyzbol takımı (chicago white sox ve chicago cubs) olan nadir şehirlerden biridir.
temporary peace temporary peace
kıbrıs şehitlerinde iletişimin karşısındaki sokaktan girince hemen karşımıza çıkan, küçük sevimli, ucuz ve doyurucu yemek yemek için birebir mekan,,
betatron betatron
başrollerini renee zellweger,catherine zeta jones ve richard gere in paylaştıkları süper müzikal.
bence filmin en güzel noktası gerçekleşen olaylarla sahne performansını çok güzel bir biçimde birleştirilmiş olması.gerçekleşen her olay renée zellweger'in gözünden sanki bir müzikalmişçesine yaşanmaya başlanıyor bizleride mest ediyor.
ayrıca 6 dalda da oscar kazanmış ve 2003 yılının en iyi filmi seçilmiştir.
mentalgroove mentalgroove
amerikanın en amerikalı büyük şehridir chicago. gökdelenlerle dolu ve tren sisteminin etrafında dolaşmasından ötürü loop adı verilen downtown kısmı hariç pek çok etnik mahalleden oluşur. chicago stili tabir edilen 3 katli tuğla evler süsler genelde bu mahalleleri. genel olarak kuzeyi beyaz güneyi zencidir chicagonun.doğusunda michigan gölü olduğundan asla kaybolmazsınız bu şehirde. zaten mükemmel bir grid ve numaralandırma sistemi vardir. ayrica bu koca şehirde bırakın yokuşu bir tek eğimli sokak bile bulamazsınız. özletir istanbulun dimdik bayırlarını buralar insana.toplu ulaşım metro ile sağlanır fakat metro sürekli yerin altında olmaktan ziyade daha cok yerin üstünde yükseltilmiş raylar üzerindedir. bu sebepten metroya elevated kelimesinden kısaltma the l adi verilir yerlilerce.
karışmasınkimselerbana karışmasınkimselerbana
little miss sunshine filmine soundtrack olmuş sufjan stevensın muhteşem şarkısı

i fell in love again
all things go, all things go
drove to chicago
all things know, all things know
we sold our clothes to the state
i don't mind, i don't mind
i made a lot of mistakes
in my mind, in my mind

you came to take us
all things go, all things go
to recreate us
all things grow, all things grow
we had our mindset
all things know, all things know
you had to find it
all things go, all things go

i drove to new york
in the van, with my friend
we slept in parking lots
i don't mind, i don't mind
i was in love with the place
in my mind, in my mind
i made a lot of mistakes
in my mind, in my mind

you came to take us
all things go, all things go
to recreate us
all things grow, all things grow
we had our mindset
all things know, all things know
you had to find it
all things go, all things go

if i was crying
in the van, with my friend
it was for freedom
from myself and from the land
i made a lot of mistakes
i made a lot of mistakes
i made a lot of mistakes
i made a lot of mistakes

you came to take us
all things go, all things go
to recreate us
all things grow, all things grow
we had our mindset
all things know, all things know
you had to find it
all things go, all things go

you came to take us
all things go, all things go
to recreate us
all things grow, all things grow
we had our mindset
(i made a lot of mistakes)
all things know, all things know
(i made a lot of mistakes)
you had to find it
(i made a lot of mistakes)
all things go, all things go
(i made a lot of mistakes)
1 /