hangi ksımdan tutup örnek vereyim bilemedim:
ccc
kitabın sonu ccc
ilk kez karşı karşıya oturuyoruz. yalnız politika konuşmuyoruz. ikimiz de birbirimizle ilgili tek sözcük kullanmıyoruz. içimizde garip bir sevinç var. yağmuru, boğaz'ı, meyhaneyi, politikayı, yaşanması güç bu büyük kenti nasıl da seviyorum.
onunla yatarken, sanki aradan geçen uzun yıllarda ne bir erkek, ne de o büyük acılar var. dipdiri kalmış bir sevgi, bir istek var yalnız. yıllar, olaylar beni hiç yıpratmamış, aksine duygularıma yön vermiş. güzelin, bir insanı sevmenin, bir insanın tenini okşamanın, bir insanla birleşmenin kutsallığını, bu kutsallığın tadına varmayı öğretmiş bana. yatmaların hepsi aynı güzellikte değildir. düşünüldüğünde insanın tüm bedenini titreten, boşalmaya vardıran yatmalar vardır.
birbirimizden hep uzağız. her gece birlikteymiş gibi yatıyoruz. hep birlikte olmak istiyor gibi yatıyoruz.
"erkeği böyle düşündüm. şimdi onunla yattığım gibi. onu seviyorum. onu sevmeyi öğrendim."
bir kaç saat sonra gün başlayacak.herkes keni biiminde günü yaşamaya yönelecek.
onunla boşalmak öylesine doyumsuz ki, sanki bu ülkede güneşdoğudan doğuyor ve gerçekten batıdan batıyor.
sabaha doğru yeniden yatıyoruz. beni bekleyen ve bedenimi uyuşturan sıcaklığını tüm ıslaklığımda duyduğum insan. yaşamın en güzel anı. denizlere, kumsallara, rüzgarla, yeryüzü ve gökyüzüyle birlikte varoluşu derinden duyduğum ilk an. iki insanın birleşmesiyle kutsallaşan bu an. sonsuzluk. varoluşun tüm zamanlarını uzlaştıran bu an. iki insanın birleşmesindeki sonsuzluk özü olmalı insan yaşamının. özü olmalı güneşin.özü olmalı sevişmeyi duyan ve duyuran gücün. bizi saran sıcaklığın. soğuyan gecelerin. ve geceleri gökyüzünü bürüyen yıldızların. akdeniz'in üzerini kaplayan mavi gökyüzünün özü olmalı bu birleşme. bu ıslaklık. sonsuza dek varan, yaşatan, sonra yaşamı uzaklara, akdeniz'in kıyılarda beyazlaşan dalgaları ya da yeşil durgunluğu gerisindeki ufuklara iten gücün.
bizi saran sıcaklığın. soğuyan gecelerin. ve geceleri bürüyen yıldızların. ve dolunayın. ve dolunayla birlikte uykusuz kalan insanların. dolunayla birlikte uykusuz kalınan gecelerin soluk, sisli sabahlarında ölümü bekleyen insanların.
(ölüm de bir günlük olay değil mi?)
biz saran sıcaklığın. soğuyan gecelerin. ve geceleri bürüyen yıldızların. iki insanın sarılarak geirdiği bu sarsıntı özü olmalı bu evrenin. sonsuza dek varan, var eden, yaşatan, yaşamı ileri çağlara doğru devreden bu birleşme...
ccc
kitabın sonu ccc