hadi
yılmaz güney videosu eyvallah da bugün önüme düşen
erdal eren videosu "yok ebesinin amı ali sami" dedirtmiştir. yılmaz güney sadece sinemacı değil kabadayıydı aynı zamanda. ve her kabadayı gibi kimi günahları vardı. ama gelgelelim erdal eren üzerinden yaptığı hamaset ülkücü camianın abileri tarafından bile yapılmamış bir hamaset...
1- adam kötü araştırmacı. bunu net bir şekilde görmüş oldum. google'a ve internetteki gazetelerin arşivlerine yazıyor, aratıyor. ne çıkarsa onu koyuyor... kitaplar hiç yok araştırmalarında.
2- onu bile doğru düzgün yapmıyor. sadece işine gelen kısmı kesip biçip koyuyor...
3- bütün ülkücülerde olan katilliğini gizleme ya da suçu sola yıkma psikozu onda da var. gerçek kahramanları yok, gerçek kahraman yaratamadıkları için varolan kahramanları tahrip ederek varolabiliyorlar ancak...
4- ama gelgelelim bu psikozun bile gerisinde. çünkü erdal videosundan net bir şekilde anladım, günümüz cumhuriyetçi solcusu gibi bu da cumhuriyetçi ülkücü. nasıl günümüzün
ulusolcusu solun tarihini bilmezse bunlar da
nihal atsız 1969 kongresini kazansaydı mhp'nin seküler ve türkçü bir parti olacağını zanneder. yani hareketin geçmiş kuşaklarıyla ve ağır abileriyle bağlantısı yok. öyle bir geçmiş bağlantısı olsa erdal eren meselesini gayet abilerinden dinleyebilirdi. çünkü erdal konusunda ülkücüler bile insaf eder...
araştırmacı tarafından başlayalım, eğer türkiye'deki idam davalarını, dava dosyalarını, basına yansımasını, mektupları, anıları kısacası bütün ayrıntılarını öğrenmek istiyorsa zaten bu konuda yapılmış çok detaylı bir araştırma var. ben ta ortaokul'da okumuştum:
www.dr.com.tr
kitap ta istiklal mahkemelerinden başlıyor 12 eylül dönemine kadar geliyor, adliler dahil neredeyse türkiye'de idam edilmiş herkesin dosyasını enine boyuna işlemiş. yani sadece
erdal eren dosyasıyla ilgili değil erdal'la mukayese etmek için andığı
mustafa pehlivanoğlu ve
necdet adalı dosyalarını da en ince ayrıntısına kadar oradan okuyabilir. kitap öyle çok fazla ideolojik yorum da yapmaz, sadece belgeleri ortaya koyar. sonuç olarak yaptığı yorum idam solcuya da ülkücüye de adliye de yapılsa insan haklarına aykırıdır der bitirir. yani arkadaşın yaka silktiği türden bir solcu propoganda metni değildir...
her neyse videoyu açtığımda
zekeriya önge'nin otopsi raporuna değinip değinmeyeceğini merak etmiştim. çünkü hiç uzun uzadıya hikaye anlatmadan o rapor bile erdal'ın suçsuzluğunu, hukuken değil siyaseten idam cezası aldığını gösteriyordu. otopsiye hiç değinmiyor, videonun sonlarına doğru kimi yanlışarı da içeren bir kurguyla-erdal'ın yakalandığı yeri yanlış tarif ediyor bir kere- seyircisini iyice gaza getirdikten sonra balistik raporuna değiniyor. bu arada balistik raporunun da ilk davada değil erdal'ın idam istemiyle sevkedildiği mahkemede düzenlenen rapor olduğunu da belirtelim. balistik raporu da ayrı bir komedi zaten, "kimi özellikleri itibariyle olay yerinde bulunan tabancayla uyumlu olduğu görülmüştür". onlar da tam emin değil yani... olay yerinde tabancayla yakalanan tek kişi erdal da değil. avukatın bir diğer itirazı da askerlerin kullandığı tomsonların ve olay yerinde yakalanan bu kişinin üzerinden çıkan silahların da balistik incelemesinin yapılması. ama bunlar yapılmıyor. bunlara girmekten özenle kaçınmış...
