diyet

ya karın tokken, ya da sofraya oturulurken sözü verilen şey.

genelde her pazartesi başlanıp en fazla 2 bilemediniz 3 saat sonra mutfağa saldıracağın bir girişim. sonuç olarak daha fazla kilo almayı sağlar..

ömer seyfettin'in en ünlü hikayelerinden birisidir. o kesilen kol çoğu küçük çocuğun rüyasına girmiştir, heralde.

ömer lütfi akad ın gelin-düğün-diyet üçlemesinin son filmi. 1974 yapımı

bununla ilgili bir market repliği.

- kızım bana bi diyet malbora versene,
+ ?!? layt mı istiyosunuz,
- ya ne bileyim layt mı diyet mi, diyet dedi evdekiler,
+ neyse siz bunu alın, beğenmezlerse getirirsiniz.

aklı çalışan insanların oturup nasıl çok para kazanırızı düşünüp bulduğu kelime. eskiden sadece belirli hastalara sağlık amaçlı tavsiye edilirmiş, şimdi herkes diyette.

(bkz: gollum diyeti)

pazartesi günleri başlanılmaması gereken şey. ideal başlama günü salı veya çarşabma günleridir. diğer bir seçenek de cumartesileri başlamaktır.

genelde elinizdeki çikolatadan sonra başlamayı düşündüğünüz şeydir. ama çikolatalar hiç bitmez.

direk kilo almamaya bakıp diyete mecbur kalmasak sanki daha iyi olur gibi...

fazla kilolardan sağ kolu vererek kurtulmanızı sağlayan şey.
(bkz: al diyetini)

kesinlikle doktor kontrolünde yapılması gerekir. ancak her doktora da güvenmemek gerekir, zira diplomaya rağmen öğle yemeği olarak simit+ayran önerip üstüne para alanları itinayla dürtmek gerekir kızılcık sopasıyla. protein ağırlıklı, karbonhidrat ve yağ miktarı düşürülmüş bir diyet uygulatan doktorunuz aynı zamanda hemen hemen her gıdadan almanızı da salık veriyorsa kulak vermekte fayda vardır zira doğru söylüyordur. bir de buna hafif veya ağır egzersiz eklerseniz çok güzel olur. filinta gibi olmamak işten değildir.

almanya'yı meydana getiren devletlerin özel parlamentolarına verilen isim.

bahar aylarına girer girmez haber bültenlerine bile "mucize hede hödö diyeti" şeklinde konu olan, genelde uygulaması zor olan, aç kalmadan, mideniz kazınmadan uygulamak mümkün olmayan şey.

çikolata, cips, kola gibi lezzetli ama sağlıksız yiyecekleri görünce insanın içini kaplayan derin hüznün ve akan salyalara rağmen şöyle tadını çıkara çıkara yemek yiyememenin sebebi. denedim biliyorum.