dirty pretty things

skubidu skubidu
2002 yapımı,audrey tautou'nun şenay adında londra'da yaşayan göçmen bir türk kızını canlandırdığı film.en iyi senaryo dalında oscar adayı olmuş bir filmdir ayrıca.


------spoiler-------
sırf audrey tautou'nun küçücük evinde doğu ezgisi bir müzikle nasıl dans ettiği ve yemeğine nasıl tuz kattığını görmek için izlenmesi gereken bir film.
------spoiler------
albion albion
romance at short notice albümünü yayınlayıp dağılan güzide indie rock grubu.

the libertines dağıldıktan sonra carl barat, the libertines'in davulcusu gary powell ve peter doherty kolunda delik açmakla meşgulken konserlerde gitarı üstlenen anthony rossomando birleşmiş, karar almış ve grubu kurmuştur. daha sonra aralarına didz hammond katılmış, waterloo to anywhere gibi müthiş bir albüm ortaya çıkmıştır.

carl efendi, the libertines'te doherty ile paylaştığı frontman'lik hadisesini tamamen sırtlamıştır. ayrıca grup ismini carl barat'ın sahibi olduğu bardan almıştır.
enfes enfes
spoiler

şenay'ın çalışacağı fabrikaya ilk kez gidişinde, duvarlarda ve elektrik direğinde iki üç tane yılmaz güney posteri vardı. detay düşünmüşler, güzel olmuş. bir de o kızın dinlediği müzik hint-arap karışımı bir şeydi, kız da saçma sapan dans etti zaten, o kısmı tutturamamışlar. o juan mıdır, her ne karın ağrısıysa, onun da ölümünü görsek içimiz pek bir rahat ederdi sanıyorum ki. neyse, sıradan bir film.

spoiler
damned damned
--- spoiler, +18 ---

beni filme çeken etken, -belki çoğu yerli izleyici için olduğu gibi- audrey tautou'nun şenay'ı oynamasıydı. nitekim güzel de oynamış. filmi "zaman kaybı" olarak nitelendiremem. fena değildi, pişman değilim. yalnız acı bir film lan. afedersiniz şenay'ın ağzına veren verene. oradaki tek türk diye mi benimsedim, yoksa audrey tautou sevgisinden mi bilmiyorum fakat filmde audrey tautou ağzına aldıkça kendim ağzıma almış gibi oluyorum, içim parçalanıyor. film, şenay'ın bekaretini kaybetmesi gibi yürekleri burkan bir sahneyi barındırdığı için ve dolayısıyla bana -özellikle bu filmde kendini audrey tautou'ya çok yakın hissetmiş- bir erkek olarak bekaret kaybetme duygusunu ta yüreğimde, hatta kasıklarımda hissettirdiği için film yapımcılarını esefle kınıyor, onlara huzurlarınızda sezercik edasıyla "inşallah siz de kaybedeysiniz biy gün bekayetinizi de oyospu oluy, ağzınıza alıysınız" demek istiyorum. ayrıca başrol oyuncusu okwe'nin şenay'ı tersleme, beğenmeme, artislik yapma, rencide etme sahnelerinde "ulan kara kuru bişeysin.. bulmuşsun böyle kızı... senin ben mk." temalı düşünceler yumağına garkolmamak güç. sonuç olarak beni biraz hüzne boğan bi film oldu.

--- spoiler ---
humptydumpty humptydumpty
şenay mı dedi
hı, galiba dimi
şenay dedi yaa.türk rolü oynadığı anlaşıldıktan sonra: türkler arap müziği dinliyo tabi. türk aksanı böyle mi oluyomuş hıh yorumlarıyla izlenen film. hehe okuyanlar merak edip izlicek şimdi.
elastigirl elastigirl
daha önce 3-5 kez izleyip şu neşeli günümde her niyeyse tekrar izlemek isteyerek akşamımı duygusal olarak mahvettiğim insanı insanlığından utandıran özellikle değindiği meselenin greçekliğiyle içe işleyen muazzam film.sağlam bir kapitalizm eleştirisi