neyse er zekeriya önge'nin sırtında 11 mm'lik bir mermi deliği vardır. balistik raporu da yukarıdan aşağıya yakın mesafeli atış diyor. bakın bunu erdal'ın askeri öldürdüğünü iddia eden balistik raporu diyor, burası önemli...
birincisi göstericilerin mevzilendiği yer yukarısı. yani yukarıdan aşağıya ateş ediyorlar ve ateş ettikleri yer ön taraf. yani erdal'ın kimseyi aşağıdan yukarıya atışla sırtından vurma şansı yok. bunu bizzat erdal'ı idama götüren balistik raporunun ne kadar çelişkilerle dolu olduğunu anlatmak için yazdım. yoksa böyle bir olay yeri krokisi çizmeye bile gerek yok, erdal'ın üzerinde yakalanan tabanca 7.65, kurşun deliği 11 mm...
ha bir de olay yerinde üzerinde kan ve kemik izi olan 7.65'lik iki tane mermi çekirdeği daha var. ama bunlar ne adli tıpa ne de balistik incelemeye götürülüyor. muhtemelen çatışmada zekeriya önge'nin değil yaralanan askerlerin kan ve kemik örnekleri. ama mahkeme heyeti erdal'dan başka bir göstericinin vurmuş olma ihtimalini bile araştırmıyor. alın erdal'ı idam eden hakimin anlatımı işte. o bile kararı iki kere bozduk ama üstten bastırdılar diyor. bu da mı solcu şimdi:
www.hurriyet.com.tr
arkadaş ya google'ı bile doğru düzgün kullanmamış ya da el çabukluğuyla gözlerden kaçırmış. bence her ikisi birden...
neyse sonuç olarak er
zekeriya önge muhtemelen arkasındaki bir arkadaşının kaza kurşunuyla öldü. şimdi sitede tekrar çatışma diye "düzeltilse" de
çözüm sürecinde giresun valiliği sitesinde gayet silah kazası diye yazabiliyordu ölüm sebebini:
www.birgun.net
bu arada erdal eren'le birlikte yargılanan birçok insanı da tanırım. hepsinin dedikleri ilk yakalanmada kimsenin erdal'ın idam edileceğini düşünmediği ve okların bir eri yaralayan başka bir arkadaşlarının üzerine çevrildiği... ama sonra suçlama erdal eren'e dönüyor işte. 12 eylül'cüler için güzel bir pi ar çalışmasıydı, güzel hikayeydi. çeşitli iç mihraklarla kandırılmış ve sonunda türk askerini öldürecek noktaya gelmiş 17 yaşında bir türk genci...
kenan evren'in türk millietini nasıl bir felaketten kurtardığını görüyor musunuz?
ama gelgelelim ülkücüler dahil türk halkının hiçbir kesimine inandıramadılar bu hikayeye işte. 12 eylül'ün en keskin savunucuları bile darbenin her şeyini savundu. erdal'ın idamını savunamadı. sol propogandistler tarafından beyni yıkanan halkımıza da gerçekleri anlatmak 40 sene sonra bir youtuber'a kalmış ajsdsfgjsjsjsss. videonun altında yorumlar görüyorum "abi süpersin çok iyi araştırıyorsun sayende gerçekleri öğreniyoruz" diye... yahu hiçbiriniz sormuyor musunuz, bu ülkeyi 40 yıldır komünistler mi yönetiyordu medya kenan evren'i değil
halkın kurtuluşu örgütünü mü savunuyordu da koskoca devlet bu propogandaya karşı aciz kaldı, yalanı ortaya çıkartmak sana kaldı diye... yani hakikaten hayretler içerisindeyim, koskoca bir darbe yıllarca asker katili diye bağırıp çağırmış. mamak'ta bizzat en ağır dayakları da erdal'a atmış ama elinde onca olanaklara rağmen halkı erdal'ın katil olduğuna ikna edememiş.... aksine her yerde bangır bangır erdal eren asker katili bir teröristtir, vatan hainidir diye bağrıldı. ama buna kimse ikna olmadı çünkü yeryüzündeki enarsız yalanlardan birisiydi. hakikaten şu mağdur edebiyatınızı gidin başka yerde yapın ya. gören de zannedecek 40 sene ülkeyi sol propogandistler yönetti de erlik şimdi maskeleri düşürüyor...
