esrar

1 /
sycokiller sycokiller
esrarın diğer adı haşiştir.marihuna ile birlikte kenevir adlı bitkiden elde edilirler.kullanıldığında çok tuhaf,gözle görebileceğimiz duygularda yani pozitif duygularda artmalara sebeb olur.böyle coşarsınız,sersemlersiniz arada kendinizi koyuverirsiniz tuhaf bunların hepsini bir anda yaşamak.birde bunu grup içinde,kalabalıklar içinde kullanacak olursanız gaza gelir kendinizi kaptırır biz duygusuyla yanıp tutuşursunuz.tavsiye edilmez,kullananların çoğu daha sonra daha etkin olan eroin,kokain gibi maddelere kaptırmıştır.*
sanitarium sanitarium
cinsel isteği yok ettiği söyleniyor*.bu yüzden alem yapalım,ortam olur diye başlayan bir esrar partisi sadece kafa bulmakla sonuçlanabilir.dikkat etmek lazım.
170s 170s
altı ay boyunca en fazla on beş günlük aralıklarla düzenli olarak kullandığım, ve yine altı aydır hiç koklaşmadığım, kullanan arkadaşlarımla yolumu ayırdığım uyuşturucu madde.
cehaletin verdiği cürretle affınıza sığınarak esrar ile tanışmamış bir kişiye ilk kullanımdan önce bilmesi gerekenleri söylemek isterim.

ilk önce kullanmak üzere olduğunuz madde yasa dışıdır bunu kesinlikle bilin. "avrupada çoğu yerde serbest bu abi" diyenlerin aklına uyarak kendi içinizde legalize etmeyin yemezler. siz yeseniz de hakim savcı yemez. hadi onlar da yedi aileniz, eş dost hiç yemez. yakalanmanız durumunda bu yükü taşıyamazsınız.

ikinci olarak "önce alıştırıp sonra parayla satarlar" önermesinden bahsetmek gerekir.
türk filmi senaryosu gibi değil mi? büyüklerimizin ağzından sürekli duyduğumuz bu söz karşısında bıyık altından güleriz. "kimse bana bişey alıştırıp sonrada satamaz" deriz. ama ortam hazırdır ve senaryo yazılmıştır. kimse "bunaldım bi esrar içiyim de rahatlayım" diyerek içiciliğe başlamaz. büyük ihtimalle bir arkadaş tavsiyesiyle bu ortama girdiniz. arkadaşınız, "falanca aabiyle takılıyoruz" ya da "filanca arkadaşta var birlikte cigara takılcaz, süper ortam sen de gel" diyecektir. içiciliğe bu yolla başlarsanız, büyük bir ihtimalle benzer bir yolla başlayacaksınız, üç beş seanstan sonra, supplier dan otun bittiği haberi gelecektir. genelde satıcı olan bu şahısın size "abi bende de bitti, 50 liralık alcaktım zaten, siz de 50 koyun daha çok verirler, adam gibi cigara içeriz" demesi yüksek ihtimal. hatta öyle bir düzendirki bu içerisinde torbacı olarak bilinen dağıtıcının (arkadaşın arkadaşı, bi aabi vs.) yanında "otlakçı" denilen ara sektörü de oluşturmuştur. bu otlakçılar, asıl torbacı "public" olduğu zaman onun işlerini yapar ve size getirdiği ottan "bi çifli" koparır. ben torbacı değilim bi torbacıdan parayla alıyorum diyen genelde torbacıdır. ben torbacıyım diyen ise genelde üreticidir, dikkatli olmanızda fayda var.

"uçacaksın abi birazdan"
üçüncü olarak verdiği ruh halinden bahsetmek isterim. evet uçacaksınız. ama tahmin ettiğiniz gibi değil. fırtınalı bir duygu yoğunluğu olacak. sebepsiz yere gülecek, yanlış mı konuşuyorum acaba diye ürkecek, en son ne diyodum diye şaşıracak, kısacası sapıtacaksınız. zaman akışı yavaşlayacak, yürüdüğünüz yol bitmeyecek, konuştuğunuzu kendiniz bile dinlemeyeceksiniz. sürekli birşeyler yemek isteyecek, önünüze gelen herşeyi tüketeceksiniz.
güldüreni, ağlatanı, düşündüreni gibi sıfatalar takılacak, "ohh iy ki içitik dimi?" gibi sorularla karşılaşacaksınız. ayrıntılarını bilmiyorum ama o günlerdeki ruh halinize göre bazı duygularınızı çok şiddetli yaşayabilirsiniz. eğer o dönemde depresyondayasanız, ya da depresyona yatkın bir ruha sahipseniz işiniz çok daha zor demektir ki bu da, bundan sonra kullanmaya devam edeceğinizi gösteriyor, hayırlı işler.
asıl sorun maddenin iki üç saatlik etkisi geçtikten sonra başlayacak. bilgisayar başına oturduğunuz zaman "iyi de niye bilgisayar?" deyivereceksiniz. her zaman zevkle oynadığınız oyundan hemen sıkılacak, kendi paranızla aldığınız 7800 sli canavarların verdiği haz kaybolacak, sözlükte ilk sizin açtığınız popüler başlığın altına yeni gelen giriler sizi hiç ilgilendirmeyecek, boş boş bakacaksınız. hatta "uyuyum da kurtuluyum bu ruh halinden" diyeceksiniz. tekrar etmekte yarar var, eğer ruh haliniz kötü ise, ya da depresyona yatkın bir ruh hali taşıdığınıza inanıyorsanız kesinlikle denemeyin.

