duygu

1 /
hepten aykırı hepten aykırı
bu isimde bir arkadaşım yabancı bir kıza kendini tanıtırken, "it means emotion" demişti. amerikalının da hoşuna gitti tabi. onların isimleri hep incilden tabi. sözlükte bi karşılığı yok. ben de baktım kızın garibine gitti bu olay, artislikte yapçam, ülkemi tanıtçam: in our country most of the names have a meaning, deyiverdim.
kız waoow dedi. what does yours mean? dedi. kasılıp kaldım. benimkinin bi anlamı yok dedim. historical dedim. kaçtım sonra. işte o gün artislik yapılmayacağını, hele hele yabancı dilde artislik yapılmayacağını öğrendim. ama bundan size ne
hell guardian hell guardian
çok enteresan bir olgudur duygu. kimi insanda sabittir ve hep aynı biçimde istikrarla devam eder. ne sağlam insan dersiniz onlara. karakteri değişkendir ama sabit duygularıyla hep aynı yüz ifadesiyle(eğer iyiyse) sizi mutlu eder. ama bu kişiler, o hissettikleri duyguların ötesine geçemeden aynı gölde gezerler. (astroloji ile ilgilenenler boğa burcu'na baksın)
kimisi uç olur. bir kaç ay, gün dakika(neyse artık) hep bir ruh halindedir ama bir olayla veya sadece sırf kendi kafasında kurduklarıyla değişiverir duyguları. kimsenin anlayamayacağı doruklarda ya da okyanuslarda gezinir durur. bazen duyguları sıfıra inip taş gibi olur ve insanlara masa sandalye gözüyle bakar. bazen "salak!!" desen ağlayacak kadar hassaslaşır.(astroloji ile ilgilenenler akrep burcu'na baksın)

yargılamamak gerekir duyguları bu yüzden. insanı soğuk yosun tutmuş bir duvardan veya bir camışdan ayıran özelliktir duygular, zeka ile beraber.
gülümsün gülümsün
akıldan tamamen bağımsız, göreceli olan, senden başka kimsenin anlayamayacağı, içinde kalan his.

içinde bir hareket olduğunu farkedersin, anlam veremezsin. akılla bulmaya çalışırsın bu farklılığı, akıl yürütmeye başladıkça gereksiz yere vakit harcadığını anlarsın. akıl sana doğruyu göstermez, akıl sana olması gerekeni gösterir. olması gereken seni mutlu etmeyebilir, olması gereken sana acı verebilir. şimdilik bir yerde dursun diyerek aklını alır, koyuverirsin yamacına. duygularına göz geçirmeye başladın mı aklına ihtiyaç duyarsın. birbirinden bağımısız olarak birbirine bu kadar ihtiyaç duyan iki insan gibi... aklınla duygularının durduğu yere kadar gidersin. içeri girmek için akıl kapıda bırakılır. zaman geçtikçe sen istesen de istemesen de akıl aslına rücu eder*, aklın sendeki yerini alır.
bigudi bigudi
3 sene önce hayatıma giren ve bir anda hayatıma yeni bir tat katan dostum.bana kimi zaman annelik kimi zaman ablalık yapan kimi zaman da sevimli bir kız kardeş olan canımdan bir parça olan insanın adı.ondan ayrı düşeceğim günü düşündükçe içimden bir parça kopar,kalbim acır.sonra bu acı yine onun teselli sözleriyle az da olsa hafifler.ne desem boş bizim dostluğumuz ve onun benim kalbimdeki yeri anlatılamaz.yani benim için duygu eşittir dost,sırdaş ve kardeş.
closer closer
duyguların ne olduğunu anlayamazsınız çünkü anlamak beyin ile gerçekleştirilen bir eylemdir. şarkılara ve kelimelere yükleyecek anlamınız hiç bitmez ama zaman geçer, biter, durmaz. kendinizi bir anda bir nehrin üzerinde saçlarınızı rüzgara teslim etmiş buluverirsiniz. özgürlük kokar hava. duyular duygulardandır bu yüzden dokunuşları/dokunamayışları, kokuları, sessizliği, müzikleri ve gördüklerinizi unutamazsınız kolay kolay. peşiniz sıra gelen bir kuyruk gibi olsalar da, kertenkeleler gibi istediğiniz yerde bırakamazsınız kuyruğunuzu, yeniden çıkacak eminliğiyle. hızlanan ritimle artarken kalp atışları -ki genelde kalp mesul tutulur duygulardan oysa ruhtur asıl sahipleri- yüzünüzde kalan bir gülümsemedir huzur. isimler yersiz, sıfatlar gereksiz, kalıplar lüzumsuzdur. her şey olduğu kadardır, olmadığı kadar da değildir. aslında bu kadar basit, aslında bu kadar karmaşık.
1 /