arkadaşa 40 sene sonra böyle bir iğrenç bir nefret videosu yaptıran temelde iki motivasyon var. birincisi eylem için kaçırıdğı taksinin şöförüne tecavüz eden
ali bülent orkan'dan,
sinan suner'i vurup sağlık bakanlığının arabasına bağlayıp yerlerde sürükleyen ülkücü bakan
cengiz gökçek'in korumasından falan kahraman yaratamıyor. öyle olunca gerçek kahramanları diskalifiye etmeye çalışıyor. çok psikolojik bir ihtiyaç bu... neymiş che guevera'ya aziz gibi tapıyorlarmış, o yüzden komünistler örgütlenmek için sürekli kahraman yaratma ihtiyacı duyuyormuş. bunu yıllarca komünistlerin "moskovaya selam dur türk askerini sırtından vur" gibi bir sloganla örgütlendiğini iddia ederek kitlesini konsolide etmiş adamlar söylüyor ajsdsjsjssss. çağ değişiyor, devir değişiyor ama haysiyetsizliğiniz ve hayasız yalanlarınız değişmiyor...
ikincisi de gözünü cumhuriyet mitinglerinde açmış genç solcu gibi genç faşistlerimiz de kendi hareketinin tarihini bilmiyor. önceki kuşakların cezaevlerinde ve sokakta ne acılar çektiğini bilmiyor. hangi ihanete maruz kaldıklarını da... esasen bu iki tip de gözünü gerçekten cumhuriyet mtiinglerinde açmıştır. birisi tkp'ye, ödp'ye giderken öbürü de o zamanlar muhalif saflarda olan mhp'ye gitmiştir. tgb ise her iki taraftan toplamıştır. bu adamlar cidden geçmişte sol'un da sağ'ın da ne ağır bedeller ödediğini bilmez. sokağı da kız kavgasından ibaret zanneder. bu modelin solcusunu çok anlattık, sağcısı da tarihi doğru dürüst bilmez.
dalkavuklar gecesi'nin yazarı, çocukların
kızlı erkekli okutulmasına karşı nihal atsız'dan dört dörtlük atatürkçü yaratır mesela. zanneder ki mhp atsız tasfiye edilmeseydi dört dörtlük türkçü bir parti olacaktı... ama 1975-80 arası sokakta dövüşen ülkücünün motivasyonuna ve ruh haline inanılmaz uzaktır. bu insanlarla fazla organik bağları olmadığı için bunu anlayamazlar bile. halbuki o ülkücülerin neredeyse tamamının en az bugünkü "etnik solcular" ve islamcılar kadar cumhuriyet dönemi ve atatürk'le çelişkileri vardır. bunu anlayamadıkları için
alparslan türkeş'in fesli
kadir mısırlıoğlu'yla mektuplaşmalarını çok bir anlam veremezler. ama benzer duygu ve motivasyonlar türkçü atsız'da da vardır hani... gene bu arkadaşlar elazığ'da, bingöl'de bir çok kürdün dedeleri
şeyh said isyanında asıldığı için militan ülkücü olduğunu bilmezler mesela. ya da adalet partisinin mhp'ye yakın isimlerinden
hamido'nun da asıl olarak atatürk'le sorunlarından dolayı mhp'ye yakın olduğunu... buraya kadarını o dövüşen ülkücülerden ne kadar uzak olduklarını anlatmak için yazdım. uzak oldukları için o adamların başına sokakta nelerin geldiğini, bizzat arkalarında duran devletin bazen kendilerini nasıl harcadığını bilmezler. bu adamların erdal'ın başına gelen kumpası az buçuk kendilerinden bildikleri için erdal'a çok ilişmeidklerini de, hakkında kötü bir söz etmediklerini de bilmezler. azıcık organik bağları olsa "yok o iş öyle değil" diye onlardan dinleyebilirlerdi...
velhasıl cumhuriyet mitingi liselileri çok yorucu...