diyarbakır. güzel memleket. canım memleket. güzel yurdumun en eski, en köklü, en güzel şehirlerinden biri. insanlarımın adına türküler söylediği, ayrıldığı sevdiceği gibi özlediği, şairin sevdalarına benzettiği koca toprak ve insan denizi.
seni, baharmışsın gibi düşünüyorum,
seni, diyarbekir gibi,
nelere, nelere baskın gelmez ki
seni düşünmenin tadı...
diyarbakır, nam ı diğer diyerbekir. aç kalan, aç bırakılan, yine de bizden, yine de
bizim diyarbakır.
doğdun,
üç gün aç tuttuk
üç gün meme vermedik sana
adiloş bebem,
hasta düşmeyesin diye,
töremiz böyle diye,
saldır şimdi memeye,
saldır da büyü...
diyarbakır, gariban memleket. ekmeğini taştan çıkaran insanlarımın yaşadığı memleket. eli kanlı teröristle, derin devlet arasında sıkışmış zavallı güzel anadolu evlatlarının yetiştiği memleket.
diyarbakır, ah diyarbakır. adına savaştığını söyleyen sahtekar savaşçıları tanımasını; barışa, kardeşliğe, umuda giden yola baş koymasını istediğim memleket.
bunlar,
engerekler ve çiyanlardır,
bunlar,
aşımıza, ekmeğimize
göz koyanlardır,
tanı bunları,
tanı da büyü...
tanı bunları diyarbakır. senin benim bizim memleketimizin, senin benim bizim evet en güzeli en doğrusu
bizim devletimize karşı kan döken;
bizim kanımızı döken, ocağımızı söndüren, kökü dışarda aşağılık canileri tanı. bunlar senin özgürlük savaşçın falan değil, can düşmanlarını tanı. tanı ki canın yanmasın, tanı ki canım yanmasın, tanı canımız, bu memleketin canı yanmasın.