dhkp-c'ye yakınlığıyla bilinen, halk okulu dergisinin 73. sayısında yer alan, eşcinsellik ile ilgili yazının başlığı. efsaneyi hatırlayalım:
işin komik tarafı kaos gl'sinden tut tikko'suna(evet, bildiğimiz ibrahim kaypakkaya'nın tikkosu), bütün solcular halk okulu'na tavır almış ve ''lgbti+ fobi''sini kınamış, ''meseleyi sınıfsal temelde ele almamak''la(?) suçlamışlardı.
gel keyfim gel...
halk okulu ise tikko'nun yayın organı yeni demokrasiye cevap olarak yazdığı başka bir yazıda, pek gayet sınıfsal bir mercekten bakarak yoksulluğa itilen halk kitlelerini, sınıf savaşından ve devrimcilikten uzaklaştırmak, yozlaştırmak isteyen burjuvazinin halk tabanında fuhuş, alkol, sigara, kumar gibi ahlaksızlıklarına ek olarak eşcinselliği de yayarak amacına ulaştığını, proletarya önderi friedrich engelsten alıntılarla saptamıştı.
neticede sınıf savaşıyla ve halkın yoksulluğuyla değil, burjuvazinin oportünist-reformist sol kanadıyla yaydığı feminizm, çevrecilik, lgbti+ gibi sivil toplumcu açılımlarla meşgul olan sol, burjuvazinin ve emperyalizmin ''devrimci olma da ne olursan ol, eşcinsel ol, beşcinsel ol'' telkinlerini başdöndürücü bir hızla benimseyerek mücadeleden ve devrimden kaçmasını ve kaytarmasını meşrulaştıracaktı.
işte bütün bunlar, dhkp-c'nin bunca saçmalığına, yediği darbelere, sol hareketten dışlanmışlığına, hatta üst üste geçirdiği bütün tasfiyelere karşın neden halk tabanında bu kadar destek bulabildiğinin kanıtıdır. dhkp-c, kelimenin gerçek anlamıyla bir ''halk cephesi''dir. halkın muhafazakar değerlerini radikal eylemliliklerle sentezleyen ve bu ülkenin insan malzemesini apaçık yansıtan bir harekettir.
çünkü tımarhane kaderdir.
işin komik tarafı kaos gl'sinden tut tikko'suna(evet, bildiğimiz ibrahim kaypakkaya'nın tikkosu), bütün solcular halk okulu'na tavır almış ve ''lgbti+ fobi''sini kınamış, ''meseleyi sınıfsal temelde ele almamak''la(?) suçlamışlardı.
gel keyfim gel...
halk okulu ise tikko'nun yayın organı yeni demokrasiye cevap olarak yazdığı başka bir yazıda, pek gayet sınıfsal bir mercekten bakarak yoksulluğa itilen halk kitlelerini, sınıf savaşından ve devrimcilikten uzaklaştırmak, yozlaştırmak isteyen burjuvazinin halk tabanında fuhuş, alkol, sigara, kumar gibi ahlaksızlıklarına ek olarak eşcinselliği de yayarak amacına ulaştığını, proletarya önderi friedrich engelsten alıntılarla saptamıştı.
neticede sınıf savaşıyla ve halkın yoksulluğuyla değil, burjuvazinin oportünist-reformist sol kanadıyla yaydığı feminizm, çevrecilik, lgbti+ gibi sivil toplumcu açılımlarla meşgul olan sol, burjuvazinin ve emperyalizmin ''devrimci olma da ne olursan ol, eşcinsel ol, beşcinsel ol'' telkinlerini başdöndürücü bir hızla benimseyerek mücadeleden ve devrimden kaçmasını ve kaytarmasını meşrulaştıracaktı.
işte bütün bunlar, dhkp-c'nin bunca saçmalığına, yediği darbelere, sol hareketten dışlanmışlığına, hatta üst üste geçirdiği bütün tasfiyelere karşın neden halk tabanında bu kadar destek bulabildiğinin kanıtıdır. dhkp-c, kelimenin gerçek anlamıyla bir ''halk cephesi''dir. halkın muhafazakar değerlerini radikal eylemliliklerle sentezleyen ve bu ülkenin insan malzemesini apaçık yansıtan bir harekettir.
çünkü tımarhane kaderdir.