dördüncüye gelirsek, ileride alışmanız durumunda hep gizli ortamlarda içmeniz gerekecek bunu kesin hesaba katın. göz kapaklarınız iyice düşecek ve eve gittiğinizde sorulacak en basit soruya bile saçma sapan cevap verip gülmeye başlayacaksınız. bu yüzden eğer içmeye kararlıysanız bugünlük eve etkisi geçtikten sonra gitmeyi deneyin. öğrenci iseniz ev arkadaşlarınızın karşısına bu halde çıkmayın. çünkü az önce birlikte olduğunuz insanlar sizin hayat tarzınıza göre konuşup sohbet eden insanlar değildi. onlar başka dünyanın insanları ve beğenileriniz bile farklıdır. çünkü onlar içiciler ve siz "ilk kez deneyen"siniz. bundan sonra onların arasında olup olmamak sizin elinizde. bu ortamın etkisi hala üzerinizde olacağı için arkadaşlarınızın yadırgayacağı, size ait olmayan cümleler kurabilirsiniz. o yüzden kısacası belli bir süre eve gitmeyin. kesinlikle unutmayın, ileride kullanmaya devam edecekseniz başka bir dünyaya gireceksiniz. arkadaşlarınız değişecek, alışkanlıklarınız farklılaşacak, lümpen sınıfına gireceksiniz. tabi zaten ben o dünyadanım diyorsanız iş farklı.

"ottur günaa yoktur"
bunu genelde kullanmanızı isteyen kişilerin ağzından ramazan ayında duyarsınız. ağızlarını yaya yaya söylerler. resmen salya saçarlar. "hayır arkadaşım bu iyi bi bok değil, ben içiyorum, içersen karışmam" diyenini hiç duymadım. onlara göre ot hep güzeldir, zevklidir. sulu acıdır, zararlıdır. ot zararsızdır. sulu diye tabir ettikleri alkollü içeceklerdir. genelde bağımlılar sadece esrarı tercih ederler.

son olarak kullanmadan önce insanın kendi kendisine sorması gereken en önemli soruya değinmek istiyorum. "tamam, her şey güzel de neden içeyim?" hayatınızda ne gibi bir eksikliği karşılayacağını düşünmeniz gerekir.

esrara karşı bir alternatif olarak kesinlikle görülmemesi dileğiyle, 35 lik rakı, iki porsiyon lüfer (dalyan olmasın), bol sirkeli salata, tereyağlı mısır ekmeği ve iki dostun yan yana geldiğini düşünün, bu hayattaki eksikliklerin çoğunu karşılayacaktır. burada önemli olan muhabbettir. açıksa televizyon kesinlikle kapatılmalıdır. on beş günde bir tavsiye edilir. "takılacağınız" diğer ortamdan çok daha iyidir.

bu maddeyi yetiştirenleri, dağıtanları, hatta özendirenleri ilk önce sahra çölündeki erkek develerle cinsel ilişkiye sokup sonra çin seddindeki taşları üç kere saydırmak gerekir. akıllanmayanları kısırlaştırdıktan sonra vücutlarını kutuplarda dondurup, zihne müdehale edecek alet icat edilene kadar toplumdan uzaklaştırılması gereklidir, üremeleri engellenmelidir.
quantum quantum
bilimsel adı "delta 9 tetra-hidro cannabinol" olan halk arasında "ot" denilen maddedir.kullanıldığı durumlarda mide yokmuş hissi verir.devamlı susatır ve acıktırır.aslen psikoaktif bir maddedir.etrafınızdakilerin ruh haline geçmenizi sağlar.bu yüzden grup halinde kullanıldığında aynı frekansta titreşirsiniz.farklı kullanım teknikleri mevcuttur.en etkilisinin "kova metodu" olduğu bilinir.ama "kafa olma" kavramını etkileyen ana etkenler şu şekilde sıralanır...
1 - psikoloji
2 - teknik
3 - kalite
uzun süre kullanımda fiziksel bağımlılık yapmasada psikolojik bir bağımlılığa neden olur.ayrıca uzun sure kullanımda "panik atak" hastalığına neden olur.dünya üzerindeki panik atak hastalarının %80'i esrar kullanımı sonucu bu hastalığa yakalanmışlardır.kimyasal uyuşturucu kullanımına başlamanın ilk aşaması olarak kabul edilir.
1 /